Ramallah
Filistin yönetimi, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn'in Abu Dabi'de gerçekleştirdiği üçlü Arap zirvenin yapıldığı 18 Kasım günü, "İsrail'le normalleşmeye tepki olarak geri çektiği" Abu Dabi ve Manama'daki büyükelçilerini yeniden bu ülkelere gönderme kararı aldığını duyurdu.
Filistin, BAE-İsrail normalleşme anlaşmasına tepki için 13 Ağustos'ta Abu Dabi'deki büyükelçisini geri çektiğini açıklamıştı.
Filistin'in Manama Büyükelçisi de yine Bahreyn-İsrail normalleşmesine tepki olarak 11 Eylül'de geri çekilmişti.
Abu Dabi'de Ürdün-BAE-Bahreyn üçlü zirvesinin yapıldığı 18 Kasım'da, adının açıklanmasını istemeyen Filistinli bir yetkili, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın BAE ve Bahreyn'deki Filistin büyükelçilerinin yeniden bu ülkelere gönderilmesine karar verdiğini belirtti.
Filistin'in elinde normalleşme adımlarını durdurabilecek bir baskı kartı yok
Filistinli siyasi analistler, İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesi treninin yoluna devam ettiği bir süreçte, Filistin yönetiminin geri çektiği büyükelçileri yeniden gönderme kararı almasını "normalleşmedeki şok aşamasının geçildiği ve Arap ülkeleriyle yaşanan anlaşmazlığın İsrail'e hizmet ettiği anlayışının hakim olduğu" şeklinde değerlendirdi.
Batı Şeria'daki Birzeit Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü Hanna İsa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Filistinli büyükelçilerin Abu Dabi ve Manama'ya dönüşünü, "Normalleşme treninin diğer ülkelere de uzanma ihtimali var. Filistin'in elinde ise bu adımı durdurmak için herhangi bir baskı kartı bulunmuyor." dedi.
İsa, dolayısıyla Filistin yönetiminin böyle bir zamanda Arap ülkeleriyle uyum sağlayarak bir arada var olmayı hedeflediğini söyledi.
Diplomatik gelenekte büyükelçinin çağrılmasının diğer ülkeyle ilişkileri kesmek anlamına gelmediğine işaret eden İsa, ilerleyen zamanda iki ülkenin ilişkilerde mutabık kalmasıyla büyükelçinin geri dönebileceğini ifade etti.
Filistin'in Abu Dabi ve Manama'daki büyükelçilerinin dönüşünü BAE-Ürdün-Bahreyn üçlü zirvesine bağlayan İsa, büyükelçilerin dönmesinin, siyasi olarak işlerin ve ikili ilişkilerin normale döndüğü anlamı taşıdığını belirtti.
Ürdün Kralı 2. Abdullah, Bahreyn Kralı Hamed bin İsa ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan, BAE'nin başkenti Abu Dabi'de 18 Kasım'da bir araya gelmişti.
Başta Filistin meselesi olmak üzere bölgesel ve uluslararası gelişmeleri değerlendiren üç lider, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını öngören iki devletli çözüm temelinde adil ve kapsamlı barışın gerçekleşmesi gerektiğini belirtmişti.
Normalleşmeye rağmen "iki devletli çözüm"
Uluslararası Hukuk Profesörü İsa, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yapılan normalleşme anlaşmaları sonrası Filistin tarafı gerçek bir sorun içerisinde. Filistin, 'normalleşmeye rağmen, uluslararası meşruiyete bağlı kaldığını' söyleyen ülkelerin, Arap ülkeleri dahil olmak üzere, Filistin dosyasına çifte standart uyguladığına ikna oldu."
İsa, Abu Dabi'deki üçlü zirvede, "normalleşmeye rağmen" Filistin devletinin kurulmasını öngören iki devletli çözüm temelinde adil ve kapsamlı barışın benimsendiğini ileri sürerek, zirveden gelen açıklamanın ardından Filistin yönetiminin büyükelçilerin geri gönderileceğini duyurduğunu söyledi.
"Filistin tarafı, başarısızlığa mahkum olan bir savaşa girmek istemiyor"
Filistinli siyasi analist Adil Şedid de "Filistin yönetimi, Arap ülkelerinin normalleşmeye devam edeceği ve diğer ülkelerin de Filistin'in pozisyonuyla ilgilenmeden onlara katılacağı kanaatine ulaştı." dedi.
Filistin yönetiminin elinde İsrail ile ilişkileri normalleştiren Arap ülkelerine baskı yapacak bir kart bulunmadığını dile getiren Şedid, "İki büyükelçinin geri gönderilmesinin tek gerekçesi, Arap ülkeleriyle anlaşmazlık yaşayarak İsrail'e hizmet etmemek ve var olan duruma uyum sağlamak." diye konuştu.
Şedid, normalleşme sürecinin başında iki büyükelçiyi çağırmanın bir öfke ve şaşkınlık durumunu yansıtan tepki olduğunu ileri sürerek, kararın Filistin Devlet Başkanı'nın etrafındaki bir grup tarafından alındığını savundu.
Son olarak Şedid, "Arap ülkeleri artık Filistin'in pozisyonunu umursamıyor. Bu nedenle Filistin tarafı, başarısızlığa mahkum olan bir savaşa girmek istemiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Uzun süredir başta BAE olmak üzere Körfez ülkeleri ile İsrail arasında perde arkasından yürütülen ciddi temas süreci, ABD Başkanı Donald Trump'ın 13 Ağustos'ta BAE, 11 Eylül'de de Bahreyn'in İsrail'le barış anlaşmasına vardığını duyurmasıyla alenileşmişti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com