İstanbul
Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Pelin Uysal, ev tozu akarlarına karşı kullanılan bitkisel içerikli aromatik yağların faydalı olduklarına dair makale yazıları ve hasta geri dönüşleri olduğunu belirterek, "Bitkisel oldukları için önerilebilirler, sentetik içerikler çevreye ve insanlara gerçekten zarar veriyor." dedi.
Ev tozu akarları olan bilinen mikroskobik canlılar, yılın her döneminde kapalı alanlarda varlıklarını sürdürerek alerjik rahatsızlıkların başlıca nedenleri arasında yer alıyor.
Akar alerjisi olanlar, alerjik astıma kadar varan ciddi rahatsızlıklarla karşı karşıya kalırken, bu organizmalara karşı piyasaya sürülen ve bitkisel içerikli olduğu iddia edilen aromatik yağlardan faydalanıyor.
Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Pelin Uysal, akarların tetiklediği sağlık sorunlarına karşı alınabilecek önlemleri ve akarlarla mücadelede tercih edilmeye başlanan aromatik yağların etkisini AA muhabirine anlattı.
Uysal, ev tozu akarı denilen miteların, insan vücudundaki deri parçalarından, kıl, tüy gibi bazı maddelerden beslenerek yaşamlarını sürdüren gözle görülmeyecek kadar küçük organik canlılar olduğunu söyledi.
Bu canlıların özelikle fazla nemli ortamlarda yaşadığını belirten Uysal, alerjik bünyelerde astıma kadar varan ciddi rahatsızlıklara yol açtığını aktardı.
Uysal, akarların halı, kilim, yastık, yorgan gibi tekstil ürünlerinde daha çok yaşamaya meyilli olduklarından, bu ürünlerin 50 derecenin üzerinde bir sıcaklıkta yıkanması gerektiğini, hastalara da ortamın havalandırılmasını ve nem düzeyinin kontrol altında tutulmasını önerdiklerini dile getirdi.
Prof. Dr. Uysal, göğüs hastalıkları polikliniğine gelen hastalarda nefes darlığı ve öksürük varsa alerjik astımdan şüphe edilebileceğine dikkati çekerek, bu durumda deri "prick testi" denilen alerji testlerinin yapıldığını ve bu sayede tanının konulduğunu söyledi.
Toz alerjisinin, polen alerjisi gibi olmadığını vurgulayan Uysal, "Polen alerjileri mevsim geçişlerinde olabiliyor ama toz yıl boyu sürebiliyor çünkü her ortamda mitelar bulunabilir. O yüzden en zor alerji türü de mitelara karşı olan alerji türüdür." dedi.
Uysal, özellikle 2000'li yıllardan sonra akarlara karşı bitkisel ürünlerin kullanılmasının gündeme geldiğini kaydederek, "Eskiden sentetik moleküller kullanılıyordu. Bunların hem doğaya hem de insanlara bazı zararlarından dolayı doğal içerikli ürünlerin faydalı olup olmadığı konusunda bir trend oluştu." diye konuştu.
"Sentetik içerikler, çevreye ve insanlara zarar veriyor"
Literatürde bu bitkisel içerikli ürünlerin tıbbi açıdan faydalı olduğunu anlatan yazılar olduğunu belirten Uysal, şunları söyledi:
"Araştırdığımda, bir yayında soya fasulyesi yağı 1959 yılında akarı öldürmede kullanılmış. 2011 yılında basılan bir makale gördüm. Neem ağacı yağı, çam ağacı yağı, kimyon yağı gibi aromatik yağların faydalı olabileceğine dair görüş bildirilmiş ancak bu maddelerin akarın hangi protein kısmına etki ettiği konusunda tam bir veri yok. Olumlu sonuçlar olduğuna dair sonuçlar mevcut. Net bilinmemekle beraber faydasızdır diyemeyiz, faydalı olduğuna dair yazılar ve hastaların geri dönüşleri var. Bitkisel oldukları için önerilebilirler. Sentetik içerikler, çevreye ve insanlara gerçekten zarar veriyor."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com