İSTANBUL (AA) - Medipol Mega Üniversite Hastanesi Enfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Bahadır Ceylan, başta Çin ve Afrika olmak üzere farklı coğrafyalarda yaşayan egzotik hayvanlarla temasın arttığı, bu hayvanların canlı hayvan pazarlarında satıldığı ve besin olarak tüketildiğinin görüldüğünü belirterek, "Hayvanlarla temasın artması bu hastalıkların sıklığının artmasında bir etkendir. Doğa insan saldırısına virüslerle karşılık veriyor." ifadelerini kullandı.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Ceylan, son dönemde hayvandan insana bulaşan virüs kaynaklı ölümlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ceylan, "SARS salgınının Misk kedileri veya yarasa ile temasla başladığı, MERS'in develerin vücut çıkartıları ile temasla ve çiğ deve sütü içilmesi ile bulaştığı, koronavirüsün Çin'de canlı hayvan pazarındaki hayvanlardan ilk olarak bulaştığı ispat edildi. Aynı zamanda Ebola virüsünün yaralardan ve ölü veya hasta hayvanların yenmesi veya elle teması ile bulaştığı kanıtlandı. Günümüzde başta Çin ve Afrika olmak üzere farklı coğrafyalarda yaşayan egzotik hayvanlarla temasın arttığı ve bu hayvanların canlı hayvan pazarlarında satıldığı ve besin olarak tüketildiği görülüyor. Hayvanlarla temasın artması bu hastalıkların sıklığının artmasında bir etkendir. Doğa insan saldırısına virüslerle karşılık veriyor." ifadelerini kullandı.
- Küresel ısınma ve nesli tükenen hayvanlar etkili
Prof. Dr. Bahadır Ceylan, küresel ısınmayla Kırım-Kongo-Hemorajik Ateşi'nin (KKHA) yayılmasında rol oynayan kenelerin dünyada geniş alanlarda yaşamaya başladığını aktararak, şunları kaydetti:
"Keneler sıcak ve kurak alanları sever. Bu nedenle de bu hastalık kenelerin dünya yüzeyinde geniş bir alana yayılması ile paralel olarak daha geniş alanlara yayıldı. Kırım-Kongo-Hemorajik Ateşi, Batı Nil Ensefaliti ve Lyme gibi sivrisinek ve kenelerle bulaşan hastalıkların yayılmasında bir etken de yayılımda rol oynayan bu canlıların doğal hedefleri olan vahşi hayvanların yaşadığı doğal ortamların yok edilmesi olabilir. Vahşi hayvan popülasyonunun azalması, kene ve sivrisineklerin insanlara yönelmesi ve hastalık bulaştırması ile sonuçlanıyor."
- Hastalıkların sıklığı da, formları da değişiyor
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Enfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü'nden Ceylan, teknolojinin ilerlemesi ile hastalıklara tanı koymanın kolaylaşarak daha güvenilir hale geldiğini vurgulayarak, bu hastalıkların 30-40 yıl önce de belki yeryüzünde salgınlar yaptığını ancak teknolojik olanakların tanı konulmasını engellediğini belirtti. Ceylan, "Belki de teknolojinin ilerlemesi ile biz bu hastalıkların tanısını koymaya başladık ve bu nedenle hastalık sıklıkları arttı sanıyoruz." değerlendirmesi yaptı.
Dünya nüfusun giderek arttığına işaret eden Ceylan, "Özellikle Çin gibi ülkelerde insanların çok sıkışık alanlarda yoğun olarak yaşadıkları görülüyor. Bu da başlayan bir virüs salgınının kalabalık toplumlarda kişiden kişiye hızla yayılması ile sonuçlanıyor. Günümüzde Ebola, MERS, SARS, koronavirüs ve Kırım-Kongo Hemorajik Ateşi gibi enfeksiyonların ya sıklıklarının giderek arttığı ya da yeni formlarının ortaya çıktıkları görülüyor." ifadelerini kullandı.