Kudüs
İsrail’in Gazze’ye saldırıları 17. gününe girerken ülke medyası, İsrail ordusunun kara harekatının henüz gerçekleşmemesiyle, savaşın sıcaklığının İsrail tarafında düşmeye başladığı bu günlerde, iç siyasi tartışmalar ve hesaplaşmalara daha fazla ağırlık veriyor.
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e yaptığı beklenmedik saldırının şokunu atlatmaya başlayan İsrail basını, savaş öncesindeki yayınlarında sürekli hedefe koyduğu isme karşı eski temposuna geri döndü.
Basının hedefindeki o isim ise Başbakan Binyamin Netanyahu.
İsraillilerin çoğu, 7 Ekim felaketindeki başarısızlıkta Netanyahu’yu sorumlu tutuyor
Son kamuoyu yoklamalarına yer veren Haaretz, Times of Israel ve Yediot Ahronot gazeteleri, İsrail’de halkın büyük çoğunluğunun, 7 Ekim saldırılarını bertaraf etmekte başarısız olunmasının sorumluluğunu Netanyahu’da gördüğünü yazdı.
Buna göre, “Kamuoyunun yüzde 75'inin, 7 Ekim başarısızlığından öncelikli olarak Netanyahu'yu sorumlu tuttuğu” aktarıldı.
Haaretz, “Netanyahu, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısını tahmin edememenin sorumluluğundan kaçmaya ve bu sorumluluğu orduya yüklemeye çalışıyor." eleştirisine yer verdi.
Gazetede yayımlanan "Netanyahu İsrail'in Bekasına Yönelik Varoluşsal Bir Tehdittir" başlıklı makalede, "İsrail'in hem içeride hem uluslararası alandaki kırılganlığı, İran ve uzantıları ile ülkenin başarısız lideri Netanyahu'nun hatasıdır." değerlendirmesine yer verildi.
Başbakan Netanyahu'nun "görevde kalabilmek için tükenmişliğe ve halkın umutsuzluğuna güvendiğine" işaret eden Haaretz gazetesinden şu ifadeler yer aldı:
"Ancak savaşı yönetme konusunda ona güvenilemez ve bu onu kalıcı bir başarısızlık mirasından kurtarmayacaktır. Savaş bittiğinde, ister üç hafta ister üç ay olsun, siyasi cehennemin tüm kapıları (Netanyahu için) açılacak."
Gazete, Gazze’de Hamas’ın elinde esir tutulan 200’den fazla İsraillinin durumunu yönetme konusunda da Netanyahu’yu eleştirdi.
“Netanyahu'nun Rehine Koordinatörü Hamas'ın Kaçırdığı Herkesin Hayatını Tehlikeye Atıyor” başlıklı haberde, Gazze’deki rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak için Netanyahu tarafından "Rehineler ve Kayıp Kişiler Koordinatörü" olarak atanan emekli Tuğgeneral Gal Hirsch hedef alındı.
Haberde, "Hirsch, görevlendirildiği hassas işten çok kendi siyasi kariyerine önem veren, megalomanyak bir mesihçi ve yakın çevreden bir Bibi'cidir (Binyamin Netanyahu’nun lakabı). Egosunu masaya getirir, başka bir şey değil." ifadelerine yer verildi.
Jerusalem Post: İsrail hükümeti nerede?
Jerusalem Post gazetesi de yayımladığı başyazısı için "İsrail Hükümeti Nerede?" başlığını seçti.
7 Ekim saldırısını, “Yahudi devletinin (İsrail) tarihindeki en kötü katliam” olarak nitelendiren gazete, İsrailli vatandaşların saldırıya uğrayan İsrail yerleşimlerine yardım etmek için seferber olduğunu ancak hükümetin yaraları sarma konusunda işlevsiz kaldığını belirtti.
Gazetenin yazısında, "İsrailli gönüllüler savaş zamanında harikalar yaratıyor. Sıradan insanların bu duruma müdahil olması dikkat çekici ve iç açıcıdır, ancak bunu yapmak onlara düşmemeliydi." ifadelerine yer verildi.
Hükümete bağlı Ulusal Acil Durum Yönetim Kurumuna (NEMA) işaret ederek "Hükümetin bunun için bir kurumu var. Nerede o kurum?" sorusunu yönelten gazete, hükümet tarafından NEMA’nın “içinin boşaltıldığı” ve kurumun “otoritesinin ve gücünün azaltıldığına” işaret edildi.
Jerusalam Post, ayrıca Netanyahu hükümetindeki bakanlıkların Hamas ile savaş sırasında “işlevsiz” olduğunu bildiren bir demece yer verdi.
Gazetenin sözlerine yer verdiği İsrail Yerel Yönetimler Federasyonu Başkanı Haim Bibas, "Hamas'la savaşın başlamasından bu yana çoğu bakanlığın metruk ve işlevsiz olduğunu" söyledi.
Maliye Bakanlığının en işlevsiz bakanlık olduğunu söyleyen Bibas, Dini Siyonist Partisi lideri Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in, Gazze sınırındaki İsrail yerleşimlerindeki yerel yetkililere sivillerin tahliyesi ve gerekli ekipmanlar için yeterli bütçe vermediğini kaydetti.
Netanyahu İsrail basınına mesafeli
Times of Israel de İsrail Başbakanı'nın, “medyayla bağlarını kopardığını ve savaş zamanında soru almaktan korktuğunu” yazdı.
Gazete, "Başbakan, bu kara günde bile ülkesinin medyasıyla ve dolayısıyla İsrail halkıyla etkileşime girmiyor." ifadelerini kullandı.
Başbakan Netanyahu'nun İsrail televizyonlarına en son röportajını 13 Nisan 2023'te verdiğine dikkati çeken gazete, Netanyahu'nun "İsrail'in devlet televizyonu KAN'a röportaj vermeyi kabul ettiği en son tarihin ise 14 Eylül 2019, yani dört yıldan fazla bir süre önce" olduğuna vurgu yaptı.
Netanyahu’nun “yolsuzluktan yargılanan bir başbakan” olduğuna işaret eden gazete, “Halkın büyük bir kısmı ona olan inancını kaybetmiş durumda ama o halkıyla onların dilinde konuşmuyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Gazete, “Şimdi, bu savaş zamanında, basına konuşma fikri onu (Netanyahu) tir tir titretiyor. İsrail medyasındaki gazetecilerle ilişkisini mahveden adam, yönettiği ülke savaş halindeyken basın toplantısı yapmaktan aciz durumda ve bir röportaj bile veremiyor." ifadeleriyle duruma tepki gösterdi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com