İstanbul
Karaköy'de esnaflık yapan 3 çocuk babası Mehmet Yaman (48), 15 Temmuz gecesi akşam saatlerinde Ümraniye'deki evinde oturduğu sırada sela seslerini duyarak sokağa çıktı. Komşularıyla birlikte Boğaziçi Köprüsü'ne giden Yaman, FETÖ mensubu askerlerin açtığı ateş sonucu başından ağır yaralandı.
Yaman sol gözünü, konuşma ve yürüme yetisini kaybetti, akciğerinin yarısı alındı ama geçirdiği ağır ameliyatların ardından mucize bir şekilde hayatta kalmayı başardı.
Yeniden yürüyebilmek için devlet hastanesinde fizik tedaviye devam eden Yaman, özel bir hastanede fizik tedavi görebilmek için yetkililerden destek bekliyor.
Gazi Mehmet Yaman, darbe girişiminin üzerinden geçen 5 yıl sonunda, yaşadıklarını, duygularını şöyle anlattı:
"O gece selalar verilince bir şey var diye çıktık sokağa. Evden Boğaziçi Köprüsü'ne gittik. Neler oluyor diye düşündük.
Vurulduktan sonra hissetmedim. Başımdan yara aldım bütün beyin hücrelerim yanmış. Allah onları yaşatmasın.
Bu ülke bizim bu vatan bizim. Çok güzel bir vatanımız var. Kimseye bırakmayacağız.
Gözlerim kör oldu. Konuşamıyordum. Çok ağır tedaviler gördüm. Yürüyemiyorum. Ama bugün olsa yine çıkarım. Ben Allah'tan şehitlik istedim, gazilik nasip etti. Beni hayata çocuklarım bağladı. Onlar için dayandım."
Ailesinin kendisine sahip çıkmadığını, bu süreçte hep eşinin destek olduğunu ifade eden Yaman, "Keyfe gitmişim gibi gördü ailem. Bana sadece hanımım ve çocuklarım inandı. Bu yaşadığım yaralanmalardan dolayı hafızam etkilendi. O günü zaten hatırlamak istemiyorum. Kıyamet o gün. İçimizden çıkan insanların bunu yaptığına inanabiliyor musunuz? Din altında insanları sömürdüler." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini ziyaret etmesini istediğini belirten Yaman, "Ona dua etmek istiyorum, hastanın duası makbuldür. Onunla görüşüp, dertleşmek istiyorum." dedi.
FETÖ'cü askerler hastaneye gitmesine mani oldu
Gazi Mehmet Yaman'ın eşi Dilek Yaman da 15 Temmuz gecesi yaptıkları ilk telefon konuşmasında eşinin "Her yeri kapatmışlar geri dönüyoruz." dediğini, 2 saat sonraki görüşmelerinde ise Kısıklı'ya oradan da Boğaziçi Köprüsü'ne yürüdüğünü söylediğini anlattı.
Merak ettiği için eşini 3. kez aradığını ifade eden Yaman, "Telefonu açtı ama vurulmuş, yerde yatıyormuş. Bana bir şey dedi, dili dönüyordu ama ne dediğini anlayamadım. Dedim herhalde Mehmet'in şekeri yükselmiş, çünkü şeker hastasıydı. Sonra eşimin yanında olan üst komşumuzu aradık. 'Mehmet vuruldu kulağından' dedi. Tamam diktiririz dedik, büyük bir şey olduğunu düşünmedik. Bizim bir gün önce televizyonumuz bozuldu.
O yüzden olanlardan haberdar değildik. Askerler eşimi göndermemiş, hep mani olmuşlar. Orada kaldırımlarda yatmış. Kan kaybından bitmiş. Sonra tekerlekli arabalarla götürmeye çalışmışlar. Vatandaşlar motosiklete bindirmişler, sonra tekrar indirmişler. Boydan boya silahla tarıyorlar diye götürememişler. Komşumuz 'Ben çocuklarına, eşine ne diyeceğim?' demiş. O da 'La ilahe illallah Muhammeden Resulullah' diyeceksin demiş. Bilinci açıkmış hastaneye girene kadar." diye konuştu.
7 saat süren ameliyattan sonra bilincini yitirdi
Eşinin kardeşinin aramaları sonucu, telefonu Haydarpaşa Numune Hastanesi'nden bir doktorun açtığını anlatan Yaman, böylece eşinin yoğun bakımda tedavi altına alındığını öğrendiklerini söyledi.
Beyninin büyük bir bölümü hasar gören eşi için o gece "yaşamaz" dendiğini ancak bir kadın doktorun "Ben şansımı deneyeceğim" demesi üzerine ameliyata alındığını belirten Yaman, sözlerine şöyle devam etti:
"Hemen ameliyata almışlar genel bir temizlik yapmışlar. Bizi duyuyordu, ağlıyordu ve konuşamıyordu. 3-4 gün sonra 7 saatlik büyük bir ameliyat oldu.
Ondan sonra bilinç gitti. Her şey gitti ve bizi unuttu. Ağlamaları bitti, bize tepki vermesi bitti. Hastanede ameliyattan sonra 30 gün kaldı.
Daha sonra Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne yönlendirildik. Orada 47 günde bütün vücudu çürümüştü."
"Biz şikayet edince Sağlık Bakanlığı bizi Nişantaşı'ndaki Amerikan Hastanesi'ne gönderdi. 18 ay hiç eve gelmeden orada kaldık. 3 ay yoğun bakımda kaldı bilinci kapalı bir şekilde.
Orada beyninden birçok ameliyat oldu. Kafatasının bir bölümü yoktu. Beynindeki su, damarını tıkamış. Kafası şişti. Şimdi sol tarafına suni bir damar yaptılar. Akciğerinin yarısını aldılar. 4 kez şant denediler olmadı. Beşincisinde tuttu. Orada bize çok güzel baktılar."
Uzun süren tedaviler sonunda ilk kez 28 Nisan 2018'de eve geldiklerini anlatan Yaman, eşinin o tarihlerde sadece "evet-hayır" diyebildiğini, oturamadığını belirtti.
Fizik tedavi için 3 Temmuz 2020'de Ankara'daki Gaziler Hastanesi'ne gittiklerini aktaran Yaman, burada 4 ayda eşinin oturma dengesini kurduğunu, terapiler sayesinde yeniden konuşmaya başladığını söyledi. Pandemi sürecinde 10 ay evde kaldıklarını, eşinin ayrıca dışarıda olan bağırsağının ameliyatla içeri alındığını anlatan Yaman, Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde fizik tedaviye devam ettiklerini belirtti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com