FETÖ'nün Sözcü'sü, dünkü nüshasında bize gazetecilik dersi vermeye kalkmış. Buna gerekçe olarak da önceki gün gazetemizde sehven kullanılan bir kupürü göstermiş.
Neymiş “Sabah gazetesine ait kupürü Zaman gazetesi diye vermişiz. Gazetecilik zor işmiş, okumak araştırmak, anlamak, gerçeğe bağlı kalmak gerekirmiş...” Bir defa elimiz FETÖ'nün yayın organı Zaman'ın kurumumuza nasıl hedef aldığını gösteren çarşaf çarşaf haberlerle dolu. Bu basit hatayı düzeltmeye gerek bile duymuyoruz. Ama çaresizlikten ucuz numaralara sığınan karanlık güçlerin Sözcü'sü ve kalemşorları, dönüp aynaya bir baksalar, nasıl rezil bir gazetecilik sergilediklerini görecekler. Çünkü Sözcü'nün darbeseverliğin dışında yalan, iftira, çarpıtma, hedef gösterme gibi türlü türlü kötü huyları var. Patronlarından miras kalan bu huylarından da bir türlü vazgeçmiyorlar. Bakın, Sözcü nasıl bir gazeteymiş ve yakın döneme kadar ne tür YALAN haberlere imza atmış... Buyurun: ∂ “Atanamayan öğretmen canına kıydı” diye yazdılar. İntihar edenin üniversite öğrencisi olduğu ortaya çıktı. ∂ Silivri cezaevinde en çok oyun HDP ve AK Parti'ye gittiğini yazdılar. Sandık sonuçları açıklandı, en az oyun AK Parti'ye verildiği ortaya çıktı. ∂ 15 Temmuz'da köprüde askerin kafasının kesildiğini söylediler. Aksine kalabalığın askeri taşıdığı görüntüleri ortaya çıktı. ∂ FETÖ'nün bir numaralı ismi Adil Öksüz için “Darbeden sonra meydan meydan dolaşmış” diye yazdılar. Dolaşanın Manisalı toptancı Adil Öksüz olduğu ortaya çıktı. ∂ Çocuğu olmadığını söyledikleri milletvekili Zeynep Akış için “AKP'nin yarımı' dediler. Yalan, Akış evlatlarıyla fotoğraf paylaşınca ortaya çıktı. ∂ “Atatürk posterini paspas yaptılar” diye yazdılar. Posterli halıyı götürüp yere serenin Sözcü muhabiri olduğu ortaya çıktı. ∂ Bakanın, ByLock çıkan eşinden boşandığını yazdılar. Bylock'çunun isim benzerliği taşıdığı ortaya çıktı. ∂ “571 seçmeni olan Lüksemburg'da 9.729 oy kullanıldı” diye yazdılar. Fransa ve Almanya sınırında yaşayanların kanuni haktan yararlanıp Lüksemburg'da oy kullandığı ortaya çıktı. ∂ Bakan Mehmet Şimşek'le alışveriş merkezinde fotoğraf çektirip röportaj yaptıklarını yazdılar. Kurmaca, Bakan ‘Bana sıradan vatandaş gibi gelip fotoğraf çektirdiler' diye açıklama yapınca ortaya çıktı. ∂ “Atatürk bugünleri 89 yıl önce görmüştü” diye manşet yaptılar. M. Kemal'e atfedilen sözlerin uydurma olduğu ortaya çıktı. ∂ Çocuk kitabında penguene başörtüsü takıldığını yazdılar. Çizimin İngilizce basılan aslında da başörtülü olduğu ortaya çıktı. ∂ AK Partili belediyenin tesisleri için “Bu havuzda mayo ile girmek yasak” diye manşet attılar. Uyarının “İç çamaşırı ile havuza girmeyin” şeklinde olduğu ortaya çıktı. ∂ Bakan Veysel Eroğlu için “Bekletin şehidi, doğum günü kutlaması bitsin bakan gelecek” diye yazdılar. Cenazenin şehidin şehir dışından gelecek akrabaları için bekletildiği ortaya çıktı. ∂ Ahmet Davutoğlu için “Bakanın oğlu fakirlik bursuyla okuyor” diye yazdılar “Ağaçları kesip ortama pist yaptı” dediler. İkisi de yalan çıktı.
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com