KUDÜS
Dünya onu, işgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentine bağlı Deyr Cerir beldesinde yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini protesto ettiği sırada Filistinlilere müdahalede bulunan İsrail askerlerine sapanla taş atarken tanıdı.
Filistinlilerin ihtiyar delikanlı olarak tanımladığı 51 yaşındaki Ebu’l Abd de, İsrail’in Yahudi yerleşim birimi inşa etmeyi planladığı Deyr Cerir’in Eş-Şurfe bölgesinde, cuma günü düzenlenen ve tüm belde halkının genci ve yaşlısıyla beraber katıldığı gösteride yer aldı.
Sosyal medya kullanıcılarının büyük takdirini toplayan Ebu’l Abd için, Filistinli gençlerle omuz omuza sapanı büyük bir maharetle kullandığı, İsrail askerlerinin mermilerinden çevik manevralarla kaçabildiği yönünde yorumlar yapıldı.
Ebu’l Abd, İsrail askerleriyle sıcak temas noktasında bulunarak birçok defa canını tehlikeye attı.
“Vatan savunması sadece gençlerle sınırlı tutulamaz”
Deyr Cerir beldesindeki evinde konuk ettiği AA ekibine gösterilere katılımına ilişkin yaptığı açıklamada Ebu’l Abd, “Vatan savunması sadece gençlerle sınırlı tutulamaz. Bilakis toplumun tüm kesimleri bu savunmaya katılmalıdır. Biz de beldenin kadınları bile bu mücadeleye katılıyor.” dedi.
Gösterilere katılımının, toprakları gasp edilmiş ve gasp edilme tehdidiyle karşı karşıya olan vatanın çağrısına sadece doğal bir cevap olduğunu belirten Ebu’l Abd, "Dolayısıyla herkesin katılımı şarttı.
Yaşın vatan savunması karşısında hiçbir değeri kalmıyor. Benim tek gerekçem vatanımın çağrısına karşılık vermem ve savunmaya geçmem olabilir.” ifadelerini kullandı.
9 çocuk babası
Altısı erkek üçü kız olmak üzere 9 çocuk babası ile bir torun dedesi olan Ebu’l Abd, “Ben ve çocuklarım işgal güçlerine karşı omuz omuza direniş safındaydık. Orada kimisi çocuklarıyla, kimisi de torunlarıyla yer alıyordu.” şeklinde konuştu.
Ebu’l Abd, sapan kullandığı gösterilerdeki duygularını şöyle aktardı: “Taşı alıp sapanla düşmana fırlattığımda nefsimden razı oluyorum. Çünkü imkanlarım kadarınca işgal karşı direniyorum. Bu tarif edilemez bir duygudur.”
Daha önce ne yaralanan ne de gözaltına alınan, ancak bazı çocuklarının plastik mermilerle yaralandığı Ebu’l Abd, İsrail askerlerinin silahlarına karşı “taşın gücüne” inandığını kaydederek, güç orantısı konusunda şunları ekledi:
“Elbette bir güç orantısı yok ortada, mukayese edilemez. Güç dengesi, silahları ve çatışmalar sırasında üzerimize gaz bombası atacak insansız hava araçları nedeniyle işgal güçlerinde yana, ama elimizde olan bu, taş.”
“Direniş meydanından hiçbir zaman geri durmadım”
Ebu’l Abd, görüntülerinin sosyal medya kullanıcılarınca genci ve yaşlısıyla katılan Filistinlilerin 1987’deki Birinci İntifadasını (Taş İntifadası) hatırlattığı yorumlarına ilişkin ise, “Ben 1987’deki Taş İntifadasını yaşadım.
O zaman da direnişin ön saflarında yer aldım. İntifada senelerce sürdü. Sonrasında da intifadalar ve halk direnişleri devam etti. Hiçbirinden bir an olsun geri durmadım.” değerlendirmesinde bulundu.
Görüntülerinin yayılması sonrasında İsrail güçlerince gözaltına alınma veya kovuşturmaya maruz kalma ihtimaline ilişkin Ebu’l Abd, “Ne yaralanmaktan ne de gözaltına alınmaktan korkuyorum. O alana giden hiçbir şeyden korkmaz. Allah’ın ihsanı ve keremiyle orada bulunanlar hiçbir şeyden korkmuyor.” ifadelerini kullandı.
Ebu’l Abd, “Gözaltına alınmaktan, yaralanmaktan veya şehit olmaktan korkan, vatan kurtaramaz.” dedi.
Arap dünyasına İsrail ile normalleşmeme çağrısı
Filistin’in geleneksel giyim kuşamını da çok sevdiğini belirten Ebu’l Abd, “Filistin kültürüne, geleneksel kıyafetlerine aşığım. Yaklaşık 10 yıldan beridir böyle giyiniyorum ve gurur duyuyorum. Haddi zatında bu kıyafetle direniş alanında bulunmak bile bir direniştir.” diye konuştu.
Ebu’l Abd, İsrail güçlerine karşı direniş alanlarında bulunmaya devam edeceğine vurgu yaparak, Arap dünyasına da İsrail ile normalleşmek yerine İsrail’e karşı mücadele eden Filistin halkına yardım etmeleri ve Filistin davasına sahip çıkmaları çağrısında bulundu.
Ebu’l Abd son olarak, “Direnişçi ve sabreden halkımız, gücünü arttırarak direnişe devam edecek, vatanını ve topraklarını savunmaktan geri durmayacaktır.” ifadelerini kullandı.
İsrail, 1967’de işgal ettiği Batı Şeria’nın Deyr Cerir beldesinde yaşayan Hacı Ebu’l Abd ailesine ait 150 dönüm araziye de el koydu.
Yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri ve Ayrım Duvarı
İsrail'in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria'da 250'den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerlerde ikamet eden 400 binden fazla Yahudi yerleşimci, Batı Şeria'da işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.
Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.
Filistin'de 2000 yılında patlak veren Aksa İntifadası'nın (2. İntifada) ardından İsrail yönetimi, 2002'de "güvenlik" gerekçesiyle Batı Şeria ile İsrail arasına "Ayrım Duvarı" inşasına başlamıştı.
Ayrım Duvarı nedeniyle Batı Şeria'daki 3 milyona yakın Filistinli, işgal altındaki Doğu Kudüs ve İsrail'e geçemiyor.
Ayrım Duvarı ve yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri inşasına karşı her hafta cuma günü düzenlenen protestolara, İsrail askerleri gerçek ve plastik merminin yanı sıra göz yaşartıcı gaz ve bazen tazyikli atık suyla müdahale ediyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com