Istanbul
Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Edip Sevinç, geçen yıl, bazı bölgelerde, başlangıçta tahmin edilen rekolteden yüzde 40-50'ye yakın kayıpların yaşandığını belirterek, "Bunları araştırdığımızda bahçe zararlıların; hem çiçekten meyveye geçiş hem de meyvenin oluşum aşamasında anormal derecede artmış olduğunu gördük.
Maalesef üreticilerimizin çeşitli sebeplerle zararlılarla mücadeleyi yapmamaları ve yapamamaları nedeniyle ciddi verim kayıpları söz konusu oldu. Bu yılki rekolteyi göz önünde bulundurduğumuzda, aynı durum devam ederse 1 milyar dolara yakın gelir kaybı söz konusu." dedi.
KFMİB Yönetim Kurulu Başkanı Sevinç ve İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Gören tarafından "Fındık Üretimini Bekleyen Fırsatlar Tehditler ve Çözüm Önerileri" konulu basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıda konuşan Sevinç, tarımda verim ve üretim artışından vazgeçilemeyeceğini aktararak, fındığın tarım ürünleri ihracatının yüzde 10'unu oluşturduğunu anlattı.
Sevinç, otomotivde ithal girdiler çıktıktan sonra 10 yıllık katma değerin 23 milyar dolar, fındıkta ise bu oranın 21 milyar dolar olduğuna dikkati çekerek, "Bu kadar önemlidir. Sakarya'dan Rize'ye kadar bölge istihdamında en önemli faktörlerden biridir. Bugün Türkiye'de bol fındık olmazsa Karadeniz ekonomisinin hayat bulabilmesi mümkün olmaz." şeklinde konuştu.
Sevinç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Son 2 aydır yeterli fındığın piyasada çeşitli sebeplerle bulunmaması Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (T
MO) elindeki stokları şu ya da bu sebepten satışa arz etmemesi nedeniyle fabrikalar yüzde 20-25 kapasiteyle çalışıyorlar.
Ciddi oranda da işçi sayısında azaltma söz konusu olmuştur. İstihdam Seferberliği yapılırken böyle bir münakasa yaşamak durumunda kaldık maalesef."
"İthal çerezlik ürünlerin tüketiminin artması bizi etkiliyor"
İlyas Edip Sevinç, fındığın hem üretimde hem tüketimde uluslararası rekabetle karşılaştığını belirterek, "Bademin ithalindeki artışlar dikkati çekici. Markete gittiğinizde kuruyemiş stantlarında badem fındığın önünde.
Ceviz tüketiminde de çok ciddi artışlar var. Bunlara dikkat etmek zorundayız. Kendi milli ürünümüzün Türkiye'de dahi tüketimi düşüyorken, ithal çerezlik ürünlerin tüketiminin artması bizi etkiliyor." ifadelerini kullandı.
Verilere göre Türkiye'nin 2016'da dünya fındık üretiminde yüzde 65'in altına gerilediğini aktaran Sevinç, bu çalışmalardan sonuç alınırsa tekrar yüzde 75'lere ulaşılabileceğine işaret etti.
Sevinç, geçen yıl, bazı bölgelerde, başlangıçta tahmin edilen rekolteden yüzde 40-50'ye yakın kayıpların yaşandığını belirterek, şu bilgileri verdi:
"Bunları araştırdığımızda bahçe zararlıların; hem çiçekten meyveye geçiş hem de meyvenin oluşum aşamasında anormal derecede artmış olduğunu ve maalesef üreticilerimizin çeşitli sebeplerle zararlılarla mücadeleyi yapmamaları ve yapamamaları nedeniyle ciddi verim kayıpları söz konusu oldu.
Bu yılki rekolte göz önünde bulundurduğumuzda, aynı durum devam ederse 1 milyar dolara yakın gelir kaybı söz konusu. Bu çok ciddi rakam. Bunu göze alabilmemiz mümkün değil."
Hazırladıkları broşürü tüm üreticilere ulaştırmayı düşündüklerini aktaran Sevinç, fındıkta önemli zararlılar ve hastalıklarla mücadelede başarılı olmayı umduklarını dile getirdi.
Sevinç, öte yandan Gürcistan'dan bütün dünyaya bulaşan kahverengi kokarcanın Türk fındığının sonunu getirebileceği uyarısında bulundu.
"15 kuruşluk ilaçların kullanımı bu sıkıntıdan kurtulmaya yeter"
İFMİB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Gören de uzun vadeli sürdürülebilir bir fındık politikası olmasının tek talepleri olduğunu belirterek, "2023'te 3,5 milyar dolarlık ihracat ve yıllık 350 bin tonluk iç fındık ihracatı gerçekleştirmek temel hedefimiz." dedi.
Gören, 2 yıl önce düzenlenen basın toplantısının ardından külleme hastalığıyla mücadelenin çok etkili olduğunu ve 300 milyon dolara yakın kaybın önüne geçildiğini söyledi.
Gören, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sadece bir fındık kurdu böceği 200 adet, bir yeşil kokarca böceği ise 250 adet fındık meyvesine zarar verebiliyor. Mantar kaynaklı bir hastalık olan külleme ise miktar ve kalite kaybına yol açıyor.
Fındıkta lider üretici ve ihracatçı olan ülke olarak fındık kurdu, yeşil kokarca ve külleme gibi sorunlara karşı bilinçli mücadele yapmamız gerekiyor. Bunu başarmayı ve ürün kalitesini daha da artırmayı istiyoruz."
Türkiye’de dekar başına verim ortalamasının 80-90 kg iken, İtalya’da bu oranın 150-160 kg, Gürcistan’da 180-220 kg ve ABD’de 260-280 kg civarında olduğunu aktaran Gören, Türkiye'de bazı alanlarda iyi tarım tekniklerini uygulamak suretiyle, şu anda dahi dekarda 250-300 kg fındık üretebilen üreticilerin bulunduğunu anlattı.
Gören şu bilgileri verdi:
"İtalya’nın 2010 yılında 495 bin ton olan üretimi 2017 yılında 1 milyon 250 bin tona çıktı. Bu ürünün tamamını dünya pazarlarında satıyorlar. Fiyat konusunda spekülatif yöntemler yerine, Ar-Ge çalışması yapıp, fındığı kullanan çikolata endüstrisinde soluklu mücadele ile bademin tercih edilmesini sağlıyorlar.
Fındığa baktığımızda ise bizler 2010 yılında 243 bin ton, 2017 yılında ise 263 bin ton ihracat yapmışız. İhracat potansiyelimizi daha iyi değerlendirmemiz gerekiyor.
Dünyadaki tüm müşterilerimiz Türkiye’nin dünya standartlarında üretim yaptığını söylüyor. Kaliteli fındık ve fındık ürünleri konusunda sıkıntımız yok. Bu nedenle artık zaman kaybetmeden tüm paydaşlarla kaynakları daha verimli kullanarak üretimi ve kaliteyi artıracak çalışmalar yapmalıyız."
Fındık kurdu, yeşil kokarca ve külleme hastalıkları ile mücadelenin fındık üretimi için büyük önem taşıdığının altını çizen Gören, kilogram başına 15 kuruşluk tarım ilaçlarının kullanımının bu sıkıntıdan kurtulmaya yeteceğini kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com