Göz altı ışık dolgusunun göz altı morluğu ve çöküklüğünde etkin şekilde kullanılan bir yöntem olduğunu kaydeden Op.Dr. Şeyda Atabay, şöyle konuştu:
“İçeriğinden kullanılan maddelerden dolayı göz etrafına gelen ışığı yansıttığı, cildi aydınlattığı ve canlandırdığı için ışık dolgusu olarak adlandırılıyor. Işık dolgusunun içeriği; sekiz tane aminoasit, hylauronik asit, üç tane antioksidan, mineral, vitamin ve uygulama sırasında ağrı olmaması için lokal anestezik madde içeren bir jeldir. İçerisinde içerdiği bu maddeler ile hücresel seviyede yapılanmayı sağladığı için göz çevresinde aydınlanma ve canlanma etkileri görülüyor. Göz altı ışık dolgusu göz altı morluğu ve çöküklüğünde etkin şekilde kullanılan bir yöntemdir. Göz altında şikayet edilen alana ışık dolgusu yapıldıktan hemen sonra etki başlar, bir hafta sonra göz altında aydınlanma ve yorgun görünümde azalma meydana gelir.
Bu dolgunun avantajı doğal gözükmesi ve göz altında ödem sorunu yaratmamasıdır. Etkisi 1-1,5 yıl devam eder. Uygulama iğne ile olabildiği gibi kanül yöntemi ile de yapılabilir. Bu bölgenin yoğun damar ve sinir ağlarıyla örülü hassas bir bölge olmasından dolayı 'kanül' ile uygulamak çok daha uygundur. Uygulama derin olmalıdır. Göz ve çevresi anatomisine hakim doktorlarca yapılması son derece önemlidir. Çünkü görme işlevi ile ilgili olan gözümüz çok karmaşık bir doku ile çevrilidir. Burada tam olarak uygun olmayan bir alana, uygunsuz bir madde vermek görme fonksiyonlarında bozulmalara meydan vermektedir. Göz altı ışık dolgusu uygulaması bize ve hastalarımıza çok yarar sağlayan güzel bir uygulamadır, tabi ki doğru ellerde.”
Göz Hastalıkları Doktoru Op.Dr. Şeyda Atabay, göz altı ve çevresi problemlerinin günümüzde bayanların korkulu rüyası haline geldiğini belirterek, “Işık dolgusu, bu bölgede gözle görülür bir canlanma sağlıyor. Kullanılan bu yöntemle aynı zamanda el üstü ve dekolte bölgesindeki yaşlanma belirtilerinde de etkili oluyor. Günümüzde gerek yaşlanma etkisi, gerekse şehir hayatındaki çevresel faktörler, stres vb. faktörler bir araya gelince ciltte deformasyonların meydana gelmesi kaçınılmaz oluyor. Vücudumuzdaki diğer bölgelere göre çok daha özel bir cilt yapısına sahip olan göz altı ve göz çevresi, bu deformasyonların meydana geldiği ilk bölgeler oluyor” dedi.
dikGAZETE.com