TBMM
Vefat eden eski bakanlardan Hasan Celal Güzel için TBMM'de tören düzenlendi.
Törene, Güzel'in ailesinin yanı sıra Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, eski Meclis Başkanları Cemil Çiçek, Bülent Arınç, Köksal Toptan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, çok sayıda bakan, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, AK Parti, CHP ve MHP Grup Başkanvekilleri, milletvekilleri, bazı eski siyasetçiler, bürokratlar, Meclis çalışanları katıldı.
Törende, Güzel için saygı duruşunda bulunuldu ve dua edildi.
Torunları, Hasan Celal Güzel'in fotoğrafını taşıdı.
Güzel'in annesi de sedyeyle cenaze törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve törene katılanlar, aileye başsağlığı diledi.
'Uzun yıllar dostluğumuz vardı'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de düzenlenen törenin ardından gazetecilere değerlendirmede bulundu.
Hasan Celal Güzel'in, bildiğini dosdoğru söylemeye gayret eden, vatansever, milliyetperver ve bu uğurda da her şeyini vermeye hazır bir insan olduğunu belirten Erdoğan, Güzel'in, Türkiye'deki değişim, dönüşüm döneminin en önemli isimlerinden 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile çıktığı yolda çok farklı yükler üstlendiğini söyledi.
Erdoğan, "Görevini de başarıyla yerine getirdi. Gerek bakanlık dönemleri gerekse hizmet dönemi bunun bir ifadesiydi. Uzun yıllar dostluğumuz vardı. Biz onunla bir ağabey mesabesinde değerlendirmelerimizi yapardık, zaman zaman istişarelerimiz de olurdu. Rabbim mekanını cennet kılsın. Taksiratını hasenata tebdil etsin. Ailesinin ve milletimizin başı sağ olsun." diye konuştu.
Türkiye'nin, Hasan Celal Güzel'i, 28 Şubat dönemindeki dik duruşuyla tanıdığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları ifade etti:
"Ne zaman bu ülkede mazlum, mağdur varsa Hasan Celal ağabeyimiz her zaman onların yanında yer aldı. Bu 28 Şubat'ta da öyle oldu, başörtüsü meselesinde de öyle oldu. Yani tüm özgürlükler meselesinde her zaman o özgürlük savaşçısı olarak ortaya çıktı. Bundan dolayı bu konudaki 28 Şubat değil, ondan sonraki 15 Temmuz'da da yine ortaya çıktı ve dik durdu".