Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Birliği’ne tam üye olma mücadelesinin sona ermeyeceğini belirten açıklamasına ilişkin "Erdoğan’ın açıklamalarını memnuniyetle karşılıyoruz" dedi.
9 Mayıs Avrupa Günü, her yıl olduğu gibi bu yılda Avrupa ülkelerinde ve Türkiye’de de çeşitli etkinlilerle kutlanıyor. Fransız Sarayı’ndaki Avrupa Günü etkinliği, Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Charles Fries ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger’in konuklarını kapıda tek tek karşıladığı etkinliğe onlarca kişi katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Fries, Avrupa Günü’nün İstanbul kutlamalarına Christian Berger’in huzurunda tarih dolu mekanda ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyduğunu kaydederek, “Kritik Avrupa Parlamentosu seçimlerine 2 hafta kala bu önemli günü kutlamak üzere sizleri ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum. Avrupa Birliği’nin Brexit veya popülizmin yükselişi gibi çok mühim konularla karşı karşıya kaldığı böyle bir dönemde bu seçim gerçekten de kıtamızın geleceği açısından belirleyici olacaktır. Bugün her zamankinden daha çok Avrupa’ya, milliyetçi içe dönüklülük ve bölünme eğilimlerine mukavim bir Avrupa’ya ihtiyaç duymaktayız. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un belirttiği gibi Avrupa’nın Rönesans’ına ihtiyaç duymaktayız. Özgürlük, koruma ve ilerlemeden oluşan 3 iddianın etrafında toplanmış bir Rönesans” ifadelerini kullandı.
“AVRUPA’NIN TÜRKİYE’YE İHTİYACI VAR”
“Avrupa Parlamentosunun yenilenmesinden ve yeni bir Avrupa Komisyonunun oluşturulmasından sonra öyle zannediyorum ki Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkinin geleceği önümüzdeki yıllarda Avrupa Birliği tartışmalarının en önemli meselelerinden biri olacaktır” ifadelerini kullanan Fries, açıklamasını şu şekilde tamamladı:
“Avrupa Birliği ile Türkiye her ne kadar ilişkileri çeşitli türbülanslardan geçse de ayrılmaz bir çifti oluşturuyorlar. Fransa ve Avrupa’nın istikrarlı, müreffeh ve demokratik bir Türkiye’ye ihtiyacı var. Tıpkı Türkiye’nin de Avrupa’ya ilerlemelerinde ve reform hareketinde kendisine eşlik etmeye devam edecek bir ortağa ihtiyacı olduğu gibi”
“SAVAŞI YAPAN ARAÇLARI ORTADAN KALDIRMAK GEREKİYORDU”
Fries’ın ardından konuşmasını yapan Büyükelçi Berger ise konuşmasına “Sevgili dostlar diyeceğim. Sizler Avrupa Birliği’nin dostları, Avrupa-Türkiye ilişkilerinin dostlarısınız” diyerek başladı. 9 Mayıs’ın Avrupa Günü olarak kutlanmasının nedenine değinen Berger, “69 yıl önce, 9 Mayıs 1950’de İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden 5 yıl bir gün önce Robert Schuman’ın dahi ve basit bir fikri vardı. Bir daha Avrupa’da ikinci bir Dünya Savaşı’nın yaşanmasını engellemek için çok dahice fikirle ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
“Savaşı yapan araçları ortadan kaldırmak gerekiyordu. Ulus devletlerin elinden enerjiyi ve çeliği almak gerekiyordu” diyen Berger konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Aynı zamanda muharebe alanında Avrupalıların Avrupalıları katlettiği bin yıllık savaşı da sona erdirdi. Barış, dayanışma ve müreffeh olma yolunda atılan adımların birleştiği yolculuk o günden beri büyüyor. Dün Romanya’da devlet ve hükumet başkanları bir araya geldi. Artık öyle bir noktaya geldik ki neden AB’ye ihtiyacımız olduğuna dair söylemi belirtmemiz lazım”
“ÇOK ÇEŞİTLİLİĞİ OLAN TÜRKİYE, BU ÇEŞİTLİLİĞİYLE AB’YE DE ÇOK ŞEY KATACAK”
Zirvede 10 genel mesajın öne çıktığını ancak bazılarının önemli olduğunu dile getiren Berger, “Birincisi dayanışmaya vurgu yapıldı, bence çok hoş bir şekilde ifade edildi. ‘İyi günde kötü günde bir arada olmalıyız’ dendi. İkinci önemli nokta ise, AB kolektif olarak büyük sorunların etrafında bir araya gelmeli. Nedir önemli konular? Çok taraflılığın devam edilmesini sağlamak, küreselliğin etkisi, terörle ve iklim değişikliği ile mücadele etmek gibi konular. Bütün bu konular Türkiye ile ortak olan konular. Türkiye ile ortak olan bir şey daha o da bizim sloganımız çeşitlilik içinde bütünlük. Türkiye çok çeşitliliği olan bir ülke bu çeşitliliği ile AB’ye de çok şey katacak. Türkiye AB’ye katılmayı isteyerek Avrupa Birliği’nin değerlerini savunmayı istiyor” ifadelerini kullandı.
Etkinlik kapsamında piyanoda Benjamin Schafer’in eşlik ettiği Almanya doğumlu sanatçı Adrienne Haan, gece boyunca Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca eserler seslendirdi. Sanatçı Zülfü Livaneli’nin de konuk olarak katıldığı gece Haan’ın Türkçe olarak seslendirdiği Livaneli’ye ait “Yiğidim Aslanım” adlı türkü dakikalarca alkışlandı. Haan, gece boyunca Türkçe ifadeler kullanmayı ihmal etmedi.
Etkinliğin ardından İhlas Haber Ajansı’na açıklamada bulunan Berger, “Avrupa Birliği gününde, sanıyorum, bir parça modern Avrupa’nın nereden geldiği ve nereye gideceği, Avrupa Birliğinin geleceğini yansıttık. Demek istediğim temel olarak, bir barış projesi, bir dayanışma projesi ve de Avrupa halkının refah projesi olarak Avrupa Birliği’ni kutladık. Bu, Avrupa Birliği’nin kendi halkımız ve dünyadaki partnerlerimiz için vazgeçilmez olduğunu gösteriyor. Biz temel olarak 1950’de Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman’ın Avrupa’da devletlerin yeniden savaşmasını imkansız kılan bir yol bulmaya ihtiyacımız var dediğini hatırlıyoruz. Biz o zaman tam da İkinci Dünya Savaşı’ndan çıkıyorduk, yüzyıllardır Avrupalılar Avrupalılarla savaşmasından geliyorduk. Schuman enerji ve çeliği kontrol edecek bir müessese kurmayı teklif etti. En azından 1950’lerde bu iki maddeyi elde etmek için savaşma gereği duyduğunuz şeydi. Dün ve bugün, devlet ve hükumet başkanları Romanya’nın Sibiu şehrinde bir araya geldi. Liderler Avrupa Birliği’nin gitmesi ve gelişmesi için 10 nokta tespit etti. Bunlarda çok önemli mesajlar var. Dayanışma konusunda bir mesaj. İyi ve kötü zamanlarda birbirimize kenetlenmek zorundayız. Diğeri Avrupa Birliğinin büyük meseleleri kolektif olarak ele alma mesajı. Çok taraflılık, globalizm, iklim değişikliği, güvenlik tehditleri, siber suçlar. Örnek olarak göçmen konusu. Bunlar, devletlerin bireysel olarak ilgilenmeleri için çok büyük meseleler. Bu sebepten üye ülkeler bu meseleleri çözmek için kolektif olarak bir araya gelmeli. Temel olarak yapmak istediğimiz şey bu. Avrupa Birliği’nin bir toplumlar toplumu olduğunu yansıtıyoruz. Bu bir kimlik değişimi değil, geldiğiniz köy, kasaba ve ülkenin kimliğini kucaklamadır. Bu bir şeyi başka bir şeyle değiştirme çalışması değil. Bizim istediğimiz insanların bir arada olması ve birlikte çalışmasıdır. Bu bizim ortaklarımızla da yapmak istediğimiz şeydir" dedi.
"Bizim mottomuz farklılıklar içinde birliktir" diyen Berger, "Yine, Avrupa Birliği günü başka bir şeyi kutlamaktır. Bizim mottomuz farklılıklar içinde birliktir. Türkiye farklılıkları olan bir ülkedir. Her nereye gitseniz farklı bir şey buluyorsunuz. Farklı yemekler, farklı kültür, farklı dans, farklı müzik ve farklı arkeolojik siteler var. Bu sebepten bir yerden başka bir yere gitmekten çok zevk aldım. Edirne’den Van’a, Trabzon’dan Antalya’ya bütün ülkeyi gezmek. Çünkü nereye gitseniz farklı bir şey buluyorsunuz. Ve gerçekten ben Türkiye’nin Avrupa Birliğinin farklılığına çok büyük farklılıklar katacağını demek istiyorum" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin 60 yıldır Avrupa Birliği’ne tam üye olma mücadelesi verdiğini ve çabaların sona ermeyeceğini belirten açıklamasına karşılık ise Berger "Erdoğan’ın açıklamalarını memnuniyetle karşılıyoruz" ifadelerini kullanan Berger konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Öncelikle bu ifadeyi memnuniyetle karşılıyoruz. Fakat “Türkiye Avrupa Birliği’nin bir üyesi olmak istiyor” sözünün hangi bağlamda söylendiğini anlamak istiyoruz. O, bu cümleyi Türkiye’nin reform aksiyon grubu bağlamında söyledi. Türkiye, yıllarca önce başlattığı Avrupa Birliği hukuku temelinde, Avrupa Birliğinin prensip ve değerleri konusunda ilerlemek ve reformlar yapmak istiyor. Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında, hem siyasi hem de ekonomik meseleleri ele almak için reform aksiyon grubu yeniden kuruldu. Bunun iyi bir gelişme olduğunu düşünüyorum"
(Yaprak Mutlu - Esra Karamahmut/İHA)