Ankara
Bilkent Üniversitesi, Finlandiya Dışişleri Bakanlığı ve Kriz Yönetimi Girişimi-Martti Ahtisaari Barış Vakfınca Ankara'da iki ülke arasındaki ilişkilerin 100. yıl dönümü kapsamında düzenlenen "Martti Ahtisaari Mirası: Barış" seminerinde, birçok krizin çözümünde arabulucu ve temsilci olarak görevlendirilen eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari anıldı.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb, Anıtkabir'i ziyaret ettiSeminerde Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb, Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Burhanettin Duran konuşmacı olarak yer aldı.
Programın açılışında konuşan Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kürşat Aydoğan, geçen yıl Türkiye Cumhuriyeti'nin ve bu yıl Finlandiya-Türkiye ilişkilerinin 100. yıl dönümünü kutladıklarını belirterek, iki ülkenin uzun dostluk ve işbirliği tarihi olduğunu dile getirdi.
Rektör Aydoğan, barış konusunda Martti Ahtisaari ve modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk gibi liderlerin olağanüstü başarılarının her zaman hatırlanması gerektiğini vurguladı.
İki ülkenin ortak barış vizyonu, arabuluculuk ve krizlerin çözümünde ortak bir misyonu paylaştığını ifade eden Aydoğan, iki ülkenin BM, NATO, Avrupa Konseyi, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Avrupa Birliği gibi küresel ve bölgesel platformlarda yakın işbirliği yaptığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Stubb da buradaki konuşmasında, eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari ile çeşitli pozisyonlarda çalışma imkanı bulduğunu belirterek, Ahtisaari'nin barışı sağlama ve arabuluculuk konusunda modern tarihte önemli yeri olduğunu söyledi.
Stubb, Ahtisaari'nin Afrika, Avrupa ve Asya'daki sorunlara çözüm getirmek için çabaladığını ve "Türkiye'nin dostu" olduğunu dile getirdi.
Ahtisaari'nin empati sahibi olduğunu ve diyaloğu önemsediğini ifade eden Stubb, onun, insanlara eşit davranılması gerektiğini ve mültecilere değer verdiğini belirtti.
Stubb, Ahtisaari'nin iyimserliğine ve gerçekçiliğine dikkati çekerek, onun, müzakere ettiği kişilerle güven ilişkisi kurduğunu söyledi.
Ahtisaari'nin uzlaştırıcılık görevini üstlendiğinde belirli bir görüş çerçevesinde görüşmeleri sürdürdüğünü anlatan Stubb, onun, özellikle büyük meselelerde ABD ve Rusya gibi süper güçlerin olaya müdahilliğini istediğini açıkladı.
Stubb, Ukrayna, Filistin, Lübnan, Sudan ve Suriye'deki çatışmalara işaret ederek, bunları çözmek için duygusallıktan uzaklaşmak gerektiğini vurguladı. BM 79. Genel Kurulu kapsamında, bu sorunlara çare bulunamadığını söyleyen Stubb, nizamın sağlanması için çok taraflılığa ve BM'nin etkin olmasına ihtiyaç duyulduğunu, uluslararası hukuka bağlı kalınması gerektiğini kaydetti.
"AB'nin genişlemesi gerekli"
Konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtlayan Stubb, Rusya'nın, İran, Yemen ve Suriye'den gelen göçmenleri Finlandiya'ya yönlendirerek korku iklimi oluşturmaya çalıştığını söyledi. Stubb, Fin hükümetinin güvenlik önlemi olarak sınır kapılarını kapattığını hatırlattı.
Stubb, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerindeki mevcut odak noktasının Gümrük Birliği gibi işbirliği alanları olduğuna işaret ederek, konuya ilişkin raporların Türkiye'nin AB'ye üyelik zamanının gelmediğini gösterdiğini söyledi. Stubb, AB'nin genişlemeye "ihtiyaç" duyduğunu vurguladı.
Ülkesinin sürdürülebilirlik ve teknolojik gelişmeler konusundaki vizyonu hakkındaki soruyu cevaplayan Stubb, Finlandiya'daki şirketlerin çalışmaları ve hükümetin sürdürülebilirlik politikasına ilişkin detayları paylaştı.
Türkiye ve Finlandiya'nın arabuluculuktaki işbirliği
Kriz Yönetimi Girişimi-Martti Ahtisaari Barış Vakfı CEO'su Büyükelçi Janne Taalas moderatörlüğünde devam eden seminerde, Finlandiya Dışişleri Bakanı Valtonen ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Duran da arabuluculuk alanındaki trendler üzerine konuştu.
Valtonen, Türkiye ile Finlandiya arasında barış arabuluculuğu alanındaki işbirliğinin 10 yılı aşkın süredir devam ettiğini belirterek, geçen hafta New York'ta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile BM Arabuluculuk Dostlar Grubu'nun 14. Bakanlar Toplantısına eş başkanlık yaptıklarını anımsattı.
Krizlerin çözülmek yerine aksi yönde ilerlediğini ve karmaşık bir siyasi durumda olduğunu kaydeden Valtonen, Rusya-Ukrayna savaşının üçüncü yılında devam ettiğini ve İsrail'in Gazze'ye saldırılarının birinci yıl dönümüne girdiğini söyledi.
Valtonen, caydırıcılık ve diplomasinin gerekli olduğunu ve bunda barış müzakerelerinin önemli rol oynadığını vurgulayarak, ülkesinin dış ve güvenlik politikasında devlet ve devlet dışı aktörlerin dahil olabileceği bir barış müzakere sistemi inşa ettiklerini anlattı.
Su diplomasisinin Finlandiya'nın arabuluculuk girişimlerinin temel alanlarından biri olduğuna işaret eden Valtonen, dünyada birçok şiddetli su krizi yaşandığını ve bununla bağlantılı çok fazla kriz olduğunu söyledi.
Valtonen, suyun silah olarak da kullanılabildiğine işaret ederek, su diplomasisi için güven oluşturmaya ve krizlerin barışçıl çözümüne zemin hazırlamaya yardım edebileceğini ifade etti.
Ahtisaari'ye atıfta bulunan Valtonen, iyimser olmanın her zaman işe yaradığını belirtti.
"Türkiye, krizlerin barışçıl çözümü için çalışıyor"
Dışişleri Bakan Yardımcısı Duran da iki ülke arasında imzalanan Dostluk Anlaşmasının 100. yıl dönümünü yaşadıklarını hatırlatarak, eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Ahtisaari'nin Türkiye'nin büyük destekçisi olduğunu vurguladı.
Duran, dünyanın daha karmaşık hale gelmesi ve krizlerin tırmanmasına işaret ederek, "Türkiye ve Finlandiya'nın krizlerin barışçıl çözümünü teşvik etmek için ortak girişimlerini yoğunlaştırması ve var olan arabuluculuk işbirliğini güçlendirmesi hiç olmadığı kadar önemli." dedi.
Finlandiya ile 2010'da New York'ta BM bünyesinde "Barış için Arabuluculuk" girişimini başlattıklarını anımsatan Duran, geçen hafta New York'ta düzenlenen toplantıda arabuluculuğun nasıl güçlendirilebileceğine ve Sudan, Ukrayna ve Gazze gibi krizlere odaklanıldığını anlattı.
Duran, henüz BM Arabuluculuk Dostlar Grubu'nun parçası olmayan ülkelere de üye olmaları için çağrıda bulunarak, "Türkiye, geniş bir coğrafyada birçok krizin barışçıl çözümü için aktif şekilde çalışıyor." ifadesini kullandı.
İsrail'in Filistinlilere karşı soykırım düzeyine ulaşan ve ayrım gözetmeyen saldırılarına ilişkin Duran, diplomasi savunmaya ve müzakere edilen bir çözüm aramaya devam etmekte kararlı olmaları gerektiğini belirterek, böylece İsrail'in yıllardır farklı bölgelerde de işlediği suçlardan sorumlu tutulacağından emin olunabileceğini söyledi.
Duran, Ahtisaari'ye atıfta bulunarak, savaş ve krizlerin insanlar tarafından oluşturulduğu için kaçınılmaz olmadığını; savaşın her zaman bir seçim olduğunu ve şiddet yerine diyaloğun tercih edilebileceğini ifade etti.
Bakan Yardımcısı Duran, İstanbul Arabuluculuk Konferansı için hazırlıkların devam ettiğini belirterek, katılımcılara davette bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com