Yorulmaz; öncelikle üniversiteler bünyesinde bulunan öğrenci işlerinin çalışma şeklinden bahsederek, üniversiteye yerleşen adayları ilk olarak kendilerinin karşıladığını, ardından organize edilen oryantasyon programlarından mezuniyete kadar tüm sorunları ile ilgilendiklerini ve kendilerini yönlendirdiklerini söyledi.
Üniversite adaylarının tercih dönemlerinde de kendilerine sıklıkla sorular yöneltiğini ifade eden Yorulmaz, üniversite tercihlerinde en önemli noktanın öncelikli olarak severek okuyabilecekleri bir bölüm belirlenmesi ve seçmiş oldukları bölümlerin hangi üniversitenin daha kaliteli alt yapıya sahip olduğunu belirleyerek, tercihlerini bu yönde yapmaları gerektiğini söyledi.
Nasıl Ders Çalışma Konusunda Tavsiyeler
Yorulmaz açıklamasının devamında ise, üniversite öğrencisinin nasıl ders çalışması gerektiği noktasına değinerek şunları söyledi; “Öğrencilerin en çok şikayet ettiği noktalardan bir tanesi bildiğini unutmak. Bunun nedenine baktığımız zaman, zamanında ve koordineli bir biçimde çalışmamak olduğu görülüyor. Öğrenciler genellikle 4-5 haftada aldıkları dersin sınavına 1-2 gün önceden çalışmaya başlıyor. Anlık ezberlenen notlar, sınav esnasında karıştırılabilir. O anlamda sınav stresini öğrenciler yaşıyor. Öğrencilerle etkileşimde olmak gerekir. GAÜ'de her hocanın ofis saatleri var. Öğrenciler ofis saatlerinde hocalarından profesyonel anlamda yardım alabilirler. Önceden çalışmaya başlamak işin püf noktası. Bizim en katı kurallarımızdan birisi; kurulduğumuz yıldan itibaren esnetilmeyen derslere devam mecburiyetidir. Öğrencilerimiz %70'den fazla derse devam etmek zorundadır. Bunun sebebi, eğer sınıf ortamı olmazsa, dersi öğrenci öğretmenden dinlemezse, öğrenme tam anlamıyla gerçekleşmiyor. Öğrencileri incelediğimizde de bunu görebiliyoruz, derleri takip eden öğrencilerin, akademik yaşantılarında daha başarılı olduğunu görüyoruz.
Bunun yanında, liseden mezun olup üniversiteye başlayan öğrencilerimizde bir direniş var. Lisede edinmiş olduğu öğrenme alışkanlıklarını üniversitede de sürdürmeye çalışıyor. Nedir bu? Kesinlikle derse katılım göstermiyor. Soru sorulduğu zaman çekingen davranıyor. Bunun aşılmasında dersin hocasına büyük rol düşüyor. Sadece dersi anlatıp dersi bırakmaktan ziyade biraz daha beyin fırtınası dediğimiz konuyla alakalı tartışma ortamı oluşturmak, öğrenciler için daha yararlı. Öğrenciler daha çok yanlış bir şey söylemekten çekiniyor. Bunların aşılması gerekiyor” dedi.
dikGAZETE.com