İstanbul
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi bünyesindeki Doğu Dilleri ve Edebiyatları Topluluğu (DODET) Kulübünce başlatılan sosyal sorumluluk projesi kapsamında doktora, yüksek lisans ya da lisans öğrencisi gönüllü eğitmenlerce, yabancı uyruklu öğrencilerin de içerisinde yer aldığı 590 kursiyere 7 farklı dilde ücretsiz çevrim içi eğitim veriliyor.
Öğrencilerin dil eğitimine katkı sunmayı amaçlayan DODET Kulübü, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bu yıl dil eğitimi için yurt dışına öğrenci gönderemeyince kurslarını dijital ortama taşıdı.
Sosyal sorumluluk projesi kapsamında Arapça, Farsça, Osmanlıca, Urduca, Hintçe ve İbranice ile yabancılar için Türkçe olmak üzere 7 dilde kurs açıldı. 7 Aralık'ta başlatılan kurslarda doktora, yüksek lisans ya da lisans öğrencisi 14 gönüllü eğitmen, yabancı öğrencilerin de yer aldığı 590 kursiyere, farklı seviyeler için oluşturulan 18 çevrim içi sınıfta dil eğitimi veriyor.
Özbekistan'tan 10, Mısır'dan 4, Cezayir'den 3, Bahreyn, Irak, İran, Fransa ve Suriye'den ikişer, Pakistan, Ürdün, Lübnan, Kazakistan ve ABD'den birer olmak üzere 13 farklı ülkeden 32 yabancı kursiyerin katıldığı eğitimlerde, en çok başvuru alınan kurs 238 öğrenciyle Farsça olurken, bunu 204 öğrenciyle Arapça takip ediyor.
Haftanın farklı günlerinde ücretsiz olarak çevrim içi ortamda düzenlenen eğitimler kapsamında Arapça, Farsça, İbranice ve Hintçe kursları 36 saat; Türkçe, Osmanlıca ve Urduca kursları ise 30 saat olarak planlandı.
2 Mayıs 2021'de tamamlanacak kurs sonunda, yüzde 70 devam zorunluluğu şartını yerine getirerek eğitimi başarıyla tamamlayan öğrencilere katılım belgesi, eğitmenlere ise teşekkür belgesi verilecek.
"Kursumuz, adeta bir kartopu gibi çığa dönüşmeye doğru gidiyor"
İÜ Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı, DODET Kulübü Danışmanı Prof. Dr. Abdullah Kızılcık, AA muhabirine, öğrencilerin dil eğitimi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kulübün 2009'da kurulduğunu söyledi.
O yıllarda yurt dışına öğrenci gönderme imkanının daha az olduğunu, ERASMUS ve Mevlana gibi yurt dışı programlarına da sadece dönem içerisinde gidilebildiğini ifade eden Kızılcık, kulübün kurulmasının ardından öğrencilerin yazın dil eğitimi için yurt dışına gitmelerine rehberlik ettiklerini; Ürdün, Fas, Tunus ve Kazakistan'a öğrenci gönderdiklerini anlattı.
Bu yıl salgın nedeniyle yurt dışına öğrenci gönderemediklerini aktaran Kızılcık, şöyle devam etti:
"Kulübün yönetimindeki yeni arkadaşlar kursları çevrim içi devam ettirmek istediklerini bana aktardılar. Onları teşvik etmek için 'Yapın.' dedim ama bu kadar başarılı olacaklarını tahmin etmiyordum. 7 farklı dilde 18 sınıf oluşturdular. Her sınıfta 10 ila 50 kursiyer bulunuyor.
Arkadaşlarımız, donanımlı doktora, yüksek lisans ve lisans öğrencilerimizi eğitmen olarak buldu. Önemli olan bu öğrencilerin kendilerini çok iyi yetiştirmiş olmaları. Kursun devam etmesi de bunu gösteriyor.
Bundan dolayı çok mutlu oldum. Ayrıca, 13 ülkeden 30'u aşkın öğrenci dahil edildi. Bu iyi bir tanıtımın yapıldığını gösteriyor. Daha büyük tanıtım yapıldığı takdirde küreselleşen bir eğitime dönüşeceğini düşünüyorum.
Kursumuz, adeta bir kartopu gibi çığa dönüşmeye doğru gidiyor. Şu anda kurstan 590 kişi yararlanıyor. Instagram üzerinden de 50 kişilik kurs başlattık."
"Çince, Korece ve İngilizce de eğitim vermek istiyoruz"
Eğitim verdikleri dil sayısını 10'a çıkarmayı hedeflediklerini belirten Kızılcık, "Çince, Korece ve İngilizce de eğitim vermek istiyoruz. Çünkü geleceğin, Avrasya dillerini ve kültürlerini öğrenmekten geçtiğini bilmemiz lazım.
50 yıl önce Arapçanın bugünkü duruma geleceğini kimse tahmin edemiyordu ama bugün Arapça yıldızı parlayan diller arasında. Bu diller de öyle." değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Kızılcık, çevrim içi sınıf mevcudiyetine ilişkin şu bilgileri verdi:
"Zoom'daki derslerde 100 kadar öğrenci alabiliyoruz ama kaliteli bir eğitim için onu 50'ye düşürdük. Her sınıfımızda 10 ila 50 arasında bir öğrenci potansiyeli var. Eğitmenlerimiz tam kapasiteyle çalışırsa 7 dili 10 dile çıkardığımızda belki 1000 öğrenci, 18-20 sınıf daha oluşturduğumuzda belki 2 bin öğrenci kapasitemiz olabilir.
Tabii sınıf sayısını 100'e çıkardığımızda 2 bin olan öğrenci sayısı 4 bine çıkacaktır. Şu anda sınıf başına 10 ila 50 arasında bir öğrenci potansiyeliyle eğitimlerimizi başarıyla sürdürüyorlar. Şimdilik kontrollü gidiyoruz ama bunu tüm Türkiye'ye ve yurt dışında pek çok farklı ülkeye açmayı düşünüyoruz."
Kursa katılımda üniversite mezunu olunmasının tercih sebebi olduğunu ama sadece üniversite öğrencilerini değil, toplumun farklı kesiminden vatandaşları da kurslara kabul ettiklerini, eğitim alanların içerisinde ev kadınlarının da olduğunu belirten Kızılcık, Osmanlıca, Farsça gibi bazı derslerde kursiyerlerin seviye tespitine tabi tutulduğunu sözlerine ekledi.
"En çok başvuru Arapça ve Farsça kurslarımıza oldu"
DODET Kulübü Başkanı, Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü 4. sınıf öğrencisi Tuğba Duran ise akademik alanda faaliyet gösteren kulübün, kurslar ve uluslararası sempozyumlara destek vermenin yanı sıra öğrencilerin sosyal hayatına katkı sağlayacak konuşma atölyeleri ve kültürel yemek buluşmaları gibi faaliyetler de düzenlediğini anlattı.
En çok başvurunun Arapça ve Farsça kurslarına yapıldığını belirten Duran, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her birine 200'ün üzerinde başvuru aldık ve çok sayıda sınıf oluşturduk. Sınıflarımızın kapasitesi minimum 10, maksimum 50 kişi. Kurlarımız 30 ve 36 saat olarak ilerliyor, kursa göre değişiklik gösteriyor.
Hintçe ve Farsça gibi zor dillerde kur saatimizi 36 saate kadar genişlettik. 14 eğitmenimiz var. Osmanlıca, yabancılar için Türkçe ve Urduca kursunda tek eğitmenle çalışıyoruz.
Diğer kurslarımızda sınıf sayılarımız çok olduğu için birden fazla eğitmenle çalışıyoruz. Haftalık ders saatlerimiz kursa göre değişiyor. Bazı kurslarımızda haftada bir gün 2 saat eğitim oluyor.
Yabancılar için Türkçe kurslarında sınıflar bu şekilde ilerliyor. A1-A2, B1-B2 seviyeleri haftada 2 saat şeklinde. Farsça ve Arapçada ise haftada 2 gün ikişer saat."
Duran, kursa başvuru için sosyal medyanın gücünü kullandıklarını, her kurs için ayrı formlar oluşturduklarını, bunları sosyal medya aracılığıyla okulun çeşitli birimlerine yaydıklarını, gelen form cevaplarını depolayarak istatistik oluşturduklarını ve bunun sonucunda alımları gerçekleştirdiklerini ifade etti.
"Yabancılara Türkçe öğretimiyle ilgili daha geniş çaplı bir kurs açabiliriz"
Tuğba Duran, yurt dışındaki kursiyerlerin çoğunun Türkçe kursuna başvurduğunu, özellikle Arap ülkelerinden bu konuda büyük bir talep olduğunu, Özbekistan'dan ise Osmanlıca kursu için talep aldıklarını dile getirdi.
Talep doğrultusunda yeni kurslar ve sınıflar açmaya hazır olduklarını belirten Duran, şunları kaydetti:
"Gelen kimseyi geri çevirmemeye çalışıyoruz. Kursiyerlerimiz sadece üniversite öğrencileri değil, lise öğrencileri ve ev kadınları da var. Herkes kurslarımıza başvurabilir. Yurt dışına açıldığımızı belirttik ama bunu daha da genişletmek istiyoruz.
Sadece yurt dışındaki yabancılara Türkçe öğretimiyle ilgili daha geniş çaplı bir kurs açabiliriz. Gelecek planlarımız arasında Çince, Korece, İngilizce ve Belagat kursları ile öğrenci sempozyumları ve bu kurslara destek mahiyetinde konuşma atölyeleri gibi planlarımız var.
Yine çevrim içi olacak ve insanlar evden konuşma pratiği yapma fırsatı bulacaklar.
Salgın sürecinde kimileri kurs bulamıyor, kimileri ise maddi zorluklar sebebiyle kayıt yaptıramıyor. Bunlara ücretsiz bir şekilde kurs imkanı sağlamaya devam edeceğiz. Konuşma atölyelerinde kontenjanımızı daha düşük, sınıf sayılarımızı daha fazla tutacağız. Böylece etkileşimli bir ders ortamı oluşturmaya çalışacağız."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com