Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Diyarbakır'da yaptığı konuşmada, "Hak ve özgürlüklerin genişletilmesi konusunda 'demokratik açılım' dedik, biraz daha ilerlettik 'illi birlik ve kardeşlik projesi' dedik. Son olarak 'Çözüm süreci' dedik. Bundan da anlamadılar. Eş başkanlardan biri benim Kürt kardeşlerimi sokağa döktü. 53 kardeşimiz öldü mü? Er ya da geç bunların intikamı alınacak. Terör örgütü kuru kuruya silah bırakmayacak, gömecek ve betonlayacak. Ve bunların koordinatları da verilecek. Aksi takdirde bu ülkeyi terk etmek zorunda kalacaklar" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ile eşi Semiha Yıldırım, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mehdi Eker ve Çiğdem Karaaslan ile birlikte katıldığı Diyarbakır'daki 116 projenin toplu açılış töreninde konuştu.
Terör örgütü PKK'nın, Dürümlü köyünde 15 ton patlayıcı yüklü kamyon ile 16 köylünün hayatını kaybetmesine yol açtığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sevgili kardeşlerim bakınız PKK'nın desteklemiş olduğu bir parti şuanda parlamentoda mı? Onlar PKK adına parlamentoda. Şimdi benim milletim ne diyor? Bunlar bizim verdiğimiz vergilerle oradan maaş almamalı. Ne oldu şimdi dokunulmazlık olayı parlamentoya geldi. 376 oyla geçti. Şimdi tutuştular. Yurtdışına kaçmaya başladılar. Niye kaçıyorsunuz. Aynen Paralel Devlet Yapılanması neyse bunlar da o. Onlar da kaçıyor, bunlar da kaçıyor. Ben Dürümlü'deki saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Dünkü gazetelerde Diyarbakırlı işadamlarımız adına yayınlanan ve bu olayı kınayıp, örgütün kayıtsız şartsız silah bırakması, yalnız kuru kuruya silah bırakmak değil, gömecek ve betonlayacak. Ve bunların koordinatları da verilecek. Yoksa bunlar bu işe çok alışıktır. Silahı bırakırlar, bir müddet sonra da gelir alırlar. Bu oyuna asla gelmeyiz. Olmadı. O zaman bu ülkeyi terk etmek zorunda kalacaklar. Bakınız Diyarbakırlı işadamlarımızın bu ilanları gerçekten örnektir. Ben de memnuniyetle bunu okudum. Bölge halkının bu şekilde açık tavır alması halinde örgütün eylem yapacak gücü ve imkanını kaybedeceğine inanıyorum" dedi.
"BU ÖRGÜT İNSANLIK İLE YANYANA DÜŞÜNÜLEMEZ" Temmuz'dan bu yana bölge halkının terör örgütünün de, parti, dernek gibi adlar altında uzantısı olarak çalışan yapıların da gerçek yüzünü gördüğünü vurgulayan Erdoğan, "Masum insanları paramparça ederek, katleden bir örgüt ne bu toprakların ne de ülkenin bir parçası olamaz. İnsanların yaşadıkları evleri buzdolabından yatağına, Kur'an'ı Kerim'inden ayakkabısına kadar bombalarla tuzaklayan örgüt ile bölge halkının en küçük bir ilişkisi olamaz. Vatandaşlarımızın günlük hayatının parçası olan binaları, araçları, keyfi şekilde tahrip eden, yolları keserek TIR'ları yakan, yıkan böyle bir örgütü bırakın Kürt kardeşlerimiz, insanlıkla yan yana düşünmek mümkün değildir. Terör örgütünün asıl hesaplaşması devletle değildir, bölge halkının inancı, kitabı, tarihi ve kültürüyledir. Örgüte destek verenler silahlı mücadeleden çok bölge halkını köklerinden koparmayı değerli görüyorlar" diye konuştu.
"OPERASYONLAR SONUNA KADAR DEVAM EDECEK" Terör örgütü PKK'nın infaz ettiği militanlarının ve masum insanların sayısının devletin operasyonlarında hayatını kaybedenlerden çok fazla olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "Geçmişteki faili meçhullerden söz edenler örgütün faili belli cinayetlerine de tepki koymadıkları sürece samimi olamazlar. Terör örgütünün vahşetini onu destekleyen sivil görünümlü yapıların yol açtıklarını perdelemek için söylenen sözler havada kalmaya mahkumdur. Biz darbecilere karşı verdiğimiz mücadele ne kadar samimi isek terör örgütüne ve güdümündekilere verdiğimiz mücadelede de o kadar samimiyiz. Kandan beslenen bir canavara dönüşen bu örgütün tüm unsurları ile birlikte Diyarbakır'dan, bölgemizden ve ülkemizden uzaklaştırılması şarttır. İşte bu operasyonlar onun için yapılıyor ve sonuna kadar da yapılacak. Benim Diyarbakırlı, Şırnaklı, Hakkarili kardeşim huzur buluna kadar bunlar devam edecek. Nerede olursa olsun elinde silah ile ortaya çıkan herkes karşısında sadece güvenlik güçlerimizi bulur. Biz en başından beri meselelerimizi demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi hepimizin özlemi, arzusu olan ilkeler çerçevesinde konuşmanın çözmenin gayreti içerisinde olduk. Bölge insanın yaşadığı sıkıntıları çok yakından bilen biri olarak sorunları çökmek için her türlü çabayı gösterdik. 13 yılda 280 katrilyon liralık yatırım yaptık Doğu ve Güneydoğu'ya. Niye? Söz vermiştik. 'Batıda ne varsa Doğu'da da Güneydoğu'da da o olacak' dedik. Yolu, elektriği, suyu ve sağlık tesisi olmayan yerleşim yerleri bırakmadık. Üniversite mi vardı bu bölgede. Biz açtık. Artık benim doğulu kardeşim kendi ilinde de üniversitesini okuyabiliyor. Sosyal yardımlarla bölgede yaşayan vatandaşlarımızdan hiç kimsenin aç ve açıkta kalmamasını sağladık. Hak ve özgürlüklerin genişletilmesi konusunda 'demokratik açılım' dedik, biraz daha ilerlettik 'milli birlik ve kardeşlik projesi' dedik. Son olarak genişleyip, 'çözüm süreci' dedik. Bundan da anlamadılar. Eş başkanlardan biri benim Kürt kardeşlerimi sokağa döktü. 53 kardeşimiz burada öldü mü? Yasin Börü kardeşimiz öldü mü? Kurban eti dağıtıyordu. Ya bunlarda vicdan diye bir şey yok. İnsanlıktan nasibini almamış bunlar. Er ya da geç bunlardan o intikam alınacaktır. Hiç endişeniz olmasın."
dikGAZETE.com