Terörist elebaşının ölüm haberi üzerine şöyle bir cümleyi kim kurar dersiniz: "kimi elde silah, kimi elde kalem mücadele ediyor” ve şöyle de bir cümle daha: "PKK’nin, kısa adı HPG olan askeri gücünün en önde gelen komutanı,” ve daha neler var neler…
Asıl ve en önemlisi de bütün bu yazıp çığırttıklarını hep ve özellikle “Gazetecilik” diye yaftalamaya kalkmaları...
İflah olmaz Erdoğan düşmanlığı ile bilinen eski-den belki- gazeteci Hasan Cemal, öldürüldüğü haberleri ile gündeme gelen Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin adındaki PKK elebaşılarından olduğu bilinen teröristin öldüğünü Kandil’deki kaynaklarından teyit etmiş olmalı ki gözyaşları arasında “ağıt” niteliğinde bir yazı döşendi.
Kan döküp masum insanları çoluk-çocuk demeden canlı bombalarla katleden teröristlere “Terörist” yerine “Gerilla” diyen.
PKK terörüne, aynen HDP ve PKK’lılar gibi “Terör” yerine -birinin meşru devlet diğerinin illegal silahlı bir örgüt olduğunun üstünü örterek- “Savaşın iki tarafından biri” gözüyle bakan…
“Gazeteci” olduğunu iddia ederek karşısına aldıklarına açıkça düşmanlıkta bulunurken, yanında olduklarına da -bu elleri kanlı bir terörist de olsa- alenen arka çıkmaktan çekinmeyen, bu uğurda her türden manipülasyona -bazan çaktırmayarak, çoğu zaman da haktan yana imiş gibi yaparak- imza atan…
Bunlardan bu ülkede çok var ama şimdi bakalım bu işlerin ustalarından biri olarak Hasan Cemal, bir “Haber kaynağı” olarak sunduğu ama sanki "bir dostun ölümü”nün verdiği acıyla, “Ege’nin maviliklerindeki... Tatil vakti”nde rahatını bozup, Kandil’deki günlerini hatırlayıp nasıl duygulandı.
Öldüğü kuvvetle muhtemel Bahoz Erdal kodlu terörist, “Erdoğan gidene kadar terör durmayacak” gibi cümleler kurarken kendisi de bu anlamda yazılar kaleme alıyordu. Tam burada yukarıdaki ve birazdan aşağıda da göraceğiniz şu cümleyi yeniden hatırlayalım: "kimi elde silah, kimi elde kalem mücadele ediyor”
Yazıda bir de Gazze'ye karşı bir edepsizlik var ki -daha önce de yaptıkları için- ona da kimse bir şey demesin artık!
İşte, Hasan Cemal’in araya, birlikte çekilmiş fotoğrafları da serpiştirerek ve sonunda, dostunu yad edercesine o tarihlerdeki “Dostane söyleşi”sini de ekleyip “Fehman Hüseyin…” diye başlık attığı, terörün elebaşılarından biri için kaleme aldığı “içli" yazısının bazı bölümleri.
:
TATİL VAKTİ GELEN ÖLÜM HABERİ..
Ege’nin maviliklerinde seyir halindeyiz. Tatil vakti. Bu kadar güzellik olur mu diyorum kendi kendime... Bir çın sesi! Telefona düşen mesaj uzaklardan bir ölüm haberini getiriyor: Fehman Hüseyin Suriye’de yanındaki yedi kişiyle birlikte öldürülmüş... Haber doğru mu? Yoksa dezenformasyon mu? Bahoz Erdal kod isimli Fehman Hüseyin’le üç yıl önce, dağda iki gün geçirmiştim. Bizim meslek biraz da böyledir.
ADALETSİZ, ACIMASIZ HAYAT…
Devlete silah çekmiş, yıllardır dağda yaşayan bir gerilla lideriyle bir gün konuşursun, sonra yine bir gün cennet gibi maviliklerde onun ölüm haberine yakalanırsın. Hayat acımasızdır, adaletsizdir. Gazeteci olarak bu acımasızlığı, bu adaletsizliği şu yaşadığımız anababa günlerinde daha derinden hissediyorum.
HER GÜN GERİLLA ÖLÜMLERİ...
Kan ve gözyaşı durmuyor. Her gün asker polis ölümleri... Her gün gerilla ölümleri... Her gün ağlayan analar... Öylesine büyük acılar ki. Gidip bizim Gazze’leri gezmek istiyorum. Tankla, topla, helikopterle yerle bir edilmiş yerleri kendi gözümle görmek istiyorum. Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de, Yüksekova’da, Şırnak’ta, Lice’de acılara kendi yüreğimle dokunmak istiyorum.
CENNET GİBİ YERLERDE VİCDANIM KANIYOR…
Cennet gibi yerlerde tatil yapmak içimden gelmiyor, çünkü cehennem gibi yerler aklımdan çıkmıyor, gözümün önünden gitmiyor. Vicdanım kanıyor. Acılar dallanıp budaklanırken, memleket kanlı bir dipsiz kuyuya çekilirken, maviliklerde tatil yapmak bazen vicdan azabı olabiliyor. Bir gazeteci olarak son yıllarda bu duyguya sık sık kapılıyorum. Evet öyle, hayat acımasız, adaletsiz.
KİMİ ELİNDE SİLAH, KİMİ ELİNDE KALEM MÜCADELE EDİYOR!..
Kimileri bu hoyratlıkla ömür boyu yaşayıp gidiyor. Bu hoyratlıkla kimi elde silah, kimi elde kalem mücadele ediyor. Ama ‘filmin sonu’ nu görmek mümkün olabiliyor mu? Sanmıyorum. Ama iz bırakmak mümkün. İyi ya da kötü örnek de olabilirsin.
FEHMAN HÜSEYİN’İN ÖLÜM HABERİYLE BİR DOLU ŞEY FİLM ŞERİDİ GİBİ GÖZÜMÜN ÖNÜNDEN GEÇTİ...
Ege’nin maviliklerinde seyir halindeyken, Fehman Hüseyin haberi cep telefonuma düştüğünde bir film şeridi gibi bir dolu şey gözümün önünden geçti gitti. Hem mesleğimi düşündüm, hem de Fehman Hüseyin’le dağda geçirdiğim o iki gün aklıma takıldı.
PKK ASKERİ GÜCÜNÜN ÖNDE GELEN KOMUTANI…
PKK’nin, kısa adı HPG olan askeri gücünün en önde gelen komutanı, Bahoz Erdal kod adlı Suriyeli Kürt Fehman Hüseyin. 2013’ün mayıs ayıydı. PKK askeri gücünün Türkiye sorumlusu ya da Kürtlerin deyişiyle Kuzey Kürdistan komutanı olan Bahoz Erdal ile ilk görüşmem, bir gece vakti dağların öbür yüzünde Çukurca olan Metina’daki bir köy evinde olmuştu. Kürtçede kasırga, fırtına anlamına gelen Bahoz, 23 yıldır dağdaydı ve 45 yaşındaydı. Şam Üniversitesi’nde tıp okumuş, Beşşar Esad’la aynı dönemde... Murat Karayılan’dan sonra PKK silahlı güçlerinin, yani HPG’nin ‘Genelkurmay Başkanlığı’nı yapmıştı. O geceyi anımsıyorum, ilk sorum:
VE GÜLÜŞMELERLE GEÇEN O ESKİ SÖYLEŞİ...
“PKK’ya katılmak nereden aklınıza geldi?” Gülüyor: “Bizi kandırdılar!” Şöyle devam ediyor:
/…/
“Biz şimdi bugün silahı bir kenara koyuyoruz. (Gülüyor) Bu silahı bırakma anlamında değildir.” /…/
O günü çok iyi hatırlıyorum.
/…/
Bu arada, benim 1990’ların başından beri gazetecilik seferlerinde sırtımdan eksik etmediğim pamuklu safari ceketime ve ince rüzgâr geçirmeze gözü takılıyor: “Bunlarla donarsın. Şu su geçirmez gerilla parkasını alın lütfen. Anlaşılan bu gece sizi biraz gerilla yapacağız.” /…/ İşte böyle tanıdım Fehman Hüseyin’i üç yıl önce. Gazetecilik işte böyle bişey... Ege’nin maviliklerinde seyir halindeyken de, Fehman Hüseyin haberi geldi. Öldü mü? Gerçek mi, dezenformasyon mu? Bu satırları yazarken, ikinci ihtimal ağır basıyordu. PKK kaynakları ise kesin olarak yalanlıyordu ölüm haberini... Bilemiyorum. Ama savaş zamanlarında ilk kaybın da gerçeğin ta kendisi olduğunu iyi bilirim.
Hasan Cemal, t24 - 11 Temmuz, Pazartesi, 15.00-
: Yazıda, bazı yerlerdeki siyahlaştırma ile olan vurgulamalar, ve ARABAŞLIKLARIN TAMAMI bize aittir.
Yazıyı yazanın eski dostunu yad edercesine ve “Gerilla liderini sevin! Bakın o da ne iyi bir insan; nasıl da düşünceleri var…” dercesine, eski günlerden aktardığı söyleşiyi, bir-iki cümlesi dışında kasten vermedik.
dikGAZETE.com