?>

Hafızalardan silinmeyen Sabra ve Şatilla katliamının üzerinden 38 yıl geçti

Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta, işgalci İsrail ordusunun himayesinde aşırı sağcı Hristiyan Falanjist milislerin 3 binden fazla savunmasız insanın canına kıydığı Sabra ve Şatilla katliamının üzerinden 38 yıl geçti.

Dünya - 4 yıl önce

Beyrut

İsrail'in 14 Mayıs 1948'de işgal ettiği Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesinin ardından zorunlu göçe tabi tutularak Lübnan'a sığınan Filistinli mülteciler, 16 Eylül 1982'de İsrail'in yaptırdığı yeni bir saldırıya maruz kaldılar.

İsrail işgal projesinin ortaya çıktığı günden beri acı üzerine acı yaşayan Filistinliler, Lübnanlı aşırı sağcı Hristiyan milislerin 3 gün süren kanlı baskınında kadın ve çocuk ayrımı gözetmeksizin binlerce kayıp verdi.

"Katliamın şoku ve acıları ruhlarımızla ebedi kalacak"

AA'ya konuşan Sabra ve Şatilla sakini Filistinli mülteciler, "Katliamın şoku ve acıları ruhlarımızda ebedi kalacak, unutulması mümkün değil, acılar unutulmaz." sözleriyle 38 yıl önceki acımasız saldırının vahşetini gözler önüne seriyorlar.

Katliamın tanıklarından 97 yaşındaki Ebu Muhammed es-Salihani, milislerin insanları isimleriyle çağırıp öldürdüklerini söyledi.

Söz konusu saldırılar sırasında Ahmed Ebu Said isimli çok yakın dostunu da kaybettiğini aktaran Salihani, hala evinde koruduğu küçük baltayı elinde göstererek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu balta, Ahmed Ebu Said'in kafasındaydı, aldım yıkadım ve bugüne kadar korumaya devam ettim. Ebu Said arkadaşımdı, iş dönüşü onun yanında zaman geçirirdim, kendisi kamp için referans olacak değerli bir insandı."

Katliam saldırılarının 3 gün sürdüğünü aktaran Salihani, insanların her taraftan kaçmaya çalıştığını ve o anların unutulmayacağını kaydetti.

Katliam, kamplardaki Filistinli savaşçıların çıkmasından sonra gerçekleşti

Sabra ve Şatilla kampı mültecilerilerinden ve katliam tanıklarından Ebubekir Ahval da saldırının, İsrail ordusunun Lübnan'ı işgali nedeniyle evlerine kaçtıkları sırada gerçekleştiğine dikkati çekti.

Kendisinin o zaman çocuk yaşta olduğunu ancak yaşananları çok iyi hatırladığını aktaran Ahval, "O vakit Ebu Cihad el-Vezir isimli bir yetkili, Lübnan'daki Filistinli mülteci kamplarında savaşçı kalmadığı yönünde bir açıklama yaptı. İsrail ordusu ve Hristiyan milisler de bu fırsatı değerlendirerek kamplardaki insanları kesmeye başladılar." diye konuştu.

Ahval, saldırganların katliamı sessiz yapmaya başladığına işaret ederek, şunları söyledi:

"İnsanlar, hemen yanı başlarındaki sokakta yaşanan katliamdan habersizdi. Saldırganlar, her eve yan komuşlarının ismini söyleyerek girdikten sonra bir sonraki komşunun adını da alır ve öldürmeye başlardı. İnsanları bu şekilde evlerinde öldürüyorlardı."

Sabra ve Şatilla kamplarında o zaman silahı olan 5 Filistinlinin, insanları uyarmak için ateş açtıklarını anlatan Ahval, bunun üzerine haberdar olan kamp sakinlerinin kaçmaya başladığın belirtti.

O zaman dedesinin kendilerini yakındaki bir okula kaçırdığını dile getiren Ahval, şunları ifade etti:

"Filistinliler ile Hristiyan Ketaib milisleri arasında yaşanan çatışmayla 1975 yılında başlayan Lübnan'ın iç savaşı nedeniyle bir intikam almanın yanı sıra Filistin halkından kurtulmak istediler. Aslında Filistin davasından da kurtulmak istediler, çünkü bazıları Filistinlilere karşı kin besliyor. Biz istemeden Lübnan'a geldik ve imkanımız olduğunda vatanımız Filistin'e geri döneceğiz."

Filistinli mülteci Ahval, Lübnan'da işgalci olmadıklarının altını çizerek, "Sabra ve Şatilla katliamını unutmamız mümkün değil, acılar unutulmaz. Katliamda çok sayıda kadın ve çocuk öldürüldü, kimseye merhamet etmediler. Kampta ayağı olmayan Muhammed ed-Duhi isimli dükkan işleten bir kişi vardı, öldürmeden önce gazla işkence ettiler." dedi.

İsrail Savunma Bakanı Şaron suçlu bulundu

Lübnanlı Hristiyan Ketaib Partisi lideri Beşir Cemayel'in cumhurbaşkanı seçilmesinden kısa süre sonra uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetmesini gerekçe gösteren Hristiyan Falanjist milisler, 16 Eylül 1982'de İsrail ordusunun gözetiminde Sabra ve Şatilla mülteci kamplarına saldırı başlattı.

İsrail'in eski Savunma Bakanı Ariel Şaron'un yönettiği üç gün süren saldırılarda, 3 binden fazla savunmasız Filistinli mülteci katledildi. Çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuklardan oluşan Filistinli mülteciler, milislerin kullandığı ağır silah ve bombaların yanı sıra balta ve kesici aletlerle vahşice öldürüldü.

Katliamın ardından Birleşmiş Milletler 16 Aralık 1982'de yaşananları kınayarak "bunun bir soykırım olduğunu" ilan emişti. Ancak hala katliama dair hiçbir yargılama ve ceza işlemi gerçekleşmedi.

İsrail'in, katliamı araştırmak üzere kurmak zorunda kaldığı komisyon, Şubat 1983’te yayımladığı raporda, Şaron’u, katliamın sorumluları arasında gösterdi.

Lübnan'ın başkenti Beyrut'un batısında yaklaşık bir kilometrekareye sıkışan Sabra ve Şatilla kampları, resmi olmayan verilere göre 12 bin Filistinli mülteciye ev sahipliği yapıyor.

Katliamın failleri yargılanamadı

Sabra ve Şatila Katliamından sağ kurtulan 23 kişi, 2001’de İsrail başbakanı olan Şaron aleyhinde insanlık suçu işlediği gerekçesiyle, 18 Haziran 2001'de Belçika’da dava açtı.

ABD ve İsrail’in baskıları nedeniyle Belçika, bu davanın açılmasına imkan veren yasayı değiştirmek zorunda kaldı ve 15 Mayıs 2002’de dava yetkisizlik nedeniyle düştü.

Dava düşmeden önce katliamın başrolündeki Falanjist Lübnan Güçleri’nin liderlerinden Eli Hubeyka, Şaron aleyhinde şahitlik yapacağını ilan etmesinden birkaç gün sonra Beyrut’ta aracına konulan bombanın patlaması sonucu öldü.

Hamas’ın Yurt Dışı Basın Ofisi Başkanı Rafet Murra, dün Sabra ve Şatilla katliamının 38. yılı münasebetiyle yaptığı yazılı açıklamada, mültecilere karşı işlenen en kanlı saldırılardan biri olan Sabra ve Şatilla katliamının Filistin halkı ile insanlığın vicdanındaki yerini korumaya devam edeceğini belirtti.

Murra, bu acımasız suçu işleyen İsrailli ve iş birlikçisi milislerin yakalanarak yargılanması çağrısını yineledi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Rusya’da Volga nehri üzerinde köprü ve otoyol inşaatı için ihale açıldı

2020-09-16 07:39 - Özel Haber

Rusya'daki Beko fabrikasından, mahkumları topluma kazandırma çalışmalarına destek

2020-09-16 07:05 - Özel Haber

27. İstanbul Caz Festivali'nin kapanışını, Büşra Kayıkçı ve Bilal Karaman yaptı

2020-09-13 13:51 - Magazin

Gazeteci-yazar Osman Akkuşak son yolculuğuna uğurlandı

2020-09-15 22:36 - Medya

Netflix'ten Suudi Arabistan'daki 'Cemal Kaşıkçı' sansürüne ilişkin itiraf

2020-09-15 23:17 - Medya

Yemen'deki Husiler Sana Uluslararası Havalimanı'nı BM uçuşlarına kapattı

2020-09-10 02:31 - Dünya

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'ten Türkiye ile diyalog mesajı

2020-09-15 18:06 - Dünya

Yargıda 'e-Duruşma' dönemi başladı

2020-09-15 17:16 - Gündem

Merhum gazeteci İsmail Güneş'i olay günü arayan eski muhabire 'yalan beyan' davası

2020-09-15 18:46 - Medya

Yapı Kredi Portföy'e “Emeklilik Yatırım Fonları Getiri Lideri“ ödülü

2020-09-11 14:24 - Genel

İlgili Haberler

Zelenskiy ile görüşen Biden'dan, Ukrayna'ya destek mesajı

00:43 - Dünya

Meta'nın CEO'su Zuckerberg'den Biden yönetimine sansür suçlaması

00:23 - Dünya

Grönland Başbakanı Egede'den, Trump ile görüşmeye "yeşil ışık"

00:18 - Dünya

Eski UCM Başkanı'ndan, Polonya'nın ülkeyi ziyareti halinde Netanyahu'yu tutuklamama t

00:13 - Dünya

ABD'de uçuşu iptal edilen uçaktan yolcular tahliye edilirken 4 kişi yaralandı

23:42 - Dünya

Günün Manşetleri

Zelenskiy ile görüşen Biden'dan, Ukrayna'ya destek mesajı

00:43 - Dünya

Bodrum'da kontrol ve denetim gemisi "Reis 48" göreve başladı

00:32 - Gündem

Edirne'de Pazarkule Sınır Kapısı'nı Tem Otoyolu'na bağlayan yolda çalışmalar tamamlan

00:27 - Gündem

Meta'nın CEO'su Zuckerberg'den Biden yönetimine sansür suçlaması

00:23 - Dünya

Grönland Başbakanı Egede'den, Trump ile görüşmeye "yeşil ışık"

00:18 - Dünya