İSTANBUL
Ümraniye Belediyesi'nin sanat etkinlikleri kapsamında, Nurettin Boydak, Abdullah Kibritçi ve Burak Berberoğlu'nun fotoğraflarının yer aldığı sergi, Ümraniye Kültür ve Sanat Merkezi'nde sanatseverlerle buluştu.
Dünyanın çeşitli yerlerindeki mültecilerin hayatlarını yansıtan sergiye ilişkin AA muhabirine açıklama yapan serginin küratörü ve fotoğrafçı Nurettin Boydak, göçleri anlatmak için Türkiye'de yeterli sayıda proje yapılmadığına işaret ederek, fotoğraf sergilerinin bu konuyu daha iyi anlatabileceğini söyledi.
Boydak, dünyada şu anda ciddi bir göç akımının yaşandığını belirterek, "Özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra gerçekleşen göç algısının bugün de devam ettiğini görüyoruz. Bizler bu algı konusunda bir farkındalık oluşturmak için sergi açarak, göç konusuna dem vurmak istedik." dedi.
Serginin başlığına da değinen Boydak, "Aslında sergi için göçmenlik, mültecilik ya da sığınmacı başlıklarını ele aldığımız zaman, ilk önce bu insanların ekonomik sıkıntı, iç savaşlar gibi farklı nedenlerden dolayı göç ettiğini gördük. Kimisi de gönüllü olarak ülkelerini terk ediyorlardı. Fakat tüm bu insanların ortak bir amacı vardı, daha iyi bir hayat yaşamak için göç etmeleri. Bu bakımdan bize göre gökyüzü onlar için bir çadır. Bu şekilde bir kompozisyonla serginin ismi oluştu." ifadelerini kullandı.
"50 bin kişinin şehirden çıkışına şahit olduk"Yazar ve fotoğrafçı Abdullah Kibritçi de insani yardım kuruluşlarında çalıştığını ifade ederek, "Bu dünyadaki görevimin, kaçan insanların hikayelerini diğer insanlara anlatmak olduğuna inanıyorum." diye konuştu.
Kibritçi, son 5 yılda dünyada yaşanan büyük göçleri fotoğrafladığını dile getirerek, "Avrupa'ya büyük bir göç başlamıştı. İnsanlar Makedonya'ya kadar gelip, oradan yürüyerek Sırbistan'a geçiyorlardı. Bizim göç sırasında bulunduğumuz yer, bir tren istasyonuydu ve günde 4 bin yolcu oraya gelerek, yollarında devam ediyordu. İçlerinde kadınlar, çocuklar, hastalar, engelliler vardı. Onların yaşadıklarına şahitlik ettim ve fotoğrafladım. Yine büyük göç olaylarından bir tanesi de Suriye'de yaşandı. Halep komple tahliye edilme durumundaydı. Tahliye sırasında şehirden yaklaşık 50 bin kişinin çıkışına şahitlik ettik." dedi.
Orta Afrika Cumhuriyeti'ne de gittiğini aktaran Kibritçi, şunları söyledi:
"Orta Afrika Cumhuriyeti'nden Çad sınırına kaçan Müslümanlar vardı. Çünkü Hristiyan anti-Balaka çeteleri, Müslümanları katletmeye başlamışlardı. Bu kaçış esnasında kampa bir şekilde ulaşmayı başaranların fotoğraflarını çekerek, onların hikayelerini anlatmak istedim. Kaçanlar arasında Mebrük adında bir kız vardı. Sergide de fotoğrafı var. Karşılaştığımda 13 yaşındaydı. Bir gece annesiyle beraber kaçmaya çalışırken, pusuya düşürülüyor ve annesi gözlerinin önünde öldürülüyor. Daha sonra teyzesi ile tekrar kaçma girişiminde bulunarak, Çad'a geçmiş. Ben onunla kampta tekrar karşılaştım. İHH'dan daha önce arkadaşlar ona ufak bir sermaye bırakmıştı. O da bu sermayeyi kullanarak yumurta alıp haşlıyor ve satıyordu. Bu şekilde teyzesine katkıda bulunmaya çalışıyordu. Biz o kampa ulaştığımız zaman, insanların yiyecekleri kalmamıştı. Hayvanların kıkırdaklarını, kemiklerini, kulaklarını yiyorlardı. İHH ile bir ramazan günü orada malzeme dağıttık. Bu anları da fotoğrafladım."
"Bir vagona 500 insan zorla sığdırıldı"Fotoğraf sanatçısı Burak Berberoğlu ise 2015'in Eylül ayında mültecilerin Avrupa'ya göçü sırasında Makedonya ve Sırbistan'da fotoğraflar çektiğini anlatarak, "Göç yolunda mültecilerin bindiği trene ben de bindim. Hayatımda yaptığım en zor yolculuktu. Çünkü yaklaşık 100 kişinin durabileceği bir vagona ortalama 500 insan zorla sığdırıldı. Oradaki insanların hikayelerini dinleyip, onları görüntülemek benim için eşsiz bir deneyimdi. O yolculukta çektiğim fotoğraflar, ayrıca bu zamana kadar çektiğim en etkili fotoğraflardır." diye konuştu.
Berberoğlu, 2016 yılında kendisinin de Halep'teki tahliye anlarını fotoğrafladığını dile getirerek, "Tahliye edilen insanların hikayeleri çok etkileyiciydi. Çektiğim fotoğraflar arasında beni bu zamana kadar en fazla etkileyen fotoğraf ise doğduğu toprakları terk etmek zorunda kalan bir amcaydı. Otobüs camında onu görmüştüm ve ağlıyordu." dedi.
Yaklaşık 78 eserin yer aldığı sergi, 16 Mart'a kadar görülebilecek.
Muhabir: Aişe Hümeyra Bulovalı
Kaynak: AA
dikGAZETE.com