Hatay
Kahramanmaraş merkezli depremlerde Çay Mahallesi'ndeki yıkılan evinin enkazında eşi ve çocuklarının cansız bedenleri çıkarılan Sümer'in hayatında o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
6 Şubat Depremlerinin Birinci YılıAilesinin cenazesini defnettikten sonra bir süre İstanbul'da yaşayan ancak memleketinden uzakta duramayan 57 yaşındaki Sümer, İskenderun'da konteyner kentte kalıyor.
Enkazdan bulduğu ailesinin fotoğraflarına baktıkça yaşadığı güzel günleri anımsayan Sümer, AA muhabirine, depremin olduğu gece evden çıkmadan hemen önce oğlu, kızı ve eşiyle vedalaştığını söyledi.
Son konuşmasının helalleşme olduğunu dakikalar sonra anladığını aktaran Sümer, şöyle konuştu:
"Sanki helalleşir gibi 'Bir şey istiyor musunuz?' dedim. Depremden 10 dakika önce işe gitmek için evden çıkıp bisikletime bindim. Bir anda kıyamet koptu. O an dengemi kaybedip bisikletimden düştüm. Arkama baktığımda her yer toz duman içindeydi ve binalar yıkılmaya başlamıştı. Yol, önüm görünmüyordu. Her yerden feryatlar, bağırtılar yükseliyordu. Evim dümdüz, yerle bir olmuştu. O kadar bağırdım, oğlumun, kızımın, eşimin ismini söyledim. Saatlerce bu şekilde bağırdım ancak hiçbir ses alamadık."
Oğlu ve eşi ele ele tutuşmuş
Sümer, ailesine yaralı da olsa kavuşmak için günlerce umutla beklediğini vurgulayarak, "Ailemi canlı çıkarmaya gücümüz yetmedi. Dördüncü gün kızımın cenazesini çıkardık. Oğlumla annesi de el ele tutuşmuşlardı. Hala bir yere gitmişler, geri döneceklermiş gibi bir his var. Her zaman öyle düşünüyorum. Gerçekten çok zor. Kabullenmek bile zor. Ama takdiri ilahi, yapacak bir şey yok." ifadesini kullandı.
Yaklaşık 10 aydır konteynerde kaldığını anlatan Sümer, her hafta ailesinin mezarını ziyaret ettiğini, bu şekilde hasrete katlanmaya çalıştığını kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com