MUĞLA - DURMUŞ GENÇ/LEVENT KİŞİ
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davada, Özel Kuvvetler, Sualtı Taarruz (SAT) ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ekiplerinden oluşan suikast timi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Adliyesi binasındaki fiziki yetersizlik nedeniyle Muğla Ticaret ve Sanayi Odası salonunda 20 Şubat'tan bu yana görülen davada karar, dün gerçekleştirilen 7. duruşmada açıklandı.
Sanıklardan 31'ine 4'er ve 3'üne birer kez ağırlaştırılmış müebbet, birine 4, birine 3, 4'üne ise birer defa müebbet hapis cezası veren Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, bir sanığı 18 yıl, başka bir sanığı ise 15 sene hapis cezasına mahkum etti.
Heyet, davanın bir numaralı sanığı FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, firari eski Yüzbaşı Burkay Karatepe ve olaydan 13 ay sonra yakalanan eski Yarbay Özcan Karacan ile Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanı eski Albay Ramazan Elmas'ın dosyasının ayrılmasını kararlaştırdı.
Suikast girişimini planlayan ve saldırıyı yöneten davanın iki numaralı sanığı eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ile yerdeki suikast timini yöneten Özel Kuvvetler ekibinin başındaki eski Binbaşı Şükrü Seymen, MAK ekibinin yöneticisi eski Binbaşı Taner Berber ve FETÖ'nün "Çiğli üs imamı" olarak anılan "Paşa" lakaplı eski Başçavuş Zekeriya Kuzu'ya 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Mahkeme heyeti, sanıklardan eski Yarbay Hüseyin Yılmaz'ın beraatine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başyaveri eski Albay Ali Yazıcı'ya da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesine hükmetti. Yazıcı'nın cezası, eyleminin suça yardım etme boyutunda kaldığı gerekçesiyle 18 yıla indirildi. Sanık Yazıcı hakkında Genelkurmay Çatı Davası ile Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı iddianamesinde ağırlaştırılmış müebbet dahil çeşitli cezalar talep ediliyor.
Helikopterlere yakıt ikmali yapılması emrini verdiği gerekçesiyle "Cumhurbaşkanına suikaste yardım etme" suçundan yargılanan dönemin Deniz Hava Komutanı eski Tuğamiral Tezcan Kızılelma'ya 15 yıl hapis cezası verilmesi kararlaştırıldı.
Heyet, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konakladığı otele saldırıyı gerçekleştirilen yer ekibini yönettiği belirtilen Özel Kuvvetler'den Şükrü Seymen ile ekiptekiler Bahadır Sagun, Enes Yılmaz, Ergün Şahin, İsmail Yiğit, Mehmet Demir, Mehmet Öztürk, Muammer Gözübüyük ve Mustafa Serdar Özay, SAT ekibinde yer alan Özay Cödel, Ali Sarıbey ve Haldun Gülmez, MAK ekibinin başındaki eski Binbaşı Taner Berber ile Zekeriya Kuzu, Abdulhamit Gülerden, Ekrem Benli, Erkan Çıtak, Gökhan Güçlü, İlyas Yaşar, Muhammet Burak İpek, Ömer Faruk Göçmen, Selman Çankaya, Serkan Elçi ve Yakup Özcan'a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
"Menfez paşası"na 4 ağırlaştırılmış müebbet ve 82,5 yılFETÖ'nün "Çiğli üs imamı" olarak anılan "Paşa" lakaplı eski Başçavuş Zekeriya Kuzu, 4 kez ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra "Cumhurbaşkanına hakaret", "nitelikli kasten yaralama", "nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal", "nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "nitelikli yağma" suçlarından 82,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Dava süreciCumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 211 sayfalık iddianame, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince 18 Kasım 2016'da kabul edilmişti.
Yaklaşık 4 ayda tamamlanan iddianamede, 74 mağdur ve müşteki ile 44'ü tutuklu 47 sanık yer almıştı. Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddesindeki "örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır." hükmü gereğince FETÖ elebaşı Fetullah Gülen iddianamede "bir numaralı şüpheli" sıfatıyla tanımlanmıştı.
İddianamede, 47 sanığın "Cumhurbaşkanına suikast", "anayasayı ihlal", "yasama organına karşı suç", "hükümete karşı suç", "silahlı terör örgütü yöneticisi olma", "yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme", "yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama", "zincirleme şekilde silahla tehdit", "Cumhurbaşkanına hakaret", "zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret", "kamu malına zarar verme", "mala zarar verme", "nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali" ve "nitelikli yağma" suçlarından cezalandırılmaları istenmişti.
Saldırıyı gerçekleştiren suikast timindeki darbeci askerler için en az 6'şar kez ağırlaştırılmış müebbet talep edilmişti. Sanıkların yargılanmasına 20 Şubat'ta başlanmıştı.
Suikast girişimi sanıklarının "tutarsız" ifadeleriDavanın 20 Şubat'tan bu yana süren duruşmalarında, sanıkların çelişkili ve birbirini yalanlayan ifadeleri dikkati çekmişti.
Örgütle bağlantılarının olmadığını iddia eden sanıkların çoğu, polis, savcılık ve sulh ceza mahkemesinde daha önce verdikleri ifadeleri reddetmişti. Reddetmeyenler de zaman zaman önceki ifadeleriyle bağdaşmayan ifadeler kullanmıştı.
"Kuzu'nun yalan ve hayal ürünü beyanları"Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında örgütün "üs imamı" olarak anılan eski Başçavuş Zekeriya Kuzu, savunmasında hiçbir memurun ya da sivilin malzemesine dokunmadığı ve gasbetmediğini ileri sürmüştü.
Kuzu, savunmasında, "Toplanan sivillerin kimliklerini ve malzemelerini Abdülhamit bir çantaya doldurmuştu. Bu malzemeler de çantada kalmış. Kaçış esnasında bir kısmı bölgeye saçılırken bir kısmı da arazide çantada çıktı. Hiçbir polis memurunun parasını da cüzdanını da gasbetmedim. Onların polis olduğunu da bilmiyordum. Arazide Şükrü Binbaşı yanımıza geldi. Birkaç gruba ayrılacağımızı söyledi. Bunun için bazı ihtiyaçların olacağını söyledi ve para toplamak istedi ancak herkesin üzerinden çok para çıkmadı. Ben de 'Abdülhamit'in çantada topladığı malzemeler arasında para var.' dedim. O da buna çok kızarak serzenişte bulundu ve bu paraları kimse almadı." ifadelerini kullanmıştı. Kuzu ayrıca daha önceki ifadelerinde belirttiği zaman ve kişilerin yüzde 99'unun hayal ürünü olduğunu, üzerindeki baskı nedeniyle senaryo kurguladığını iddia etmişti.
"Emri bize ölü verdi" savuşturmasıÇelişkili ifadeler veren sanıkların "Emri ondan aldık." dedikleri davanın iki numaralı ismi eski Tuğgeneral Sönmezateş ise emirleri kendisiyle aynı rütbede olan ancak öldüğü için savunma yapamayacak durumdaki Semih Terzi'den aldığını savunmuştu. Sönmezateş, 2 polis memurunun şehit olduğu gecede "Görevinin Cumhurbaşkanını sağ salim almak ve Akıncı Üssü'ne götürmek olduğunu, öldürme ya da ateş etme emri vermediğini" öne sürmüştü.
"Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?"Davanın kilit isimlerinden birisi olarak değerlendirilen ve saldırının ardından araziye çıkan darbeci askerlere, "Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?" sorusunu yönelttiği iddia edilen eski Özel Kuvvetler Tim Komutanı Yüzbaşı İsmail Yiğit de duruşmada böyle bir cümle kullanmadığını savunmuştu. Bu iddiayı Zekeriya Kuzu'nun dile getirdiğini hatırlatan Yiğit, "Kuzu'nun daha önceki ifadelerinde suçladığı 55 kişinin 40'ı şu anda serbest durumda. Araziye çıktığımızda bazı kişilerde duyma kaybı olduğu söyleniyordu. Zekeriya Kuzu'ya işitme testi yapılmasını talep ediyorum." şeklinde savunma yapmıştı.
Sanıklar arasında savunması sırasında en tutarsız ifadeleri eski Başyaver Albay Yazıcı kullanmıştı. Yazıcı, arabasına aldığı Emin Yarbay (Emin Güven) isimli kişi ve 15 Temmuz gecesi suikast girişiminde bulundukları öne sürülen askerlerin Marmaris'e hareket ettikleri Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne neden gittiğiyle ilgili somut hiçbir şey söyleyememişti. Yazıcı, "Bunları kendime bile izah edemiyorum." ifadesine yer vermişti.
Darbe girişimi davasından tutuklu olan eski Yarbay Güven'in ifadeleri ise Yazıcı'nın gerçekleri gizlediğini ortaya koymuştu. Yazıcı, mahkemedeki savunmasında 15 Temmuz günü Muhafız Alayı'nda bazı kroki ve planlar üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın nerede olabileceğine dair çalışmalar yaptıklarını reddetse de Güven, ifadesinde Yazıcı'nın görevinin Marmaris'e giderek Cumhurbaşkanının yerini öğrenmek ve koordinatını Fırat Alakuş'a (Eski Kurmay Albay) bildirmek olduğunu anlatmıştı.
Oteli 3 helikopterle ateş altına almışlardıHain saldırıyı gerçekleştiren suikast timinin yakalanış süreci ise AA muhabirinin derlediği bilgilere göre şöyle gelişti:
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsü sırasında suikast timi, Marmaris'e gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ayrılmasından kısa süre sonra konakladığı oteline doğru 3 helikopterden ateş altına almıştı. Otel üzerinde bir süre havada kalan helikopterlerden maskeli ve ağır silahlar taşıyan gruplar inmişti. Bunun üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edilmişti, çıkan çatışmada 10 kişi yaralanmıştı.
Yaralıları hastaneye kaldırmak üzere bölgeye gönderilen sağlık ekiplerine de darbeci askerlerce ateş edilmişti. Çatışma sırasında yaralananlardan polis memuru Nedip Cengiz Eker ve Cumhurbaşkanlığı koruma polisi Mehmet Çetin şehit olmuştu. Sabah saatlerine kadar devam eden çatışmalarda darbeci askerler, İçmeler mevkisindeki ormanlık alana kaçmıştı. Güvenlik güçleri, kaçan askerleri yakalamak için yoğun çaba harcamış, hava ve karadan yürütülen operasyonda ormanlık alanlar didik didik taranmıştı.
Özel Kuvvetler Taburu, Muğla İl Jandarma Komutanlığı ve Bornova 2. Jandarma Komando Tugay Komutanlığından özel eğitimli ve tamamı rütbelilerden oluşan askerler, özel harekat polisleri, 6 helikopter, 3 uçak ve 2 insansız hava aracının da desteğiyle bölgede 17 gün boyunca arama çalışması yürütülmüştü.
Operasyon sürecinde sahil güvenlik botları da Simi Adası ile Bozburun ve Datça koylarını denizden ısıya duyarlı kameralarla tararken, askerler koylarda mayın dedektörleriyle çalışma icra etmişti. Darbeci askerlerin Yunanistan'a kaçma ihtimali üzerine Deniz Kuvvetlerine ait 3 gemi de arama çalışmasına katılmıştı.
Karış karış taranmıştıCumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otele düzenlenen saldırının ardından Marmaris'teki İçmeler mevkisi ile Ula ilçesine bağlı Akyaka, Akçapınar, Şirinköy mahallelerindeki 50 kilometrelik alan 17 gün boyunca karış karış taranmıştı. Vatandaşlardan gelen ihbarlar doğrultusunda da bölgedeki ormanlık alanlar, tarım arazileri ve boş evlere çok sayıda operasyon düzenlenmişti.
Erdoğan'a yönelik suikast girişimi kapsamında, Yarbay Yücel Ekizoğlu, Pilot Üsteğmen Haydar Murat Özden ve Albay Cenkbahadır Avcı Muğla’da, Gaziemir 3. Havacılık Alayında görevli Kurmay Pilot Albay Murat Dağlı, Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında görevli Pilot Albay Zeki Göçmen, İstanbul 4. Kara Havacılık Alayında görevli Kara Havacı Yarbay Davut Uçum, Kurmay Hava Yüzbaşı Ali Aktürk, Gaziemir 3. Kara Havacılık Alayında görevli Astsubay Üstçavuş Murat Gösterit, Astsubay Üstçavuş Ahmet Koçan, Astsubay Üstçavuş Aydın Özsıcak ve İstanbul Harp Akademilerinde görevli Yüzbaşı Mehmet Cantaz İzmir'de 16 Temmuz'da gözaltına alınmıştı. Darbeci 11 asker, Muğla'da tutuklanmıştı.
Marmaris'te 17 Temmuz'da ormanlık alanda yakalanan Hava Kurtarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Yakup Özcan ve Hava Kurtarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Ekrem Benli de tutuklanmıştı. Otele düzenlenen saldırıda helikopterden operasyonu yönettiği tespit edilen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ise 18 Temmuz'da Ankara'da yakalanarak Muğla'ya getirilmişti. Sönmezateş, sevk edildiği mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Üsteğmen Hasan Arslanbay ve Astsubay Serkan Elçi, 19 Temmuz'da İzmir Emniyet Müdürlüğüne teslim olmıştu. Arslanbay ve Elçi de Muğla'da tutuklanmıştı. Saldırı düzenleyen askerler arasında yer aldığı belirlenen Üsteğmen Ali Sarıbey ise 21 Temmuz'da sivil kıyafetle Ula ilçesinde gözaltına alınmıştı. Sarıbey, Muğla'da tutuklanmıştı.
"FETÖ'nün paşası" saklandığı menfezde yakalanmıştıOperasyonu geniş bir katılımla Ula'ya kaydıran ekipler, 25 Temmuz'da Marmaris-Muğla karayolu Çetibeli Mahallesi Gökçe Yokuşu mevkisinde MAK timinden Binbaşı Taner Berber ve Başçavuş Zekeriya Kuzu ile Astsubay İlyas Yaşar, Astsubay Gökhan Güçlü, Astsubay Üstçavuş Erkan Çıkat, Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Faruk Göçmen ve Astsubay Kıdemli Başçavuş Abdulhamit Gülerden’i bir menfezde saklanırken yakalamıştı. Başçavuş Kuzu'nun da aralarında bulunduğu darbeci askerler tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Askerlerden biri ağaçta yakalanmıştıEkiplerin çemberi daraltarak Akyaka, Akçapınar ve Şirinköy mahallelerindeki 20 ayrı noktada hava ve karadan düzenledikleri gece operasyonunda ise (31 Temmuz'u 1 Ağustos'a bağlayan gece) Binbaşı Şükrü Seymen ile Enes Yılmaz, Ergün Şahin, İsmail Yiğit, Mehmet Demir, Muhammet Burak İpek, Murat Köse, Bahadır Sagun, Mehmet Öztürk, Mustafa Serdar Özay ve Muammer Gözübüyük yakalanmıştı. Darbeci askerlerden biri ormanlık alanda ağacın üzerinde yakalanmış ve inmemek için uzun süre güvenlik güçlerine direnmişti.
Helikopterleri Marmaris'e gönderen ve darbe girişimi sırasında en kanlı saldırıların talimatını veren sanık Özcan Karacan ise olaydan 13 ay sonra Antalya'da yakalanmıştı.
Saldırıya katıldıktan sonra kaçan darbeci askerlerden eski Yüzbaşı Burkay Karatepe ise aranıyor.
Suikast için cephanelik getirilmişAskerlerin kaçışları sırasında bıraktıkları ve üst aramalarında ele geçirilenler ise yanlarında cephanelik taşıdıklarını göstermişti.
Yakalanan darbeci askerlerle 22 HK 416 cal piyade tüfeği, bir M4 piyade tüfeği, 6 bomba atar ve 22 fişeği, 5 Baretta marka tabanca, bir Sig Sauer marka tabanca, bir Glock marka tabanca, 3 bin 874 uzun namlulu silahlarda kullanılan fişek, 668 tabancalarda kullanılan fişek, 11 el bombası, 15 gündüz ve 7 gece görüş dürbünü, uzun namlulu silahlara ait 856 kovan ve 103 şarjör, 34 tabanca şarjörü, 20 çelik yelek, 2 komando bıçağı, 23 kompozit balistik başlık, 4 askeri amaçlı fener, 18 koruyucu iç yelek, 39 çelik yeleklerde kullanılan seramik plaka, 30 uzun namlulu silah fişeklerine ait çekirdek, 9 hücum yeleği, 7 plastik kelepçe, 2 haberleşme cihazı, 11 telsiz, 43 dizlik, 2 dirseklik, 3 baş lambası, 2 cep telefonu, 16 kırılmış cep telefonu parçası, 4 sırt çantası, bir aksiyon baş kamerası, 2 rütbeli kamuflaj üst gömleği, fıstık ezmesi, 2 motorcu maskesi, 3 Marmaris haritası, 3 tabanca fişek kutusu, 3 telsiz kod listesi, 2 serum takımı, telefon şarj aleti, 3 HK tüfek ayaklığı, kullanıldığında ışık veren 5 çubuk, bir tespih ve 4 cüzdan ele geçirilmişti.