?>

Grip geçen yıla oranla düşük düzeyde seyrediyor

Bu yıl grip sezonunda hem influenza A hem de influenza B virüslerinin saptandığı, gribin mevsimsel seyrinin beklenen düzeyde, geçen yıl ile kıyaslandığında ise daha düşük düzeyde olduğu belirtildi.

Sağlık - 7 yıl önce

ANKARA - Yeşim Sert Karaaslan

Bu yıl grip sezonunda hem influenza (grip) A hem de influenza B virüslerinin saptandığı, gribin mevsimsel seyrinin beklenen düzeyde, geçen yıl ile kıyaslandığında ise daha düşük düzeyde olduğu belirtildi.

AA muhabirinin Bakanlık ve Grip Bilim Komisyonu yetkililerinden aldığı bilgiye göre, şu anda aktif olarak görülen mevsimsel grip yakından takip ediliyor. Bu kapsamda, tüm yıl boyunca hangi grip virüslerinin etkili olduğu inceleniyor ve hastalığın seyrine bakılıyor. Elde edilen verilere göre, bu sezonda hem influenza A hem de influenza B virüsleri saptandı.

Bakanlık yetkililerinin verdiği bilgiye göre, bu yıl gribin mevsimsel olarak seyrinin beklenen düzeyde olduğu vurgulandı. Geçen yıl ile kıyaslandığında gribin daha düşük düzeyde olduğuna ve beklenmedik bir salgının söz konusu olmadığına işaret edildi.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Grip Bilim Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan da gribin tarihte en çok insan ölümüne neden olan bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, her yıl dünyada 500 bin kişinin grip nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Gribin, zaman zaman milyonlarca ölüme neden olan büyük salgınlar yaptığını belirten Ceyhan, son olarak 2006'da kuş gribi, 2009'da ise domuz gribi diye adlandırılan iki salgının ortaya çıktığını anımsattı.

Ceyhan, gribin en çok akciğer enfeksiyonu yaptığını ve kronik akciğer hastalarında solunum yetmezliği, kalp hastalarında kalp krizi, kronik karaciğer hastalarında karaciğer yetmezliği ve şeker hastalarında şeker komasına yol açarak ölüme neden olabildiğini aktardı. Ceyhan, gribin en önemli risk gruplarından birinin gebeler olduğunun da altını çizdi.

"Grip aktivitesinin erken başladığı iddiaları doğru değil"

Bu yıl görünen gribin seyrine ilişkin de Ceyhan, "Grip, bu yıl da önceki yıllara benzer şekilde seyretmektedir. Grip aktivitesinin erken başladığı iddiaları doğru değildir. Sağlık Bakanlığı tarafından ilk pozitiflik ekim ayının son haftasında saptanmış, aralığın 2. haftasında da beklenen artış gözlenmiştir." bilgisini paylaştı.

Grip virüsü saptanan vaka sayısının geçen yıla göre daha düşük olduğuna dikkati çeken Ceyhan, şunları kaydetti:

"Sağlık Bakanlığının saptadığı vaka sayısı geçtiğimiz yılın üçte ikisi kadardır. Salgın olmayan dönemlerdeki gribe 'mevsimsel grip' diyoruz. Etken, genellikle H1N1 ve H3N2 adı verilen iki influenza A virüsü ve influenza B virüsleridir. Şu ana kadar görülen vakaların çoğunluğu H1N1 dediğimiz, 2009-2010'da domuz gribi adı verilen salgını yapan virüstür. Ancak bu virüs artık salgın yapma potansiyelini kaybetmiştir ve 'domuz gribi' tanımı da kullanılmamaktadır.

Şu ana kadar Türkiye'de bulunan 363 pozitif numunenin 287'sinde influenza A (H1N1), 63'ünde influenza B, 12'sinde influenza (H3N2) ve birinde influenza A virüsü tespit edilmiştir. Şu anda ülkemizde en sık görülen H1N1 virüsü daha çok büyük çocuklarda ve genç yetişkinlerde hastalık yapmakta, ölümler de genç yetişkinlerde ortaya çıkmaktadır.

Ülkemizde en fazla vaka 25-44 yaş grubunda görülmüş, vakaların sadece yüzde 4'ü riskin yüksek olduğu 65 yaş ve üzerinde ortaya çıkmıştır. Bu nedenle grip tanısıyla yatan yaşlı hasta sayısı, geçtiğimiz yıllara göre daha düşüktür."

Prof. Dr. Ceyhan, "Genellikle H1N1 virüsü daha erken, H3N2 ise daha geç aktivite göstermektedir. Bu nedenle önümüzdeki günlerde H3N2 virüsünün artması ve yaşlılarda daha çok vaka görmeyi bekleyebiliriz." diye konuştu.

"Grip aşısının düşüklere neden olduğu yalandır"

Gribi depreme benzeten Ceyhan, grip vakalarının ne zaman, nerede artacağını söylemenin mümkün olmadığını ifade etti.

Hastalığın salgın yapabileceği ihtimalinin hiçbir zaman gözardı edilmemesi ve bu nedenle salgın hazırlıklarının yapılmasının önemli olduğunu aktaran Ceyhan, "Grip döneminde kalabalık alanlardan uzak durmak, bilinmeyen nesnelerle temastan sonra el temizliği yapmak, öksürürken ağız ve burnu kapatmak, hastaların iş yerlerine ve okullara gitmemesini sağlamak ve risk grubundakilerin aşılanması çok önemlidir." uyarısında bulundu.

Gripten korunmada en etkin yolun aşı olduğunun altını çizen Ceyhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemizdeki grip aşılarında kesinlikle alüminyum veya İslam dinince sakıncalı bir madde yoktur. Aşı canlı bir virüs içermediğinden, önemli bir yan etkisi de bulunmamaktadır. En önemli risk gruplarından biri gebelerdir. O nedenle gebelerin aşılanması çok önemlidir. Grip aşısının düşüklere neden olduğu ise sadece bir yalandır.

Grip aşılarını yanlış ve hiçbir kanıta dayanmayan söylemlerle karalayıp, aşı olması gerekenleri korkutmak, özellikle sağlık personeli için son derece sorumluluk dışı bir yaklaşımdır. Aynı şekilde grip aktivitesini abartıp salgın başlıyor izlenimi vermek de halkta paniğe neden olmakta ve yanlış uygulamalara zemin hazırlamaktadır. Unutulmaması gereken, gribin zaten yeteri kadar ağır ve sık görülen bir hastalık olduğunu bilip, her zaman tedbirli olmaktır."

Kimler risk altında?

Mevsimsel olarak şu anda en sık görülen hastalık olan gripten korunmak için uygulanan aşı, rutin uygulanan aşı programı içinde yer almıyor.

Sağlık Bakanlığı tarafından, grip aşısı özellikle belli hastalıklar açısından risk altında bulunan kişiler için öneriliyor. Bu kapsamda Bakanlık, 65 yaş üstündekilerin, gebelerin, bakım evi ve huzurevinde kalanların, kronik hastalığı bulunanların, bağışıklık sistemi baskılanmış olanların, sağlık çalışanlarının, 6 ay-18 yaş arasında olan uzun süre bazı ilaçları kullanmak zorunda bulunanların grip aşısı yaptırmaları tavsiye ediliyor.

İnfluenza nedir?

Grip, influenza A, B ve C virüslerinin neden olduğu viral bir enfeksiyon. Tip A, bütün yaş gruplarında orta ve şiddetli derecede hastalığa neden olurken, tip B hafif salgınlara yol açıyor ve daha çok çocukları etkiliyor. Tip C ise insanlarda sık görülmüyor.

Grip, 2-3 günlük bir kuluçka döneminden sonra aniden başlıyor. Yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik, iştahsızlık görülüyor. Ateş, genellikle üç gün sürüyor. Boğazda yanma, burun akıntısı, kuru öksürük, aşırı yorgunluk en sık görülen bulgular arasında yer alıyor.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Almanya pazarından 4 milyon turist bekleniyor

2018-01-16 14:32 - Ekonomi

İzmir’de operasyon: 25 kişi gözaltına alındı

2018-01-17 04:02 - Asayiş

Diyabet böbreğini kaybettirdi eşi imdada yetişti

2018-01-15 18:32 - Sağlık

Türkiye'nin EURO 2024 adaylığı tanıtım toplantısı İstanbul'da

2018-01-18 13:31 - Spor

'Fakir kebabı'nın iştah kabartan yükselişi

2018-01-15 17:52 - Çevre-Hayat

Yarıyıl tatiline geri sayım

2018-01-15 12:59 - Genel

AYM’nin kararı hukukçuları böldü

2018-01-13 12:02 - Gündem

"Dondurmam Gaymak'la ünlenen Oyuncu Turan Özdemir vefat etti

2018-01-16 00:02 - Kültür Sanat

Silvan Barajı ile 300 bin hektar alan suya kavuşacak

2018-01-16 23:32 - Gündem

Antarktika seferine 'öncü ekip'le hazırlık

2018-01-13 16:54 - Ekonomi

İlgili Haberler

Ön çapraz bağ yırtığını teşhis edebilen yapay zeka destekli yazılım geliştirdiler

11:33 - Sağlık

Böbrek tümörlerinin yüzde 80'ine robotik cerrahiyle müdahale ediliyor

11:08 - Sağlık

'Biyonik kulak' işitme kaybı yaşayan hastalara umut oluyor

10:13 - Sağlık

Akıllı telefonlarla yatağa girmek uyku sağlığını olumsuz etkiliyor

12:32 - Sağlık

Kalp profesöründen "tek yumurta ikizlerine" kontrol uyarısı

18:57 - Sağlık

Günün Manşetleri

Mısır: Ankara Deklarasyonu'ndaki ilkelere, Somali'nin istikrarı, birliği ve güvenliği için uyulmalı

00:43 - Dünya

Dışişleri Bakanı Fidan, Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi ile telefonda görüştü

23:58 - Siyaset

Bingöl ve Tunceli'de kar yağışı nedeniyle taşımalı eğitime 1 gün ara verildi

23:47 - Eğitim

Bakırköy'de kazalarla gündeme gelen alt geçit için tır sürücülerine uyarı

23:33 - Gündem

Süper Lig'de sezonun ilk yarısı tamamlandı

23:23 - Spor