ANKARA - Yıldız Nevin Gündoğmuş
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Mühendislik Fakültesi Geomatik Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri, gündemdeki dünya haritalarında ülkelerin görünümlerindeki büyüklük ve küçüklükle ilgili tartışmaları değerlendirdi. Geomatik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Türker, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, yuvarlak olan dünya üzerindeki coğrafi objelerin haritalarda iki boyutlu gösterildiğini söyledi.
Üç boyutlu görüntüyü, iki boyutluya indirgemenin ise "projeksiyon" olarak tanımlandığını belirten Türker, bunu yaparken silindir, konik ve düzlem olmak üzere üç tane yüzey kullandıklarını anlattı. Türker, en büyük coğrafi nesnelerin başında ise ülkelerin geldiğini belirterek, "Üç boyutlu olan dünyamızı, iki boyuta indirgerken, mutlak suretle şeklinde, boyutunda ya da bir yönde uzayıp kısalmasında deformasyon oluşması kaçınılmaz bir şey." diye konuştu.
Dünyayı projeksiyon yüzeyine indirirken, haritanın kullanım amacının önemli olduğuna işaret eden Türker, şöyle devam etti:
"Bir ülkenin şeklini korumak istiyorsanız, şekli korursunuz ama alanı büyüyebilir ya da küçük ölçekte tüm dünyayı göstermek istiyorsanız kullanılan yüzeye göre kutuplara doğru olan kısımların şekilleri bozulur ve alanı çok büyüyebilir. Bu çok normal bir şeydir. Teknik olarak alanın büyümesinin çok normal karşılanması gerekir. Çünkü çok farklı projeksiyon türleri vardır ve her ülke kendi uygun projeksiyon türünü, kullandığı harita ölçeğine göre belirler. Bu kadar projeksiyon türü arasında haritalarda kullanım amacına bağlı olarak gerek şekilde gerek alanda gerekse açı ve mesafede mutlak suretle değişimler olabilir, bu da çok normaldir. Bir haritanın karşısına geçip, elinize cetvel alıp ölçmek, o ülkenin alan büyüklüğünü ortaya çıkarmaz. Çünkü o alan o projeksiyon türüne göre belirlenmiş alandır. Vatandaşlar bu konuda yanılmasınlar."
"Dünyanın kağıda aktarılmasında hata oluşuyor"Geomatik Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Metin Nohutcu da "Alan büyüdükçe bozulma artacak şekilde dünyanın kağıda aktarılmasında hata oluşuyor. Bu küresel yapıdan kaynaklanıyor, küçük alanlarda az ama büyüdükçe fazlalaşıyor, maksimumda da dünyanın tamamını kağıt üzerine aktardığınız zaman oluşuyor. Bozulmanın nerede olduğu ise kullanılan haritanın hangi amaçla kullanılacağına bağlı olarak değişiyor." dedi.
Türkiye'de harita üzerindeki görünümde milimetrik olarak farkların bulunabileceğini aktaran Nohutcu, "Türkiye'yi de eğer 'dikdörtgen şekline döndüreceğiz' deniyorsa güneyden sıkışıp kuzeyden genişleyen bir bozulma oluyor. Burada haritaya bakıp, kuzey vilayetleri kayırmak gibi bir çıkarıma gitmek doğru değil." ifadelerini kullandı.
"Yuvarlak veya elipsoid yüzeyler de düzleme deformasyonsuz aktarılamaz"Geomatik Mühendisliği Bölümü Jeodezi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Kamil Teke ise haritacılar olarak, dünya üzerindeki sahil şeritleri, ülke sınırları gibi milimetreler doğruluğunda koordinatlar belirlenebildiğini ve bu koordinatlar kullanılarak rahatlıkla alan hesabı yapılabildiğini söyledi.
Bu alan hesaplarının, haritacıların ve büyük mühendislik projelerinde kullanılan sayısal değerleri olduğunu vurgulayan Teke, "Haritaların ölçeğinin büyümesi demek, hassasiyetin kötüleşmesi demek. İşin içerisinde düzlemden yuvarlağa, yuvarlaktan elipsoide geçiş vardır. Yuvarlak veya elipsoid yüzeyler de düzleme deformasyonsuz aktarılamaz. Bundan gelen hatalar da çok daha büyüktür. Fakat coğrafi haritalarda, birçok ortaokul veya lise öğrencilerinin bir takım coğrafi bilgileri edinebilmesi amacıyla çizilmiş haritalarda amaç konum koordinat, yüz ölçüm bilgisi edinmek değil, başka şeylerden coğrafya öğretmektir. Bu anlamda bütüncül bir yaklaşımla düzlem yüzeyde küreyi tasvir etmek gerekir." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com