Terter
Ermenistan işgaline uğrayan bölgelerden kaçan Azerbaycanlıların Terter'de yerleştirildiği toplu konutlar, 27 Eylül-10 Kasım'da yaşanan çatışmalarda 50'den fazla top ve füze atışıyla vuruldu.
İşgal edilen topraklara yakın Terter kentinde kurulan Şah kasabasındaki toplu konutları hedef alan top ve füze saldırılarında 30 apartman bloku, eczane ve okullar ile evleri hasar gören Azerbaycanlılar yaşadıklarını ve işgal döneminde nasıl göç ettiklerini anlattı.
Kasabadaki evi kullanılamaz hale gelen Kelbecer göçmeni Nezaket Guliyeva, Ermenistan güçlerinin 1992'de de evini yok ettiğini söyledi.
Kelbecer'den 1992 yılında 32 yaşındayken ayrıldığını anlatan Guliyeva, 27 Eylül'de çatışmalar başlayınca evden ayrılıp uzak bir bölgedeki akrabalarının yanına gittiğini, döndüğünde ise oturma odası tavanını yıkılmış halde bulduğunu belirtti.
"Toprağımızı aldık ya ona şükür"
İşgale uğrayan Kelbecer'deki evinin de kentten ayrılmadan yalnızca bir yıl önce inşa edildiğini söyleyen Guliyeva, "Kelbecer'den çok zor geldik. Kar yağdığı için araçlar gidemiyordu o yüzden yürüyerek geldik." ifadelerini kullandı.
Guliyeva, Kelbecer'den çıkarken yalnızca canlarını kurtarabildiklerini belirterek, "Oradaki evimiz yeniydi, bir yıl olmuştu Ermeniler onu dağıttı. Çocuklarımızdan başka hiçbir şey getiremedik. Burada bize ev verildi, Ermeniler buradakini de dağıttı." diye konuştu.
Göçtüğü evi ile yeni evinin ikisinde de eşyalarının yıkıntılar altında kaldığını dile getiren Guliyeva, başvuruda bulunduğunu ancak henüz bir yardım alamadıklarını da söyledi.
Guliyeva, yalın ayak dahi olsa Kelbecer'e dönmek istediğini de vurgulayarak, "Kelbecer'i aldık, toprağımızı aldık ya ona şükür. Geri dönmek istiyorum. Annemin kabrini görmek istiyorum." dedi.
"Ayaklarımın derisi 17 gün boyunca soyuldu"
Azerbaycan'ın işgal edilen topraklara en yakın kentlerinden olan Terter'deki toplu konutlarda yaşayan Kelbecerli Dağıstan Abdulayev'in de evinin bulunduğu binaya atış yapıldı.
Kelbecer'den son ayrılan 9 Azerbaycanlıdan biri olduğunu söyleyen matematik öğretmeni Abdulayev, "Beni şu an nasıl görüyorsanız aynı öyle geldim. Üzerimde şu an ne varsa 2 Nisan 1993'te de bu kadar eşyam vardı. Yanımıza hiçbir şeyimizi alamadık. Hiçbir şeyi götürmeye imkanımız olmadı." şeklinde konuştu.
Kelbecer'den çıkmak istemediğini ancak kendisi yüzünden kardeşlerinin de şehri terk etmediğini görünce ayrıldığını anlatan Abdulayev, "Çıktığımız günü anlatmak mümkün değil. Çok zordu. Ayaklarımın derisini 17 gün boyunca soydular, ayaklarım öyle şişmişti.
Gece gündüz 3 gün yürüyerek, yatmadan, dinlenmeden Gence'ye geldik. Yolda ayakları çıplak çok insan gördük. Allah kimseye göstermesin." ifadelerini kullandı.
Abdulayev, kuşatma altındaki Kelbecer'den 9 kişi bir gece vakti çıktıklarını belirterek, kazanılan zaferden sonra artık o günleri unutmak istediğini de vurguladı.
"Allah bize ömür versin ki ana vatanımızı görelim de öyle ölelim"
Kelbecer'in 27 yıl sonra Ermenistan işgalinden kurtulması nedeniyle Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e, Azerbaycan ordusuna, Türkiye'ye ve tüm Türk dünyasına teşekkür eden Abdulayev, "Allah bize ömür versin ki ana vatanımızı görelim de öyle ölelim. 'Oradan nasıl geldiysem öyle döneceğim' diye söz vermiştim ama yaşlandım. Arabayla da olsa oraya gideceğim." dedi.
Abdulayev, Kelbecer'de ilk yapacağı işin babasının mezarını ziyaret etmek olduğunu dile getirerek, "En büyük arzum budur. Bütün kabristanı ziyaret edip ondan sonra da devletimizin bize verdiği evimizde istirahat edip yaşayacağız." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com