Paris
Fransa'da lise öğretmeni Didier Lemaire'in çalıştığı Trappes bölgesi "İslamcıların eline düştüğü", Müslüman nüfusun baskısı nedeniyle Hıristiyan ve Yahudilerin kenti terk ettiği ve kendisinin de tehdit edildiği yönündeki iddiaları bölgeyi ayrımcılık tartışmalarının odağına taşıdı.
Trappes'te Müslümanların yanı sıra Portekizliler başta olmak üzere Avrupa kökenli çok sayıda Hristiyan ve Yahudi de yaşıyor.
Lemaire'in iddialarının ardından Fransa'daki çok sayıda medya kuruluşunun da bu iddialarla aynı doğrultuda haberler yapması üzerine bir anda ülkenin gündemine oturan bölge halkı muhabirimize konuştu.
Lemaire’in öğretmenlik yaptığı La Plaine-de-Neauphle Lisesinden ismini vermek istemeyen bir öğrenci, doğup büyüdüğü bölgenin "ayrılıkçı" iddialarıyla gündeme gelmesinden rahatsızlık duyduğunu söyledi.
"Bu iddiaların eğitim hayatımızı etkilemesinden endişeleniyoruz"
Öğretmeninin iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirten öğrenci, "Burada bahsedildiği gibi bir klan hayatı yok.
Hristiyan ve Müslümanlar beraber yaşıyor." dedi.
Arkadaşlarının her birinin farklı yaşam tarzına sahip olmasına rağmen beraber vakit geçirmelerinin bölgedeki sosyal harmoninin bir delili olduğunu vurgulayan öğrenci, şunları kaydetti:
"Trappes'te Müslüman nüfus çok, belki o rahatsızlık veriyor. Küçük bir yerdeyiz, bu tartışmaların eğitim hayatımızı etkilemesinden endişeleniyoruz.
Üniversite için başka şehirlerdeki okullara başvuru yaptığımızda Trappes'ten geldiğimiz için bizi reddederler korkusunu yaşıyoruz."
Öğrenci, medya mensuplarının hemen her gün okulun önüne gelip izin almadan çekim yapmalarından rahatsız olmaya başladıklarını söyledi.
Trappes'te 7 yıldır restoran işleten Zerdy Zoulika da Fransız medyası ve siyasetçilerin bölgeyi propaganda malzemesi yapmasından şikayetçi.
Zoulika, Trappes'te iddia edildiği gibi bir durumun yaşanmadığını dile getirdi.
İddiaların sahibi öğretmeni tanımadığından ancak sözlerini geri aldığına ilişkin duyumlardan bahseden Zoulika, "Ona sormak gerekiyor, neden böyle bir yalan ortaya attı, bizi de yaraladı? Buna onu zorlayan neydi? Boşuna dememişler bir şey demeden önce 7 kez düşünmek gerekiyor." ifadesini kullandı.
"Bölgedekileri ötekileştirmeyi bırakın"
Zoulika, "Biz de herkes gibi küresel değerlere uygun yaşıyoruz. Açıkçası bahsedildiği gibi bir problem burada göremiyorum. Yakınımızda polis merkezi var, gidip sorabilirsiniz.
7 yıldan beridir mesela bu iş yerinde herhangi bir problem yaşandığına şahit olmuşlar mı? Asla." diyerek bölgede herkesin birbirine saygı duyduğuna dikkati çekti.
Bölgenin tartışmaların odağına çekilmesinden yakınan Zoulika, şöyle devam etti:
"Tek istediğimiz (Fransız) medyanın ve siyasilerin yakamızdan düşmesi, bizi rahat bırakması. Kimseye zahmet vermediğimiz gibi onlar da bize zahmet vermesin. Fransa'ya ait sıradan bir banliyödeyiz.
Hepimiz Fransız vatandaşıyız. Bir halkın beraberce yaşaması için gereken tek şey saygıdır. Ötekileştirmeyi bıraksınlar artık.
Biz daha ileriye gitmeye gayret ediyoruz, geriye hapsolmaya değil."
Zoulika, Budist, ateist, Müslüman ve Hıristiyan dahil her inanç mensubunun var olduğuna ve herkesin birbirine saygı duyduğuna işaret ederek, Fransız medyasının bölgeyi hedef göstermesini anlamlandıramadıklarını vurguladı.
"Trappes'ten gidenler bir süre sonra geri dönüyor"
Zoulika, "Bir anda (Fransız) gazeteciler doluştu, görünce şaşırdım, bana ısrarla gerçekten bu iş yerinin sahibi misin diye sordular.
Evet kocam öldüğünden beri ben yönetiyorum burayı ve farklı milletlerden çalışanım da var. Bizi rahat bıraksınlar artık." diye konuştu.
Paris'in her banliyösünde olduğu gibi Trappes'teki sosyal sorunların eğitimle çözüleceği değerlendirmesinde bulunan Zoulika, Belediye Başkanı Ali Rabeh'in birkaç yıldır özellikle çocuklar için eğitimden kültür, seyahat ve müzik gibi alanlara bir dizi faaliyet gerçekleştirdiğini anlattı.
Zoulika, farklı yerlerdeki insanların düzenlenen gösterileri izlemek için Trappes'e geldiğini söyledi.
Zoulika, "Bir kadın olarak burada kendimi güvende hissediyorum, sporumu, yürüyüşümü yaşadığım yerden ziyade bu bölgeye gelerek yapıyorum. Trappes'ten gidenler bir süre sonra yine buraya geri dönüyor." dedi.
"Kilisede Fransızca ibadet edildiği gibi camide de Arapça ibadet edilmesi normal"
Verstraeten Sylvie de 32 yıldır Trappes'te yaşadığını, çocukları ve torunlarıyla hayatını geçirdiğini aktardı.
"Buradaki problemler de Fransa'nın diğer kentlerinkinden farklı değil. Bunları inkar etmeyip mücadele etmek gerekiyor. Fakat bunlar çok cüzi sorunlar." diyen Sylvie, bölgedeki sosyal hayatın gittikçe gelişip zenginleştiğine dikkati çekti.
Sylvie, Trappes'te yaşamış bazı kişilerin Suriye'ye giderek terör örgütü DEAŞ’a katılması nedeniyle Müslümanların hepsine terörist muamelesi yapılmayacağına işaret ederek, dünyanın her yerinde bu tür durumların yaşandığını dile getirdi.
"Bazı politikacılar 'Trappes Arapça ibadet edenlerle doldu' diyor. Evet, doğru buradaki kilisede Latince-Fransızca ibadet edildiği gibi.
Ayrıca Sinagog da var, insanlar oraya da gidiyor." diyen Sylvie, kentin hoşgörü ortamının görmezlikten gelinmesini doğru karşılamadığını vurguladı.
"Müşterilerimiz çok cana yakın ve saygılı"
Kentteki bir optik mağazasında çalışan Hanna da bahsedildiği gibi herhangi ayrılıkçı bir durumun olmadığını söyledi.
"Korku ya da şiddet havası oluşturmak doğru değil, müşterilerimiz çok cana yakın ve saygılı. Müslüman olan ve olmayanlar arasında ayrılıkçılık olduğu iddiası doğru değil.
Herkes beraber yaşıyor." ifadesini kullanan Hanna, Müslüman nüfusun göze çarpmasının rahatsız edici olmaması gerektiğini kaydetti.
Nüfusunun büyük bölümü Fas, Tunus, Cezayir ve Sahraaltı Afrika kökenlilerden oluşan kentin seküler kesimi ise son yıllarda Müslümanların ticari hayatın her alanında görünür olmasından rahatsızlık duyuyor.
Adlarını vermek istemeyen bazı Fransız sakinler, kentteki Müslümanların sayısının artarak hayatın her alanında görünür olmasından, helal restoranların fazlalığından şikayet etti.
Belediye Başkanı tehdit edildi
Bu arada, Trappes Belediye Başkanı Ali Rabeh, Lemaire'nin iddialarının ardından çok sayıda tehdit aldığını açıkladı.
Rabeh, tehditlerin bazılarına ilişkin şikayette bulunduğunu sosyal medya hesabından duyurdu.
Güvenlik birimlerinden kendisine tehditleri ciddiye alması uyarısı yapıldığını aktaran Rabeh, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İçişleri Bakanı Gerald Darmanin'i paylaşımına etiketleyerek, "Cumhuriyet'in seçilmiş bir temsilcisini savunmak için bir kelime etmeyecek misiniz? Sessizliğinizi nasıl yorumlamak gerekiyor?" ifadelerini kullandı.
Fransız medyası ve siyasetçileri "marjinal kesimlere sahip çıkmak ancak Müslümanları göz ardı etmek"le eleştiriliyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com