Husilerin Yüksek Siyasi Konsey Başkanı Mehdi el-Meşat'ın 20 Eylül'de, Suudi Arabistan topraklarını hedef almayı durdurduklarını açıklaması Yemen konusunda yeni soru işaretlerini beraberinde getirdi.
Uzmanlar, İran destekli Husilerin, Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi Saudi Aramco'ya düzenlenen saldırıyı üstlenmelerinden sadece bir hafta sonra attığı bu adımın, bir manevra mı yoksa müzakere hazırlığı mı olduğu konusunda farklı görüşler ortaya koydu.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, geçen ay sonunda Amerikan CBS televizyonuna verdiği demeçte Husilerin adımını "olumlu" olarak nitelendirdi. Hatta Veliaht Prens, daha da ileri giderek ülkesinin Yemen'de siyasi çözüm için tüm girişimlere açık olduğunu vurguladı.
Bu mesajlar, müzakerelerin başlayabileceği sinyali olarak görüldü.
Suudi Arabistan-İran arasında suların durulmasıyla gelen adımHusilerin ilk adımı atması, Riyad yönetiminin de buna olumlu yanıt vermesi İran-Suud hattındaki gerilimin azalması ve Arap ülkelerinin iki ülke arasında ara buluculuk yapma girişimleriyle eş zamanlı gerçekleşti.
Yemenli araştırmacı ve yazar Nebil el-Bukeyri, Aramco saldırısının ardından yapılan "barış ve diyalog" çağrılarının İran'ın bu savaşta ne kadar etkin bir rol oynadığını ortaya koyduğunu söyledi.
Suudi Arabistan'ın Husiler ya da doğrudan İran ile diyaloğa girme eğiliminden bir kazanç elde edemeyeceğini savunan Bukeyri, aksine bunun Suud rejiminin, Yemen'deki savaşta yenildiği fikrini güçlendireceği değerlendirmesinde bulundu.
İran'dan Suudi Arabistan'a mesajSiyasi analist Ömer Redman da Husilerin, İran'ın elinde bir "piyon" olduğunu ve özellikle dış siyasette kendilerinin değil İran'ın tavrını yansıttıklarını belirtti.
"Husilerin tavrını anlamak istiyorsak bunun İran'ın bölgesel ve uluslararası ilişkilerinde yaşadığı gelişmelerle bağlantısını kurmak zorundayız." diyen Redman, Husilerin attığı adımın İran'dan Suudi Arabistan'a gönderilmiş bir mesaj olduğu yorumunu yaptı.
Redman, İran'ın, "Suudi Arabistan'ın kuzey ve güneyindeki uzantıları aracılığıyla onu iyiden iyiye kıskaca aldığı" mesajı verdiğini dile getirdi.
Husilerin Suudi Arabistan'a yönelik saldırılarını durdurdukları yönündeki açıklamalarının İran'ın mevcut ateşkes politikalarının bir parçası olduğunu aktaran Redman, "Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi'nin geçen hafta Al Jazeera televizyonuna yaptığı ve Suudi Arabistan'ın sükunet istediği yönündeki açıklamaları bu teoriyi güçlendiriyor." ifadelerini kullandı.
"Suudi Arabistan'ın, ulusal güvenliğinin tehdit edilmeyeceğine dair uluslararası güvence alması durumunda Husiler ile siyasi çözüm görüşmelerine başlamasının uzak bir ihtimal olduğunu düşünmüyorum." diyen Redman, ancak görüşmelerin, Suudi Arabistan'ın hoşnut olacağı bir şekilde sonuçlandığında kamuoyuna duyurulacağını ve Yemen'deki meşru hükümete varılan sonucu kabul etmesi için baskı uygulanacağını kaydetti.
Husiler, İran'ın direktiflerini uyguluyorYemenli yazar Muhammed el-Muheymid ise Husilerin saldırıları durdurmasının arkasında iki ihtimal olabileceğini söyledi.
Muheymid, "Birinci ihtimal, İran, Saudi Aramco saldırısının ardından üzerindeki baskıyı hafifletmeyi istemiş olabilir. Şu durumda bu girişim, saldırı şokunun ve ilk tepkilerin atlatılması için yapılmış bir manevradan öteye geçmez. İkinci ihtimal ise yabancı güçlerin Husilere İran'ın başka saldırı hazırlığı içinde olduğu ve sorumluluğunu da Husilere yıkacağı yönünde bilgiler sızdırmış olmasıdır. Bu durumda da Husiler, saldırıları durdurduklarını ilan ederek sonradan yapılması muhtemel saldırılarla ilgileri olmadığını göstermek istemiş olabilirler." diye konuştu.
İkinci ihtimale göre Husilerin İranlılara, "ilk saldırıda talebinizi yerine getirdik ve sorumluluğu da üstlendik ancak bunu diğer saldırılarda yapmayacağız" mesajı verdiğini öne süren Muheymid, her iki ihtimalin de Husilerin İran'ın direktiflerine boyun eğdiğini gösterdiğini vurguladı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com