?>

İngiltere'de "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" paneli düzenlendi

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere'nin başkenti Londra'da "Daha Adil Bir Dünya Mümkün (A Fairer World is Possible)" başlıklı panel düzenledi.

Dünya - 6 saat önce

Londra

Panele, Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Osman Koray Ertaş, İngiltere Parlamentosu üyeleri, akademisyenler, insan hakları savunucuları, gazeteciler, uluslararası yetkililer, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı.

Panel, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un mesajıyla başladı.

Programın açılışında konuşan Büyükelçi Ertaş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Altun'a etkinliği düzenledikleri için teşekkürlerini sundu.

Ertaş, dünyanın köklü dönüşümlerden geçtiği bir dönemde olduğunu belirterek, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan uluslararası düzenin, ironik şekilde, onu tasarlayan aktör tarafından test edildiğini bildirdi.

Büyükelçi Ertaş, "Son gelişmeler bazıları için şaşırtıcı gelse de gerçek şu ki bu noktaya bir gecede gelmedik. Savaş sonrası dönemde tasarlanan siyasi ve ekonomik yapılar bugünün zorluklarını aşmakta başarısız oluyor." dedi.

Yaklaşık 20 yıldır bu sistemin adalet, istikrar ve güvenlik sağlamakta zorlandığının görüldüğünü kaydeden Ertaş, bu başarısızlığın açık bir örneğinin, modern tarihin en büyük krizlerinden biri olan Kovid-19 salgınına verilen küresel tepki olduğunu ifade etti.

Milyonlarca hayatın tehlikede olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin bir karar almasının 100 gün sürdüğünü hatırlatan Ertaş, bu gecikmenin daha geniş bir işlev bozukluğunu yansıttığına dikkati çekti.

Ertaş, yeniden adaletin değil gücün sonuçları belirlediği bir dünyaya geri dönüldüğünü vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gerçekten adil uluslararası sistem olmadan, çok taraflılık çağrıları sözde kalmaktan öteye gidemez. Bu durum hiçbir yerde Filistin trajedisine verilen tepkide olduğu kadar belirgin değil. Dünyanın Filistin'deki trajediye verdiği tepki ile Ukrayna gibi diğer krizlere verdiği tepki arasındaki keskin tezat, insanlık olarak yüzleşmemiz gereken ciddi bir etik ikilemi ortaya koymaktadır. İnsani acılar karşısında gösterilen küresel tepki bile seçicidir. Örneğin Sudan'daki insani katliam hakkında pek bir şey duymuyoruz. Aynı şey Somali ya da Myanmar için de geçerli. Filistinlilerin zorla yerlerinden edilmesine dayanan bir çatışmanın, şimdi onları daha da yerlerinden edecek önerilerle tırmandırılıyor olması daha da rahatsız edici. Türkiye, Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecek."

"Türkiye yıllardır daha adil ve demokratik küresel düzen çağrısında bulunuyor"

Ertaş, Türkiye'nin yıllardır daha adil ve demokratik bir küresel düzen çağrısında bulunduğunu belirterek, adalet, eşitlik ve onuru gözetmeyen sistemin kalıcı çözümler üretemeyeceğini savundu.

Yoksulluk, gelir eşitsizliği, gıda krizi, düzensiz göç, terör ve iklim değişikliği gibi küresel sınamalarla mücadelenin, yine küresel işbirliğine ihtiyaç duyduğunu aktaran Ertaş, "Tüm bu sınamalara karşın kötümserliğe kapılamayız. Özel ve kamu aktörleri olarak birlikte çalışmalı, daha insancıl, gerçekçi ve işbirlikçi bir küresel düzen kurmalıyız." dedi.

Büyükelçi Ertaş, değişimin ancak milletler ve toplumlar, kolektif irade ve ahlaki cesaretle hareket ettiğinde yaşanacağının altını çizdi.

"Gazze, Siyonist sömürgecilikle batı emperyalizminin bir araya geldiği nokta"

Oxford Üniversitesinden Emeritus Profesör Avi Shlaim ise moderatörlüğünü gazeteci Ghida Fakhry'nin yaptığı panelin "İnsan Hakları ve Filistin: Günümüz Dünyasında Adalet Arayışı" başlıklı ilk oturumunda konuştu.

Gazze'de yaşananları tek kelimeyle "soykırım" olarak nitelendiren Shlaim, siyonizmin yerlileri ortadan kaldırma mantığına sahip olduğunu söyledi.

ABD'li filozof ve dilbilimci Noam Chomsky'nin İsraillilerin Filistin topraklarını gasbetmesini "Emperyalizmin en aşırıcı formu" olarak yorumladığını hatırlatan Shlaim, "1917'deki Balfour Deklarasyonu'nun ardından Filistinli halk, siyonist sömürgeciliği altında ezilmiş, aynı zamanda batı emperyalizmiyle karşılaşmıştır. Buna sonra ABD de dahil olmuştur. Gazze, siyonist yerleşimci sömürgeciliği ile acımasız Batı emperyalizminin bir araya geldiği noktadır." dedi.

Shlaim, Britanya'nın Filistin meselesinin başlangıç noktası olduğunu vurgulayarak, "Britanya'daki hiçbir hükümet bu tarihi sorumluluğu kabul etmemiştir. Nekbe 1948'de gerçekleşti. Filistinlilerin 4'te 3'ü mülteci oldu. Burada haritadan silinen bir ülke söz konusu. Ama Nekbe bir süreçtir, 1948'den beri devam ediyor." değerlendirmesini yaptı.

Uluslararası Adalet Divanı'nın, İsrail'in Filistin topraklarında yaptığı eylemleri yasa dışı bulduğuna değinen Shlaim, bunlara rağmen İsrail'e karşı adımlar atılmadığını belirtti.

Batı hükümetleri ile halkları arasında bir kopuş olduğuna dikkati çeken Shlaim, "Hükümetler İsrail yanlısı ve tek taraflılar. ABD hükümeti burada İsrail'in savaş suçlarında suç ortaklığı yapıyor. Britanya da farklı değil. Filistin'in istekleri göz ardı ediliyor. Batı hükümetlerinin tutumlarını bir gecede değiştireceğini de ummuyorum." ifadelerini kullandı.

Shlaim, İsrail'in Batıdan aldığı desteğe de işaret ederek, "İsrail, Batı için büyük bir varlık, büyük bir araç. İsrail, etrafı otoriter devletlerle çevrili bir 'Demokrasi adası' olarak düşünülüyor. Bu nedenle batıdan destek ve sempati görüyordu. Bugünkü duruma bakarsanız İsrail bir demokrasi değil, apartheid devletidir." dedi.

Batının İsrail'i desteklese de sivil toplum hareketlerinin güç kazandığına vurgu yapan Shlaim, hükümetlerin bu şiddet içermeyen hareketlere kulak vermek zorunda kalacağı öngörüsünde bulundu.

Shlaim, Oxford Üniversitesinde Filistin'e destek için kurulan öğrenci kampında, Yahudi öğrencilerin de yer aldığını belirterek, kendisinin de buna destek verdiğini anlattı.

İsrail'in Yahudiler için güvenli bir ülke olmak için kurulduğunu söyleyen Shlaim, "İsrail, Yahudiler için en güvensiz yer. Ben de Yahudiyim, İsrail ordusunda yer aldım. Temel prensipler vardı. Ama (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu hükümeti, bu prensiplerin tam tersi, en gaddar, açıktan ırkçı, Yahudileri üstün gören bir hükümet. Bu hükümetle dünyadaki Yahudiler arasında büyük fark var." diye konuştu.

"Batı, doğru yolu en son bulan taraf oldu"

Panelde konuşan ABD-Orta Doğu Projesi Başkanı Daniel Levy ise "Nekbe'nin sona erdirilmesi" fikrinin birçok siyasi sınıfta kabul edilen bir görüş olduğuna dikkati çekti.

Bunun bir etnik temizlik anlamına geldiğini söyleyen Levy, "İsraillilerde öğrenilmiş bir deneyim var. Saf bir cezasızlık söz konusu. Bu cezasızlık onlara bu yolda sunulmuş bir şey. Pragmatik görüşler ortadan kalkmış durumda. Burada İsrail dışı aktörlerin de sorumluluğu var." dedi.

Levy, İsrail'in bu durum karşısında cesaretinin arttığına işaret ederek, öncelikle İsrail'in cezasızlığı ve bunu sağlayanların cezasızlığının çözülmesi gerektiğini söyledi.

"Cezasızlığın sınırının olmadığını 15 aydır görüyoruz. Bir sıfır noktasındayız. Bu uluslararası sistemin çöküşü." diyen Levy, alternatif bir düzen olmadığının altını çizdi.

Levy, tüm kurumların görmezden gelindiğini kaydederek, İsraillilerin yurt dışındaki spor müsabakaları ve seyahatlerini planlarken bir kere daha düşünmek durumunda olduğunu söyledi.

Bazı spor kulüplerinin maçlarını seyircisiz oynamak istediğini, bazı İsrailli yetkililerin ise seyahatlerinde bazı ülkelere gitmemeyi tercih ettiğini anlatan Levy, "Tek kutuplu bir dünyada yaşamıyoruz. Batıda ne yaparsak yapalım, beklentilerimiz farklı. Batı hükümetleri, bize en son yetişecek hükümetler. Güney Afrika'daki apartheidde de Batı doğru yolu en son bulan taraf oldu." diye konuştu.

Batı basınını da eleştiren Levy, batılı medya kuruluşlarının İsrail'in Gazze'ye muhabir yollamama taleplerine olumlu yanıt verdiğini kaydetti.

Levy, batı medyasının yurttaş gazeteciliğine de önem vermediğini vurgulayarak, "Bu noktada hesap verilebilirliği getirmek zor olacak. Bunun karşısında bir direniş var ama bir halkın dayanıklılığından ilham almak gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.

"İnsanlar Filistin gösterilerine katılırlarsa işlerini kaybedeceklerinden korkuyorlar"

İngiltere Parlamentosu Lordlar Kamarası üyesi Baroness Shaista Gohir de parlamento üyelerinin Gazze'de yaşananlar hakkında yeterince bilgilendirilmediğini ve Filistin halkının yaşadıklarının yeterince dile getirilmediğini söyledi.

Gohir, Gazze konulu toplantılara katılan kişilerin genellikle aynı isimler olduğuna işaret ederek, bireylerin Filistin konusunda eğitilmesinin fark yaratacağı görüşünü paylaştı.

Toplum içerisinde Gazze'de yaşananların açık şekilde konuşulmasından çekinenlerin sayısının da oldukça fazla olduğuna işaret eden Gohir, "İnsanlar iş yerlerinde bunu konuşmaktan çekiniyorlar. Çünkü işlerini kaybedeceklerinden korkuyorlar. İnsanlar gösterilere katıldıklarını bile söylemekten çekiniyor. Filistinlileri desteklediğinizde Hamas'ı desteklemiş gibi algılanıyor. İnsanlar Filistin gösterilerine katılırlarsa, işlerini kaybedeceklerinden korkuyorlar." ifadelerini kullandı.

Gohir, İngiltere'nin Gazze'de yaşanan insan hakları ihlallerinde suç ortağı olup olmadığına ilişkin soru üzerine, "Eğer bizim hükümetimiz prensiplere dayalı önceliklerden önce siyasi bağlılıklara öncelik veriyorsa, insan hakları ihlallerinde suç ortağı olduklarını söylemek mümkün." dedi.

"Tam bir yıkım, kaos ve teröre tanıklık ettim"

Panelde konuşanlar arasında İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sırasında Refah kentinde yaklaşık 3 hafta görev yapan anestezi uzmanı Dr. Birsen Gaskell de yer aldı.

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ile Şubat 2024'te Gazze'ye gittiğini belirten Gaskell, "Çocukların anestezisiz tedavi edildiğini duyunca inanamadım, bu mümkün olamazdı. Şok geçirdim ve bunu duyunca Gazze'ye giderek orada hizmet vermeye karar verdim." ifadelerini kullandı.

Gazze'ye giriş yaptıktan sonra gördükleri karşısında şoka uğradığını dile getiren Gaskell, "Tam bir yıkım, kaos ve teröre tanıklık ettim." dedi.

Gaskell, İsrail'in saldırıları altındaki Gazze halkının büyük çoğunluğunun Refah'a ve Han Yunus'a göç etmek zorunda bırakıldığını ve sonrasında Han Yunus'un tamamen yerle bir edildiği anda bölgede olduğunu kaydetti.

Doktor Gaskell, "O kadar çok patlama duyuyorduk ki uyuyamıyorduk. Sürekli bombalar düşüyordu. Her an çok büyük bir yıkım meydana geliyordu. Gerçekten dehşet verici bir yerdi." diye konuştu.

Çok küçük bir alanda binlerce çadırın kurulduğunu, elektriğe ve temiz suya erişimin mümkün olmadığını anlatan Gaskell, "Duş almak mümkün değildi. Duştan tuzlu su akıyordu ve bu su deriyi kaşındırıyor, tahriş ediyordu. 3 hafta sonra Gazze'den Kahire'ye dönünce ilk kez duş alabildim." dedi.

Gaskell, MSF ile bölgede görev yapan sağlık çalışanlarının, bu şartlar altında dahi Gazze halkına göre imtiyazlı bir pozisyonda olduklarını belirterek, Filistinlilerin karşı karşıya kaldıkları koşulların çok daha dayanılmaz olduğuna tanıklık ettiğini söyledi.

Anestezi doktoru Gaskell, "Artık hayat benim için anlam verilemeyen bir yapı haline gelmişti. Dünyanın sonu gibi gözüküyordu. Kıyamet anı yaşıyormuş gibi hissediyordum. Gördüklerimi aklım almıyordu. O ortamda gerçekten dünyanın sonu gelmiş gibi hissediyordunuz." ifadesini kullandı.

​​​​​​​Gaskell, görevi süresi sona erdikten sonra Gazze'den ayrılmak ve hastalarını bırakmak zorunda kaldığı için kendisini suçlu ve kötü hissettiğini dile getirdi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Samsun'da esnaf 3 metrelik kardan adam yaptı

2025-02-22 01:37 - Magazin

2025-2026 yıllarında yapılacak çiğ süt destekleme ödemelerine ilişkin esaslar belirlendi

2025-02-22 15:37 - Ekonomi

İsrail Savunma Bakanı Katz'dan orduya işgal altındaki Batı Şeria'da saldırıları artırma talimatı

2025-02-21 01:23 - Dünya

İsrail'in Bat-Yam kentinde 3 otobüste art arda patlama meydana geldi

2025-02-21 00:28 - Dünya

Fenerbahçe, Avrupa'da son 16'da

2025-02-21 01:43 - Spor

Beden ülkesinde gözün darbesi -Sevim Korkmaz yazdı-

2025-02-21 21:12 - En Son Yazılar

İstanbul'da bu gece saat 24.00 itibarıyla her türlü motosiklet aracı ve kuryelerin trafiğe çıkışı yasaklandı

2025-02-20 21:16 - Gündem

Galatasaray UEFA Avrupa Ligi'ne son 16 play-off'unda veda etti

2025-02-20 23:27 - Spor

Hataylı depremzede Polat ailesine yeni evleri teslim edildi

2025-02-20 23:03 - Çevre-Hayat

Vatikan: Papa'nın sağlık durumu hafif bir iyileşme göstermekte

2025-02-20 23:38 - Dünya

İlgili Haberler

İsrail ordusu, Suriye-Lübnan sınırına hava saldırısı düzenledi

00:27 - Dünya

Malcolm X'in ailesinden Trump'a, suikast dosyalarının gizliliğinin kaldırılması çağrısı

00:23 - Dünya

ABD ile Ukrayna, Rusya'ya karşı BM'ye sunulacak karar tasarısının içeriğinde anlaşamıyor

23:18 - Dünya

Ege'de 4 Yunan adasında sismik hareketlilik nedeniyle eğitime bir hafta daha ara verildi

23:03 - Dünya

Bulgaristan’da avro karşıtı protestoda 10 polis yaralandı, 6 gösterici gözaltına alındı

22:58 - Dünya

Günün Manşetleri

İsrail ordusu, Suriye-Lübnan sınırına hava saldırısı düzenledi

00:27 - Dünya

Malcolm X'in ailesinden Trump'a, suikast dosyalarının gizliliğinin kaldırılması çağrısı

00:23 - Dünya

ABD Başkanı Donald Trump ve danışmanı Elon Musk, medya kuruluşlarını hedef aldı

23:44 - Medya

İsrail basını: İsrail ordusu 2002’den bu yana ilk defa Batı Şeria’ya tank gönderebilir

23:33 - Medya

ABD ile Ukrayna, Rusya'ya karşı BM'ye sunulacak karar tasarısının içeriğinde anlaşamıyor

23:18 - Dünya