İSTANBUL
Mimari eserleri, turistik mekanları ve kültürel güzellikleriyle dünyanın gözde şehirleri arasında yer alan İstanbul, kalabalık nüfusunun yanı sıra, yüz binlerce kediye de ev sahipliği yapıyor.
Şehrin her semtini kendilerine mekan tutan sokak kedilerini, sahiplendikleri bir iş yerinde, bazen bir turistik mekanda, kimi zaman da derme çatma meskenlerde görmek mümkün.
Bulundukları semtin müdavimleri haline gelen kediler, vatandaşların yanı sıra, esnaf ve turistlerin ikram ettiği yiyecek ve içeceklerle besleniyorlar. İstanbul'un hemen her köşesinde karşılaşılabilen sokak kedileri, şimdiye kadar birçok belgesel ile yabancı gazete ve dergilere de konu oldu.
Kediseverler, "Şerafettin", "Binnaz", "Cevriye", "Garfield", "Pati", "Şişko", "Domino" ve "Ponçik" gibi isimler verdiği sokak kedilerine büyük bir sevgi ve şefkatle yaklaşıyor. İnsan kadar şehirlerde, cadde ve sokaklarda yaşama hakkı bulunan kediler de kendilerine gösterilen sevgiyi karşılıksız bırakmıyor.
Özgürlüğüne düşkün sokak kedilerini kimi zaman bir dükkanın önünde, kimi zaman bir bankta güneşlenirken ya da balık tutan amatör balıkçıların peşinde yiyecek isterken görmek mümkün.
Kubbe İstanbul'un sevimli sakinleri
"Kent manzarası" tutkunlarının ve turistlerin uğrak yeri haline gelen Fatih'teki Kubbe İstanbul da çok sayıda kediye ev sahipliği yapıyor.
İşletmeci Hüseyin Coşkun, kedileri insanlara en yakın canlılar olarak gördüğünü söyledi.
Kedilerin zararsız hayvanlar olduğunu ve insanlarla iyi iletişim kurduklarını belirten Coşkun, Kubbe İstanbul'da da sokak hayvanlarına sahip çıktıklarını anlattı.
Coşkun, "Buraya geldiğimizde çok sayıda kedi olduğunu gördük. İnsanlar gelip diyorlar ki 'Kediler misafirleriniz, onlara sahip çıkmanız ne güzel.' Ancak biz öyle düşünmüyoruz. Çünkü aslında biz burada misafiriz, geldiğimizde onlar buradaydı." dedi.
Kedileri "İstanbul'un süsü" olarak gördüğüne değinen Coşkun, "Nasıl ki gökyüzünde martılar olmadan bir İstanbul düşünemezsek bence sokaklarında kedi olmayan bir İstanbul'u da düşünemeyiz." ifadesini kullandı.
Beyoğlu'nun 18 yıllık müdavimi: Şişko...
Beyoğlu'da optik mağaza işleten Faruk Akkuş da iş yerinde beslediği "Şişko" isimli kedinin özellikle turistlerin ilgisini çektiğini vurguladı.
Görenlerin yiyeceklerini "Şişko" ile paylaştığını aktaran Akkuş, esnafın da kedilere mamanın yanı sıra, kendi yemeklerinden verdiklerini kaydetti.
Kedilerin esnafın dükkanlarında yaşadığını anlatan Akkuş, "Şişko, mağazayı açmadan önce gelir, kapının önünde bekler. Kapıyı açtığımızda hemen içeri girer. Temizlenir, mamasını alır, sonra da uyur. Öğle vaktinde kalkar ve dolaşır. Akşama doğru tekrar gelir ve uyur. Çoğunlukla uyumakla geçiriyor zamanını, uyumayı çok seviyor. Kendisi 18 yaşında, buranın eskilerindendir. Herkesi bilir, herkesi tanır. Herkesin dükkanına mutlaka gider." diye konuştu.
"Kedi burada diye dükkana giren bir sürü müşteri var"...
Taksim'de enstrümanların satıldığı müzik marketi sahibi Berkant Kaya ise iş yerinde "Domino" ve "Ponçik" isimli iki kediyi beslediğini söyledi.
"Sırf kedi var diye dükkana giren bir hayli müşteri var. Bu kediler bizim dükkanımızın da çekim merkezi aynı zamanda." diyen Kaya, kedilerin kendilerine fazla ilgi gösteren turistlerle de iyi anlaştığını dile getirdi.
Kaya, "Bu kediler Avrupa'da süs bitkisiymiş gibi beslenen kedilerden değil. Bunlar özgür, istediği zaman girer, istediği zaman çıkar. Canı istemezse gelmez, canı isterse gelir. İstediği yerde yatar. Hiç kimse 'oradan kalk da şurada yat' demez. Nereyi rahat bulurlarsa orada yatıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Semtteki kedilerin kendi aralarında mıntıka paylaşımı yaptığını, sahiplendikleri alanlarda başka kediye tahammül gösteremediklerini vurgulayan Kaya, müdavim kedilerin kıskanç olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com