İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin "Kovid-19 Sürecinin Öncesi ve Sonrası İş Ahlakı Açısından Değerlendirme" raporunda, "Çalışanların yeni iş modellerine adaptasyonu ve bu konudaki eşitsizlikler konuları iş dünyası ve kamu otoritelerinin elzem sorumlulukları arasında yer almalıdır. Üniversiteler ve eğitim kurumları da bu konulardaki kapasitelerini geliştirmelidir." denildi
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, İstanbul Ticaret Üniversitesi akademisyenleri tarafından hazırlanan Kovid-19 raporlarına bir yenisi eklendi.
İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Torlak, öncesi ve sonrasıyla süreçte iş ahlakını değerlendiren bir rapor hazırladı. Raporda, ekonomi politikalarının ahlaki yansımaları, adaletsizlik ve eşitsizlikleri besleyen süreçler irdeleniyor.
"Kovid-19 Sürecinin Öncesi ve Sonrası İş Ahlakı Açısından Değerlendirme" başlığını taşıyan raporda, reel sektör yerine finans kapitalizminin oldukça hakim bir konuma erişmiş olmasıyla ciddi bir kırılmanın yaşandığı belirtilerek, reel sektörde faaliyet gösteren ve piyasada var olabilme mücadelesi veren çok sayıdaki işletmenin finans kapitalizminin ürettiği ve işlettiği çarklar içerisinde makul ve öngörülebilir bir rekabet ile rekabet edebilme kapasitesinin her geçen gün azaldığı kaydedildi.
Raporda, 2008 finansal krizi ve içinden geçilen Kovid-19 ortamının beraberinde getireceği kriz dönemlerinde ekonomilerdeki bölüşüm adaletsizliklerinin ve eşitsizliklerin oluşturduğu sonuçların daha yoğun yaşandığı ifade edildi.
20. yüzyıla kadar devletlerin kontrol edilemeyen tamahkarlığa varan sömürgecilik hırslarının yerini 17. yüzyıldan itibaren daha bölgesel hamlelerle mesafe alan ve ardından İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki hızlı yükselişleriyle şirketlerin aldığı belirtilen raporda, teknolojideki gelişmeler ve elektronik ticarette de dijital kartel ve tekel olma başarısının yine şirketler tarafından ortaya konulduğu kaydedildi.
Raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Büyük şirketler, sektörlerin değişen rekabet yapısına göre ve teknolojik dönüşümlere bağlı olarak stratejilerini ve odaklarını hızla değiştirebiliyor. Küresel güç olma iddiası olan şirketlerin önemli bir kısmı kendilerinin yetersiz olduğu ya da geç olduğu durumda ise atak olan girişimcileri satın alma politikası ile kendini uyarlamayı biliyor. Yani aslında sermayenin gücü sektörel cazibeye göre kendini hızla uyarlayabilme yeteneğine sahiptir.
Yeni iş modelleri 20 yıldır konuşuluyor. İnternet ve dijitalleşme ile ekonomik aktivitelerde önemli değişimler de yaşanıyor. Sıklıkla yemek yediğimiz lokanta esnafı, platform üzerinden yemek alternatifi sağlayabilen, hiç bilmediği ve mesafe olarak oldukça uzak sayılabilecek yeni rakiplerle rekabet etmek durumunda iken, küçük bakkal ya da market, kırtasiyeci, konfeksiyoncu esnafı da benzer şekilde dünyanın herhangi bir yerindeki rakiplerle karşı karşıya artık..."
Kaynak: AA . dikGAZETE.com