?>

'Eski'den kopmadan 'yeni'yi savunan şair: Muallim Naci

Hayatı boyunca Türk edebiyatına önemli eserler kazandıran Muallim Naci, vefatının 127'nci yılında anılıyor.

Kültür Sanat - 5 yıl önce

İstanbul

Türk edebiyatına önemli eserler kazandıran, yazar, şair, öğretmen ve eleştirmen Muallim Naci, vefatının 127'nci yılında yad ediliyor.

Asıl adı Ömer olan Muallim Naci, saraç ustası Ali Bey ile Varnalı göçmen bir ailenin kızı olan Fatma Zehra Hanımın çocuğu olarak 1850'de İstanbul Saraçhanebaşı'nda dünyaya geldi.

Döneminin şairleri gibi "yeni şiir" yazmak yerine, daha çok divan şiiri kaleme alan, bu sebeple "eski Türk edebiyatı"nın son temsilcisi olarak görülen şair, öğrenim hayatına Fevziye Mektebi'nde başladı.

Küçük yaşta Kur'an-ı Kerim'i ezberleyen şair, babasının vefatı üzerine annesiyle gittiği Varna'da medreseye gitti ve oradaki hocası Müftüzade Abdülhalim Efendi'nin verdiği "Hulusi" mahlasıyla sülüs levhalarla bir Kur'an-ı Kerim yazdı.

"Naci" mahlasını hayranı olduğu hikaye kahramanından aldı

Muallim Naci, Giritli Aziz Ali Efendi'nin "Muhayyelat" adlı eserindeki bir hikayenin kahramanı olan "Naci"ye duyduğu sevgi dolayısıyla bu ismi kendisine mahlas olarak seçti.

Varna'da Rüştiye Mektebi'nde 1867'de ikinci öğretmen olarak göreve başlayan Muallim Naci, Farsça ve Arapçanın yanı sıra Fransızca öğrenmeye başladı, telhis ve aruz dersleri aldı.

Naci'nin şiir ve makaleleri Tuna gazetesinde yayımlanırken, Mutasarrıf Süleymaniyeli Mehmet Said Paşa ile tanıştıktan sonra 10 yıldır sürdürdüğü öğretmenlikten ayrıldı ve paşanın özel katibi olarak 1876'da Rumeli ve Anadolu'nun birçok şehrini dolaştı.

Bu sebeple üç sene kaldığı Sakız Adası'nda şiirler yazan Naci'nin, daha sonra kaleme aldığı "Kuzu", "Nusaybin Civarında Bir Vadi" ve "Şam-ı Gariban" adlı şiirleri, "Tercüman-ı Hakikat"te yayımlandı.

Tercüman-ı Hakikat'in edebiyat sütununu yönetti

Said Paşa ile 1883'te İstanbul'a dönen ve Hariciye Nezareti'nde çalışan Naci, daha sonra Almanya'ya elçi olarak tayin edilen paşayla gitmeyerek İstanbul'da kaldı.

Naci, ilk şiir kitabı "Ateşpare"nin de yayımlandığı aynı yıl, memuriyetten istifa ederek gazeteciliğe başladı ve Ahmet Mithat Efendi'nin teklifi üzerine "Tercüman-ı Hakikat" gazetesinde edebiyat sayfasını yönetti.

Ahmet Mithat Efendi'nin besteci kızı Mediha Hanım ile 1884'te evlenen Naci'nin, "Tercüman-i Hakikat"te yayımlanan şiirleri ve Fransızcadan yaptığı çevirilerle kısa sürede şöhrete kavuşurken, dönemin şairleri tarafından yazılan nazireler şöhretinin belli bir çevrede yayılmasını sağladı.

Tanzimat döneminde "eski şiir" ile "yeni şiir" arasında kurduğu köprüyle birçok taraftar toplayan Muallim Naci, döneminin yeni şiir taraftarı şairleri tarafından bu sebeple eleştirildi.

Naci'nin gazel, şarkı, kıt'a, rubai ve benzeri divan tarzındaki şiirlerini topladığı "Şerrare" adlı kitabı, 1884'te okuyucuyla buluştu. "Tercüman-ı Hakikat"ten ayrılan Naci'nin yazıları 1885'ten itibaren "Saadet" ve "Mürüvvet" gazetelerinde çıkmaya başladı.

Usta şairin Şeyh Vasfi ve birkaç arkadaşıyla çıkardığı "İmdadü'l Midad" gazetesinde 1885'te yayımlanan "Köylü Kızların Şarkısı" adlı şiiri, Türk edebiyatının köyden bahseden ilk şiiri olarak kabul edildi.

Kendi devrinde "eski" olarak tanımlanan edebiyatı en iyi bilen kişi olarak anılan Naci, yeni tarzda da oldukça başarılı manzumeler yazdı. Fransızcayı öğrenmesi, Batı edebiyatından yaptığı çeviriler, eski edebiyatın biçim ve içerik özelliklerinin yanı sıra Batıdan gelen yeni nazım şekillerini kullanması onun Batı kültürüne karşı olmadığının göstergesi olarak değerlendirildi.

Naci'nin 8 yaşına kadar yaşadığı hatıralarını anlattığı "Ömer'in Çocukluğu" adlı eseri 1898'de Almancaya, 1914'te ise Rusçaya çevrildi.

Haftalık dergi "Mecmua-i Muallim"i 1887'de çıkaran, 1889'da Stockholm'de gerçekleşen "8. Müsteşrikler Kongresi"nde Türkçeye hizmetlerinden ötürü ödül alan Naci, "Sünbüle" adlı şiir kitabını 1890'da yayımladı.

Muallim Naci, "Gazi Ertuğrul Bey" adlı manzum eserini 1891'de Sultan 2. Abdülhamid'e sunarak padişahın takdirini kazandı ve "Tarih-nüvis-i Selatin-i Al-i Osman" unvanıyla ödüllendirilerek maaşa bağlandı.

Farklı alanlarda eser veren Muallim Naci'nin en önemli yönü şairliği olurken, "Kuzu", "Kebuter", "Dicle", "Feryad", "Şam-ı Gariban", "Nusaybin Civarında Bir Vadi" ve "Avcı" gibi şiirleri şekil bakımından olduğu kadar muhteva bakımından da "yeni" kabul edildi. Muallim Naci Türk edebiyatının, Batı edebiyatının seçkin eserlerinden de yararlanması gerektiğini savundu ancak yenilikleri kabul ederken Türkçeden ve Türk kültüründen taviz verilmemesi gerektiğini ifade etti.

2. Abdülhamid'in yönlendirmesi sonucu Osmanlı tarihini yazmaya başlayan Naci, bu arzusunu yerine getiremeden 12 Nisan 1893'te kalp krizi nedeniyle vefat etti.

Cenaze masrafları padişahın emriyle Hazine-i Hassa'dan karşılanan şair, cenaze namazının Ayasofya'da kılınmasının ardından Sultan Mahmud Türbesi'ne defnedildi.

Şair'in mezar taşında ise kendi beyiti olan "Hak perestim arz-ı ihlas ettiğim dergah bir/Bir nefes tevhidden ayrılmadım Allah bir" ifadesi bulunuyor.

"Tanzimat edebiyatının en çok tartışılan sanatçılarından biridir"

Edebiyat araştırmacısı Prof. Dr. İsmail Parlatır, Muallim Naci'nin Tanzimat edebiyatının ikinci döneminde yeniliklerin karşısında gibi görünen ama yeniliklerden kopuk olmayan bir figürü olduğuna dikkati çekerek, "Onu böylesine bir tavır almaya götüren sebepler arasında, Recaizade Mahmud Ekrem'le biraz da şahsiyata kadar uzanan gereksiz çatışmasını da göstermek mümkündür.

Hatta bu durumun biraz da inatlaşmadan kaynaklandığını da gözden uzak tutmamak gerekir. Aslında o dönemde geniş bir okuyucu kitlesine seslenmesi, yeni yetişen pek çok genci yanında tutabilmesi ve bir otorite olarak kendini kabul ettirmesi hiç de küçümsenecek bir durum değildir." değerlendirmesini yapıyor.

Hitit Üniversitesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Hiclal Demir ise "Muallim Naci: Eski mi, yeni mi?" isimli makalesinde, Muallim Naci için şu ifadeleri kullanıyor:

"Muallim Naci, Tanzimat edebiyatının en çok tartışılan sanatçılarından biridir. İlk eseri olan 'Ateşpare'de yeni tarz şiirlere yer veren Naci, 'Tercüman-ı Hakikat'in edebi kısmında yaptığı şiir eleştirileriyle divan edebiyatını canlandırmakla suçlanmış, daha sonra Recaizade Mahmud Ekrem'le giriştiği kalem kavgası onu ister istemez eski taraftarı şairlerin lideri konumuna getirmiştir.

Halbuki Naci, Türk edebiyatının, kendi geleneğinin yanı sıra Batı edebiyatının seçkin eserlerinden de yararlanması gerektiğini savunmuştur. Özellikle, Türkçenin sadeleştirilmesi ve dilin korunması için bir kurumun gerekliliği yönündeki görüşleri, çağının çok ötesindedir."

Birçok yazı türünde eserler kaleme aldı

"Lügat-ı Naci" adıyla bir sözlük ile "Heder" ve "Musa Bin Ebi’l-Gazan" adında oyunlar kaleme alan Muallim Naci'nin başlıca eserleri arasında şiir türünde, "Ateşpare", "Şerare", "Füruzan", "Sümbüle", "Yadigar-ı Naci", eleştiri türünde "Muallim", "Demdeme I", Demdeme II", Demdeme III" ve "Yazmış Bulundum", anı türünde "Medrese Hatıraları", "Ömer'in Çocukluğu", araştırma alanında "Osmanlı Şairleri", "İstilahat-ı Edebiye", "Esami", mektup türünde ise "Muhaberat ve Muhaverat", "Şöyle Böyle", "Mektuplarım" isimli eserleri yer alıyor.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

CK Enerji Boğaziçi Elektrik'ten Kovid-19 salgınına önlem

2020-04-04 21:31 - Ekonomi

Karantina yurtlarında kalanlardan teşekkür mektubu

2020-04-09 15:57 - Çevre-Hayat

Devletin imkanları Hakkarili minik Cevahir için seferber edildi

2020-04-10 15:37 - Çevre-Hayat

Türk Böbrek Vakfından evde egzersiz önerisi

2020-04-06 14:27 - Sağlık

Rusya'dan "Türk limonu" açıklaması: Kıtlık olmaz, başka ülkelerden alırız

2020-04-10 07:17 - Özel Haber

Putin, Ankara Elçiliği eski askeri ataşesine Rusya Kahramanı madalyası verdi

2020-04-06 08:10 - Özel Haber

İHASAVAR'ların güvenlik güçlerine teslimatları sürüyor

2020-04-07 15:02 - Teknoloji

Çad topraklarından Boko Haram’ı tamamen temizlediğini açıkladı

2020-04-07 11:02 - Dünya

Arap ülkelerinde koronavirüs kaynaklı ölüm ve vaka sayıları artıyor

2020-04-11 11:22 - Dünya

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi plazma tedavisine hazır

2020-04-10 16:22 - Sağlık

İlgili Haberler

Türk Devletleri Teşkilatı'nın hatıra parası, üye ülkeler arasındaki köklü bağlara özel tasarlandı

11:08 - Kültür Sanat

Aizanoi'de anıtsal kapı ile 2 bin yıllık tiyatro maskı bulundu

11:44 - Kültür Sanat

Kosovalı öğrenciler İstanbul'da vakıf eserlerini gezdi

17:03 - Kültür Sanat

Bilecikli muhtar kurduğu kütüphaneyle çocukluk hayalini gerçekleştirdi

11:58 - Kültür Sanat

Bakan Ersoy: Geleceğe Miras Projesi'yle dönemin 'Türk Arkeolojisinin Altın Çağı' olarak anılmasını amaçlıyoruz

22:08 - Kültür Sanat

Günün Manşetleri

Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde teröristlere ait bir mağara görüntülendi

15:27 - Gündem

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, "Zeytin" adı verilen köpeği sahiplendi

15:23 - Ekonomi

BM, Myanmar'da 2 milyondan fazla kişinin açlık riskiyle karşı karşıya kaldığını açıkladı

15:18 - Dünya

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev: Batı'daki İslam karşıtları Ermenistan'ı savaşa kışkırtıyo

15:12 - Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun odağında güçlü Türkiye ilkesi var

14:57 - Gündem