MADRİD - Şenhan Bolelli
İspanya, demokrasi tarihinde ilk defa ciddi siyasi belirsizlikle karşı karşıya kalırken, Katalonya meselesinde de çıkış yolu bulmakta zorlanıyor.
İspanya'da hükümetin kurulamamasına yönelik siyasi çıkmaz ve Katalonya'nın bağımsızlık talebi konusunun altında yatan başlıca sebep olarak 2008 yılında başlayan ülke tarihindeki en büyük ekonomik kriz gösteriliyor.
İspanya'nın, sağda Halk Partisi (PP) ve solda Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ile çok uzun dönemdir süregelen iki büyük partiye dayalı siyasi sistemi, ekonomik krizle bozuldu.
Yeni kurulan siyasi partilerden aşırı sol görüşlü Podemos (Yapabiliriz) ve liberal görüşlü Ciudadanos (Vatandaşlar) oy pastasını bölerek PP veya PSOE'nin tek başına iktidar olmasının önünü kesti.
Bunun sonucu 20 Aralık 2015 ve 26 Haziran'daki genel seçimlerden sonra anlaşmayı başaramayan siyasi partiler, 10 aydır hükümet kuramıyor.
İktidardaki PP, yeterli siyasi destek bulamıyor
2007'den bu yana ülkeyi yöneten ve her iki seçimden de birinci parti olarak çıkan PP, ekonomik kriz boyunca uyguladığı kemer sıkma politikaları, partisinin yaşadığı yolsuzluk suçlamalarıyla ilgili davalar ve Katalonya meselesinde takındığı sert ve değişmez tavır nedeniyle siyasi destek bulmakta zorlanıyor.
Uzun süren müzakerelerin ardından sadece Ciudadanos ve 1 milletvekili bulunan Kanarya Koalisyonu'nun dış desteğini almayı başaran PP, azınlık hükümeti kurmak için 31 Ağustos ve 2 Eylül'de mecliste yapılan güven oylamalarında yeterli sayıyı yakalayamadı. Her iki oylamada da 170 "Evet"e karşılık 180 "Hayır" oyu çıktı.
PSOE ise tarihindeki en büyük krizi yaşıyor
Olası bir sol hükümet için Podemos ve ayrılıkçı Katalan partileriyle anlaşmaya kesinlikle yaklaşmayan PSOE ise tarihindeki en büyük krizi yaşıyor.
Bask ve Galisya'da 25 Eylül'de yapılan yerel parlamento seçimlerinden büyük hezimetle çıkan PSOE'de muhalif grupların baskıları sonucunda 2014'ten bu yana sosyalistlerin liderliğini yapan Pedro Sanchez, 1 Ekim'de istifa etmek zorunda kaldı.
PSOE'nin yaşadığı sorunlardan dolayı ülkeyi üçüncü bir seçime götürmekten kaçınacağı ve "çekimser" oy kullanmayı kabul ederek PP'nin azınlık hükümeti kurmasının önünü açacağı yorumları yapılıyor.
Ancak gerek PSOE gerekse Podemos'da görünen parti içi tartışmalarda, olası bir yeni seçimde oylarını daha da artıracağını düşünen PP'nin yeni şartlar getirerek üçüncü seçime gidilmesini istediği konuşuluyor ve aynı konu siyaset uzmanlarınca da vurgulanıyor.
Hükümetin ay sonuna kadar kurulması gerekiyor
İspanya'daki yasal düzenlemeye göre hükümetin 31 Ekim akşamına kadar kurulması gerekiyor. Bunun olmaması halinde meclis feshedilerek erken seçime gidilmesi gerekiyor.
Yasal takvime göre yeni bir erken seçimin tarihi 25 Aralık olarak çıkarken, bu tarihin Noel'e denk gelmesinden dolayı yeni bir düzenleme yapılması için çalışmalar yürütülüyor. Ekim ayı ortalarında mecliste görüşülecek seçim yasası reformuyla olası yeni genel seçimin daha öne alınması planlanıyor.
Katalonya bağımsızlık girişimlerini sürdürüyor
Bu arada 2006 yılında dönemin sosyalist hükümetinin girişimiyle kazandığı yeni özerklik statüsündeki hakları 2010 yılında Anayasa Mahkemesinin kararıyla kaybeden ve ekonomik kriz sonrasında İspanya devletinden talep ettiği yeni mali anlaşmayı kabul ettiremeyen Katalonya, 2011 yılından bu yana bağımsızlık yanlısı girişimleriyle gündeme geliyor.
Katalonya özerk yönetim hükümeti bağımsızlık sürecini meşrulaştırabilmek için İspanya'daki siyasi belirsizliğin bitmesini bekliyor.
2010 ila 2015 yıllarında 28 Kasım 2010, 25 Kasım 2012 ve 27 Eylül 2015 olmak üzere 3 kez yerel parlamento seçimine giden Katalonya, son 6 yılda sadece bağımsızlık yanlısı girişimlerle gündeme geldi.
Katalan parlamentosunun 27 Eylül 2012'de aldığı bağımsızlık için referanduma gidilmesi kararının ardından 23 Ocak 2013'te yine aynı parlamentoda "bağımsızlık deklarasyonu" adı altında karar kabul edildi.
İspanya Anayasa Mahkemesinin iptal kararına rağmen 9 Kasım 2014'te yapılan referanduma katılım yüzde 37,02 olurken, "Katalonya'nın bağımsız bir devlet olmasını ister misiniz?" sorusuna katılımcıların yüzde 80,76'sı "Evet" yanıtını verdi.
Katalonya parlamentosunda bağımsızlık yanlısı Junts pel Si ve CUP partilerinin toplam oranı yüzde 48'de kalsa da Junts pel Si, azınlık hükümeti olarak Katalonya'yı yönetip bağımsızlık yanlısı girişimlerini parlamentodan geçirmeye devam ediyor.
Katalan parlamentosunda 27 Temmuz'da kabul edilen "yapıcı süreç" adlı 11 maddelik metinde ilk defa tek taraflı bağımsızlığa atıf yapıldı. Katalonya'daki bağımsızlık hedefinde, ilk katılımcılığın sağlanacağı, daha sonra İspanya devletiyle bağların kopartılacağı ve son olarak kurulacak Katalonya Cumhuriyeti'nin halk tarafından onaylanması için referanduma gidileceği ifadeleri yer aldı.
Bağımsızlıkla ilgili her girişimi İspanyol mahkemeleri tarafından iptal edilen Katalonya parlamentosu, son olarak 6 Ekim'de aldığı kararla Eylül 2017'de bağımsızlık yanlısı referanduma gidilmesinin öngörüldüğünü duyurdu.
Katalan siyasetçilere karşı hukuki adımlar
Öte yandan, bağımsızlık yanlısı girişimlerin öncüleri olan Katalan siyasetçilere karşı İspanyol devletinin attığı hukuki adımlar da devam ediyor.
Savcılık, Anayasa Mahkemesinin kararına uymayarak 9 Kasım 2014'teki referandumun yapılmasını sağladığı için eski Katalonya Başkanı Artur Mas için 10 yıl, dönemin Katalonya Başkan Yardımcısı Joana Ortega ve Eğitim Bakanı Irene Rigau için 9'ar yıl kamu görevinden men cezası talep etti.
Anayasa Mahkemesi de oy birliğiyle aldığı kararda Katalonya Meclis Başkanı Carme Forcadell'in yargılanması için savcılıktan yasal süreci başlatmasını istedi. Forcadell, Anayasa Mahkemesinin kararına uymayarak 27 Temmuz'da Katalonya parlamentosunda "yapıcı süreç" ile ilgili metinin oylanmasına izin vermekle suçlanıyor.
Katalonya'daki bağımsızlık yanlısı girişimlerden dolayı sanık olan diğer bir Katalan siyasetçi Francesc Homs'un ise yargılanmasının önünün açılması için İspanya meclisinden bu kişinin milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması talep edildi.
dikGAZETE.com