TBMM
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, son günlerde bir darbe tartışması yaşandığını belirterek, bu darbenin doların darbesi olduğunu söyledi.
"Vatandaşa, üreticiye, sanayiciye, ticarete, üretmeyen tüketen, tükettiğini ithal eden Türkiye'nin tamamına bu hafta dolardan büyük bir darbe indi." diyen Türkkan, doların 7 lirayı aştığını dile getirdi.
Doların her durumda Türkiye'de yükselişinin devam ettiğini savunan Türkkan, Türkiye'nin tamamen sistemsel bir açmaza girdiğini iddia etti.
Türkkan, doların "hükümetin elinde patladığını" ileri sürerek, şöyle konuştu:
"Hani başkanlık sistemi geldiğinde ekonomi yükselişe geçecekti? Hani 2023 yılında dünyanın 10 büyük ekonomisi içine girecektik? Oysa şu an bırakın 2023'ü 2013’ü bile mumla arıyoruz. Neydi 2013'te milli gelirimiz? Tam 12 bin 500 dolardı.
2019 yılında kişi başı milli gelir 9 bin 127 dolara düştü. Bugün ise milli gelirimiz ortalama 7 bin 200 dolar. Esas korkunç olanı ise herkesin bildiği bir gerçeğe göre Türkiye ekonomisi bu sene yüzde 5 küçülecek. Yani biraz daha fukaralaşacağız. Sene sonu milli gelirimiz 6 bin 848 dolar olacak. Bu da en iyi tahmine göre."
Türkkan, ekonomi dolara hayati derecede bağlıyken doların 7 liranın üzerine çıkmasının ekonomiyi bitkisel hayata sokacağını iddia etti.
Lütfü Türkkan, iktidarın gündemi değiştirmeye çalıştığını öne sürerek, hükümetin mutfaklara, cüzdanlara, babalara en büyük darbeyi indirdiğini savundu.
Hükümetin, ithal edilen tarım ürünlerine ve yabancı çiftçilere gösterdiği hürmeti kendi çiftçisinden esirgediğini ileri süren Türkkan, tarımsal üretimde açıklanan destek miktarlarının, destekten çok sadaka olduğunu söyledi.
Türkkan, üretimi değil ithalatı teşvik eden tarım politikaları yüzünden Türkiye'nin kendi vatandaşını doyuramama tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu savunarak, buğday ve diğer hububat ürünlerinde 3 ay daha ithalat olmazsa açlığa ve kıtlığa mahkum kalınacağını dile getirdi.
İktidarın üst üste yanlışlar yaptığını iddia eden Türkkan, "Yanlışlar yüzünden ülke neredeyse İran'a, Venezuela'ya dönüşmek üzere." dedi.
"Türkiye'nin geleceği demokrasiye ve adalet sistemine bağlı"
Dolara müdahale etmeye çalışılırken faizlerin düşürüldüğünü, bunun da bir hata olduğunu ileri süren Türkkan, gelecekle ilgili endişeler bulunduğunu ve endişeler giderilmeden bu durumdan kurtulunulumayacağını savundu.
Türkkan, yabancı yatırımcının da Türkiye'ye karşı endişeli yaklaştığını öne sürerek, "Ülkemizin ekonomik çıkarları ve iktisadi gelişmesi, demokrasi geleneğine ve yeniden inşa edeceğimiz adalet sistemine bağlıdır. Demokrasi yeniden kaim kılındığında içinde bulunduğumuz tüm krizlerden milletimizin gücüyle çıkabiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
Demokrasi ve adaletle beraber dünyada kendisine yatırım alanı arayan 1 trilyon doların da Türkiye'ye gelebileceğini iddia eden Türkkan, böyle bir durumda her şeyin bir yıl içinde düzeleceğini dile getirdi.
Türkkan, BDDK'nin, ekonomiyle alakalı bir takım söylemlerin, işlemlerin suç olacağına dair yeni yönetmeliği olduğuna dikkati çekerek, bu yönetmelikle ekonomiden bahsetmenin, doların 8 lira olabileceğini söylemenin suç sayılacağını öne sürdü. Türkkan, bunun sonunun iyiye gitmeyeceğini vurguladı.
Odaların seçimleri tartışması
Meslek örgütleri yönetimlerinin seçiminde değişiklik yapılmasına ilişkin açıklamaların hatırlatılması üzerine Türkkan, ortada bir gerçek bulunduğunu, bunun da iktidarın artık yönetemediği olduğunu öne sürdü.
Türkkan, hükümetin 18 yıllık iktidarlığı süresince baroların ve meslek odalarının seçimiyle ilgili herhangi bir değişiklik düşünmemişse ve bugün değişiklik yapılmaya çalışılıyorsa bununla "artık biz bu ülkeyi yönetemiyoruz" dendiğini söyledi. İYİ Partili Türkkan, bu yaklaşımın, yönetebilmek için demokrasi dışı her türlü yola başvurmakta sıkıntı görülmediği anlamına geldiğini iddia etti.
İnfaz düzenlemesiyle ilgili CHP'nin başvurusunu Anayasa Mahkemesi'nin esastan görüşme kararı aldığı hatırlatılarak değerlendirmesi sorulan Türkkan, başından beri bunun infaz düzenlemesi değil af yasası olduğunu söylediklerini aktardı.
"Rahşan affı da böyle başladı, Anayasa Mahkemesinin kararıyla genel bir affa dönüştü." ifadesini kullanan Türkkan, Anayasa Mahkemesinin şimdiki kararının da infaz düzenlemesinin de genel bir affa gideceğine dair bir işareti olduğunu öne sürdü.
Türkkan, Rahşan Ecevit istediği için o affın "Rahşan affı" olarak anıldığını belirterek, bu yasa tasarısının da yarınlarda affı en çok kim istediyse onun ismiyle anılacağını iddia etti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com