RİZE (AA) - Yazıcı, AA muhabirine, anayasa değişikliğinin Türkiye'de her zaman gündeme gelen bir konu olduğunu, seçim dönemlerinde siyasi partilerin beyannamelerinde "yeni anayasa" sözünü birçok kez verdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasanın gerekliliği konusunun altını bir kez daha çizdiğini belirten Yazıcı, "Anayasa yapmak milletin hakkıdır. Anayasayı millet yapar. Tabiri caizse anayasalar bir ülkenin hukuksal düzenlemelerinin mimarisini oluşturan en temel kanundur. Yasal düzenlemelerin projesidir." diye konuştu.
Yazıcı, anayasanın doğrudan doğruya egemenlik hakkı ile ilişkili bir alan olduğunu ve milletin yapması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Maalesef bugüne kadar beş tane anayasa olmuş bu coğrafyada, hiçbirini millet doğrudan yapmamış. Hepsi ya olağanüstü süreçlerde ya da darbelerden sonra yapılmış. Birincisi 1876 Tanzimat Fermanı'ndan sonra olağanüstü bir süreç Osmanlı döneminde. 1921 Anayasası Kurtuluş Savaşı sürecinde, 1924 keza devletin kuruluş aşamasında olağanüstü dönemlerde yapılmış. 1961 anayasasını 60 darbesinden sonra darbeciler yapmış ve bugün de yürürlükte bulunan 82 anayasası darbeciler tarafından yapılmış. Millet, 'Bu darbeciler gitsin' diye referandumda onaylamış ve yürürlüğe girmiş. 19 defa değişiklik yapılmış bu anayasada. 180 noktasında belli ölçüde biraz geniş kapsamlı, kimi daha dar kapsamlı olmak üzere değişiklikler yapılmış. Biz en son değişikliği Cumhur İttifakı olarak Anayasada Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değişikliğini gerçekleştirdik. 16 Nisan 2017 yılında referandum ile millet bu kısmını onayladı."
"Ülkemizin önündeki bu temel hukuksal sorun ortadan kalksın"Mevcut anayasada milletin doğrudan doğruya değiştirmediği daha bir çok kısım olduğuna dikkati çeken Yazıcı, "Arzu ediyoruz ki bu millet kendisine ait anayasa yapma hakkını cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında büyük bir coşkuyla, heyecanla gerçekleştirsin. Bunun ortamı var gerekliliği de var. Mevcut anayasa her ne kadar 19 defa değiştirilmiş olsa bile anayasaya bir darbeci zihniyet, vesayetçi ruh hakim konumda. Dolayısıyla çerçevesini belirttiğim kapsamda yeni bir anayasa yapmak için Cumhurbaşkanımızın da deklere ittiği gibi biz hazırız, varız." dedi.
Yazıcı, yeni anayasa için çalışmaları sürdürdüklerini belirterek "Arzu ediyoruz ki milletin meclisi TBMM'de bütün siyasi partiler birlikte bu anayasaya öncülük yapalım, milletin onayına sunalım. Millet de onaylarsa referandum yoluyla cumhuriyetimizin 100. yılında bu millet kendisine ait anayasa yapma hakkını kullanmış olsun. Ülkemizin önündeki bu temel hukuksal sorun ortadan kalksın." ifadesini kullandı.
Bütün siyasi partilerin anayasa çalışmalarının olduğuna işaret eden Yazıcı, "Her partinin rafını karıştırdığınız zaman mutlaka anayasa çalışmaları var. Bizim de çalışmalarımız var. Dolayısıyla partilerin hazırlayacağı bir çalışmanın ötesinde mecliste yapılıyor olması önemli. Sadece Cumhur İttifakı da bir anayasa çalışmasını yapıp meclisten geçirecek sayısal güce sahip değil, diğer ittifak da böyle bir güce sahip değil. Birlikte bunları yapabiliriz. Bunun arzusu içerisindeyiz ama bunu yapamasak bile biz, 'Nasıl bir anayasa bu ülke için uygun?' ona göre bir çalışmayı hazırlayıp Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi uygun bir zamanda kamuoyu ile paylaşıp Meclise sunacağız." diye konuştu.
Üçüncü ittifak söylemleriYazıcı, Edirne F Tipi Cezaevi'nde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın HDP öncülüğünde üçüncü ittifak kurulabileceğine ilişkin sözlerini de marjinal bulduğunu ifade etti.
Cumhur İttifakı'nın karşısında olacak ittifakın sayısını çok önemsemediklerinin altını çizen Yazıcı, "Bizim ittifakımız çizdiğimiz çerçeve sınırları içerisinde ve elbette kapısı kapalı bir ittifak değildir, kapısı açıktır. Bu ilkeler çerçevesinde yerli ve milli düşüncenin egemen olduğu siyasi yapılara da açıktır. Konuya bu çerçevede bakıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Yazıcı, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesinin iptali istemiyle yapılan başvuruyu yetkisizlik nedeniyle reddine ilişkin kararının da doğru olduğunu, konunun AYM'ye götürülmesinin yanlış olduğunu sözlerine ekledi.