İstanbul
Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Neşet Köksal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gebelik sırasında meme kanserinin nadir de olsa görülebileceğini, gebeliği takip eden ilk bir yıl içinde tanı alan meme kanserlerinin de gebelik dönemi meme kanserleri olarak değerlendirildiğini belirtti.
Gebe ya da emziren kadınlarda memelerin çeşitli sebeplerle normalden daha şişkin olmasından dolayı tanıda gecikme yaşandığına işaret eden Köksal, özellikle ailesinde meme kanseri öyküsü olanların mutlaka düzenli kontrollerini yaptırmaları gerektiğini vurguladı.
Köksal, "Doğum yapan ve emziren kadınların meme kanserine yakalanma risklerinin azaldığına dair genel kabul çoğu zaman bu dönemlerde kadınları yanıltmaktadır. Bu yanılgı sonucunda da meme kanseri olan gebe ve emziren kadınlar için sağ kalım oranı teşhisin gecikmesinden dolayı ne yazık ki gebe olmayan kadınlara göre daha düşük seyrediyor." diye konuştu.
Yapılan araştırmalara göre gebe ya da emziren kadınlarda, belirtilerin başlangıcı ile teşhisi arasında, gebe olmayan kadınlara göre 5 ila 15 aylık bir gecikme olduğunun saptandığına dikkati çeken Köksal, şunları kaydetti:
"Tanıdaki bu gecikme nedeniyle meme kanseri genellikle gebe olmayan kadınlara göre daha ileri evrede teşhis edilmekte ve bu da sağ kalımı düşürmektedir. Erken evre meme kanserinde gebe olan ve olmayan hastalar arasında sağ kalım açısından fark yoktur. Bu nedenle gebelik esnasında memedeki şüpheli bir durumda mutlaka bir genel cerrahi uzmanına başvurulması gerekir. Eğer meme kanseri tanısı hamileliğin ilk üç ayı içinde konmuşsa hamileliğin devam ettirilip ettirilmeyeceği hekim ve hasta tarafından değerlendirilerek buna göre tedavi planlanması gerekiyor. Kemoterapinin hemen başlaması şart ise gebeliğin sonlandırılması gerekebiliyor ve hamilelik dışı meme kanseri gibi tedavi planlanıyor."
Prof. Dr. Neşet Köksal, gebelikteki meme kanserine yaklaşımın, gebelikle ilişkili olmayan meme kanseri gibi tümörün boyutuna, bulunduğu bölgeye ve kanserin evresine göre belirlendiğini ancak gebelik ve bebek nedeniyle tedavi planlamasının daha farklı ve daha komplike olduğunu ifade ederek, gebelik sürecinde görülebilen meme kanserindeki tedavi yaklaşımlarına ilişkin bilgi verdi.
Emzirme döneminde de tanıda geç kalınabiliyor
Prof. Dr. Köksal, "Emzirme döneminde de memenin gerek muayene gerekse radyolojik görüntüleme ile değerlendirilmesi ve olabilecek değişikliklerin tanısı daha zor. Bu durum da meme kanserinin atlanmasına ve geç tanıya neden olabilir. Bu nedenle gebelik planlayanlarda gebelik öncesi meme muayenesi yapılmalı, muayene bulguları kaydedilmeli ve uygun yaş grubunda olanlara, daha sonraki değişimlerde de yardımcı olacak bir birincil mamografi (base-line mamografi) çekilmelidir." diye konuştu.
Meme iltihapları ve meme apselerinin çoğunlukla emzirme döneminde görüldüğünü aktaran Köksal, şöyle devam etti:
"Tedaviye yanıt vermeyen meme iltihapları veya meme apsesi, memede ele gelen kitle, meme başında geçmeyen yaralar veya tekrarlayan kanlı meme başı akıntısı ile karşılaşıldığında mutlaka yardımcı tanı yöntemlerine başvurulması gerekiyor. Meme bezlerinin daha yoğun olması nedeniyle emzirme döneminde mamografi yeterince yardımcı olamayacağından bu durumlarda ultrasonografi veya MR kullanılması gerekiyor."
Prof. Dr. Neşet Köksal, emzirme döneminde süt fistülü gelişme riski nedeniyle biyopsi çalışmalarının ertelenebileceğini ve bunun da meme kanseri tanısında gecikmeye neden olabildiğini vurgulayarak, "Annenin bebeğini emzirmesi hem bebeğin sağlığı için önemlidir, hem de anne ve bebek arasındaki en güçlü iletişim şeklidir. Ancak bebeğe zarar verecek durumlarda emzirmekten kaçınılması gerekiyor. Kemoterapi alınıyorsa ilaçlar süte geçeceğinden, bebeğin emzirilmemesi gerekir." değerlendirmesini yaptı.
Hormon tedavisi sırasında da emzirmeyi önermediklerine, tedavi tamamlandıktan sonra annelerin bebeklerini gönül rahatlığı ile emzirebileceklerine işaret eden Köksal, "Meme kanseri hakkında merak edilen diğer bir konu da meme cerrahisi sonrası emzirmenin mümkün olup olmadığıdır. Her ne kadar meme tarafından üretilen sütün miktarı ve kalitesi yeterli olmasa da meme koruyucu cerrahi sonrası normal şekilde emzirmek mümkündür." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com