?>

Göçe zorlanan Bulgaristan Türkleri acı dolu günleri unutamıyor

Bulgaristan'ın 1984-1989'da uyguladığı asimilasyon politikasına karşı çıktığı gerekçesiyle birçok zulme maruz kalan Bulgaristan Türkleri, yaşadıkları acıları unutamıyor.

Gündem - 3 yıl önce

Kırklareli

Kırklareli'nde yaşayan 73 yaşındaki Cemil ile 70 yaşındaki Kıymet Birtane, 1985 yılında Bulgaristan'ın politikalarına karşı çıktığı gerekçesiyle birçok kez zulme uğradı.

Baskılara boyun eğmeyen Cemil Birtane, önce cezaevine konuldu, ardından başka bölgelere sürgün edildi. Cezaevinde tutulduğu dönemde eşine "öldü" haberi verilmesine rağmen Birtane çifti direnişlerini sürdürmekten hiçbir zaman geri durmadı.

1989 yılının sonlarında sınır dışı edilen çift, dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın talimatıyla uçakla Türkiye'ye getirildi.

Kırklareli'nde devletin tahsis ettiği evlere yerleştirilen çift, uzun yıllar işçi statüsünde çalışarak emekli oldu.

Hayatlarının ikinci baharını anavatanlarında sürdüren çift, zamanlarının büyük bölümünü kitap okuyarak geçiriyor.

Birtane çifti zaman zaman gençlik yıllarındaki resimleri inceleyerek yaşadıklarını hafızalarında canlandırıyor.

"Çok işkence, zulüm, baskı gördük"

Cemil Birtane, asimilasyon politikasının mağdurlarından olduklarını söyledi.

Baskılara direndiği için 16 Şubat 1985'te asimilasyon kampanyasına karşı çıkan Türk ve Müslümanların tutulduğu Belene Cezaevi'ne gönderildiğini anlatan Birtane, "Belene Cezaevi'nde 1 yıl 4 ay işkence, dayak zulüm gördük. Daha sonra 80 arkadaşla beraber başka cezaevine gönderildim. Orada 1 yıl kaldıktan sonra Bulgaristan'da değişik köylere sürgün gönderildim. 4 yıl 6 ay sonra serbest bırakıldım." dedi.

Yaşadıkları zulmü hiçbir zaman hafızalarından çıkaramadıklarını dile getiren Birtane, çok zor günler geçirdiklerini vurguladı. Belene Cezaevi'ne gönderildiğinde eşine ve ailesine 3-4 ay kendisi hakkında en ufak bir bilgi verilmediğini dile getiren Birtane, "Elbiselerim eve gönderilmiş, eşime benim öldüğümü, daha fazla beni aramamasını söylemişler. Allah'a çok şükür bu 4 yıl 6 aydan sonra serbest bırakıldım ve Bulgaristan beni sınır dışı etti." diye konuştu.

Cezaevinde asimilasyon kampanyasına karşı çıkmaya devam ettiklerini, arkadaşlarıyla her türlü baskıya rağmen açlık grevleri yaptıklarını aktaran Birtane, yataklara asılan Bulgar isimlerini de söküp attıklarına işaret etti.

Sürgün yıllarında da mücadelesine devam ettiğini vurgulayan Birtane, şöyle konuştu:

"Sürgünde ralli yarışmasında Türk ekiplerine kibrit kutusunda gizli mektup gönderdim. Gizli mektup gönderme sebebim de Türkiye üzerinden bütün dünyaya bizim çektiğimiz çileleri ve baskıları anlatmaktı. Bu da Türkiye Sesi radyosunda yayınlandı haberlerde.

Mücadelemiz devam etti. Çok işkence, zulüm, baskı gördük. Sorguya çekildik, dayak yedik, aç susuz tutulduk. Soğuk havalarda bir battaniye altında tutulduk. Tuvalet ihtiyaçlarımızı kovaya giderdik. Bu işkence hep devam etti."

Birtane, yaşanan sürecin ardından ailesi ile Avusturya ve İsveç'e gönderilmek istendiğini ancak kendilerinin bunu kabul etmeyerek Yugoslavya'nın Belgrad kasabasında Türk elçiliğine sığındıklarını belirterek "Türk elçiliği bizi bir haftalığına mülteci kampına gönderdi.

Sonra çok şükür anavatanımıza kavuştuk, ne mutlu Türk'üm diyene. Türkiye'ye geldiğimiz için çok mutluyum. Anavatanımıza kavuştuğumuz için, bu zulümden, bu baskılardan kurtulduğumuz için çok mutluyuz." diye konuştu.

Türk olduğu için Bulgar polisi tarafından birçok kez sorguya alındığına dikkati çeken Birtane, şöyle devam etti:

"Türkiye'ye gelebilmek için elimden ne geldiyse denedim. Hatta sınırdan kaçabilmek için de teşebbüste bulundum. Okul hayatımda ve sivil hayatımda Türk gibi yaşamak istedim.

En son bu isim değiştirme politikasında konuşmalarımdan dolayı hep takip edildim Bulgaristan'da. İsim değiştirme politikasında çok baskı yedim. Kabul etmedim Bulgarca ismi. Sürgüne gönderilme sebebim, onların yüzüne Türk olduğumu söyledim. İşkence, dayak akla sığmaz dayaktan fazla işkence gördüm."

"Çok kötü günlerdi, hatırlamak bile istemiyorum"

Kıymet Birtane ise geçirdikleri zor günlerin ardından anavatanlarına kavuştuklarını ve çok mutlu olduklarını söyledi.

Eşinin cezaevinde tutulduğu yıllarda evlerine kapılarına Bulgarca isimler yazıldığını dile getiren Birtane, bu isimleri kaldırdığı için polis tarafından sorguya alındığını ifade etti.

Kendisine, eşinin cezaevinde öldüğünün söylendiğini anlatan Birtane, "Orada titredim kaldım. Sonradan sağ olduğunu öğrendim. Eşimle ilk görüşmeye gittiğimizde cam arkasından görüştürdüler. Çok kötü günlerdi hatırlamak bile istemiyorum." dedi.

"Ne dedilerse Türk olmaktan vazgeçmedik"

Bulgaristan'dan 32 yıl önce Türkiye'ye göç eden ve Edirne'de yaşayan Şükrü Korkmaz ise o dönemde yaşadığı zorlukları ve Belene Kampı'nda geçirdiği 1,5 yılı unutamadı.

1989 yılında zorunlu göçle Türkiye'ye gelen Korkmaz, o dönemde Bulgaristan'da yaşadığı sakıntıları ve göçü anlatırken gözyaşlarını tutamadı.

Korkmaz, Bulgaristan'da "Türk" olmaktan vazgeçmeyen herkesin göçe zorlandığını, göçe zorlanırken de fiziki ve psikolojik şiddete maruz kaldıklarını aktardı.

Eşi ve çocuğuyla hayatının en zor dönemlerinin Bulgaristan'da geçtiğini, özellikle de Belene Kampı'nda yaşadıklarını bir türlü unutamadığını vurgulayan Korkmaz, şöyle devam etti:

"Ne dedilerse Türk olmaktan vazgeçmedik. Bana 'Sen sarışınsın, Bulgarca iyi biliyorsun, sizi zorla Türk yapmışlar Osmanlılar.' deyip bizi kandırmaya çalıştılar. Ben ve benim gibi yüzlerce kişi bunu kabul etmedi. Bizi Belene Kampı'na götürdüler. 1,5 yıl kampta kaldım.

Bizi bir yere kapattılar ve hiç çıkarmadılar. Yemek çok kötüydü, çorbaların içerisinde balık kafaları çıkardı. Üzerimizdeki kıyafetleri aylarca değiştiremedik. Bitlendik, koktuk. Psikolojik ve sözlü baskı gördük aylarca.

Ailemi 6 ayda bir görmeme izin veriyorlardı. O da sadece camdan görebiliyorduk. Çok kötü günlerdi. Allah'a şükürler olsun hepsi geride kaldı."

Belene Kampı'nda ve Bulgaristan'da zaman zaman işkence gördüğünü anlatan Korkmaz, zorunlu göçte birçok ailenin parçalandığına dikkati çekti. Türkiye'de, vatanında yaşamaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Korkmaz, hiçbir ihtiyacının olmadığını, çok çalışarak her şeye sahip olduğunu söyledi.

"Allah vatanımızdan razı olsun." diyen Korkmaz, ülkesiyle gurur duyduğunu kaydetti.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

Tataristan Alabuga'da Türkçe dersler verilecek, çünkü...

2021-05-26 09:11 - Özel Haber

Kovid-19'a karşı kalp ve damar sağlığı korunmalı

2021-05-26 14:39 - Sağlık

'Elif' dizisi Kolombiya'da en çok izlenen Türk dizisi oldu

2021-05-26 17:06 - Dünya

ABD'deki barış yanlısı Yahudiler İsrail'in saldırılarına karşı yükselen sesten umutlu

2021-05-24 15:17 - Dünya

Kızlar Tepesi Parkı, Siirt'in sosyal yaşamına renk kattı

2021-05-25 17:46 - Gündem

İzmir'deki 'flamingo adası' kuluçkaya yatan binlerce allı turnaya kucak açtı

2021-05-22 15:06 - Çevre-Hayat

Kendine özgü bir şiir dünyası kuran anlatıcı şair: Edip Cansever

2021-05-27 14:51 - Kültür Sanat

Bulgaristan Türkleri 32 yıl önce yaşadıklarını unutamıyor: Bir valizle 12 saatte gönderdiler

2021-05-26 15:03 - Çevre-Hayat

Osmangazi EDAŞ sokak hayvanları için 200 noktada 2 ton mama dağıttı

2021-05-25 14:03 - Yerel haber-Şirket Haber

'Büyük Mustafa' Altay'ı Süper Lig'e çıkarma hedefinde

2021-05-25 20:12 - Gündem

İlgili Haberler

YSK'den "elektronik seçim" açıklaması

22:32 - Gündem

Samsun Çarşamba Havalimanı 10 ayda 1 milyon 229 bin 698 yolcuya hizmet verdi

21:22 - Gündem

Kamyonete yüklenirken kaçıp Van Gölü'ne giren dana kurtarıldı

20:58 - Gündem

Emine Erdoğan'dan COP29'da BM Genel Sekreteri Guterres ile görüşmesine ilişkin paylaşım

20:52 - Gündem

Hatay'da deprem konutu hak sahipliği başvuruları için 2 gün ek süre verildi

20:32 - Gündem

Günün Manşetleri

YSK'den "elektronik seçim" açıklaması

22:32 - Gündem

BM: Gazze'ye giren insani yardım, ihtiyaçları karşılamanın yakınından bile geçmiyor

22:27 - Dünya

Samsun Çarşamba Havalimanı 10 ayda 1 milyon 229 bin 698 yolcuya hizmet verdi

21:22 - Gündem

Trump'ın kabinesi ve yakın ekibi yavaş yavaş şekilleniyor

21:17 - Dünya

BM: Sudan kabusun içinde sıkışıp kalmış durumda

21:13 - Dünya