İstanbul
Nüfusun dünyada yaklaşık yüzde 15'ini, Türkiye'de ise yaklaşık yüzde 7'sini oluşturan engelli bireyler için kentlerde en önemli hizmetin, kesintisiz ulaşımı sağlayacak altyapının kurulması olduğu belirtiliyor.
Prof. Dr. Aslı Sungur, AA muhabirine, bir kentin "engelli dostu şehir" olabilmesi için o kentin herkes açısından erişilebilir olması gerektiğini söyledi.
Sungur, "Herkesin kullanılabileceği şekilde ayarlanmış, birtakım kentsel mekanlarda da yapı ölçeğinde de tasarımlar olursa, o zaman hem 'engelli dostu' hem de şehri kullanan herkes tarafından rahatça kullanılabilecek şekilde 'sağlıklı şehirler' yaratmak mümkün olabilir." diye konuştu.
İstanbul'un kesintisiz erişim konusunda arazi yapısı, hızlı büyümesi, çok sayıda yer altı ve yer üstü tarihi yapıya sahip olması gibi ciddi handikaplarının olduğunu dile getiren Sungur, şunları kaydetti:
"Avrupa şehirleri bizden çok daha fazla bu işe yatırım yapmış durumda. Ancak bizim topografyamız buna çok imkan verecek şekilde değil. İstanbul bu anlamda engelli dostu şehir değil. Bunun yanında yapabileceklerimizin hepsini yaptık mı, yapıyor muyuz? Son yıllarda biraz daha gelişme var. Bu bir ağdır. A noktasından B noktasına gidiyor olabilmek yetmez. Oradan sonra metroya binmek, vapura ulaşmak, kaldırımda yürüyebilmek gibi kesintisiz ulaşım ağının olması lazım. Şimdilik İstanbul'da birtakım bölgelerde yapılmış münferit çalışmalar var ama bunun bir ağ olmadığı sürece anlamı yok."
"Kurumlar arası koordinasyon çok iyi olmalı"
Kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliğinin kesintisiz erişimin önünde engel teşkil ettiğini vurgulayan Sungur, "Arka sokak ilçe belediyesinin ama ön sokak büyükşehir belediyesinin. Ya da şu metro bakanlığın ama hemen yanındaki metro belediyenin. Aradaki koordinasyonun çok iyi olması lazım ki oradaki ulaşım ağı rahat geçişlerle sağlanabilsin." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Sungur, "Mekanların yüzde 100'ü herkes tarafından ulaşılabilir değilse, aslında orası ulaşılamaz anlamına gelir. Diyelim ki bir popülasyonun yüzde 99'u için ulaşılabilir bir yerden bahsediyoruz ve ben yüzde 1'deyim, ulaşamıyorum. O zaman orası benim için yüzde 100 ulaşılmaz. Dolayısıyla aslında sayılar, rakamlar ya da harita üzerindeki birtakım bölgelemeler pek bir şey ifade etmiyor. İnsan söz konusu olduğunda bir tek kişi için bile olsa bir kentin ulaşılabilir bir ağ şeklinde tasarlanmış olması lazım." değerlendirmesinde bulundu.
"Kentsel dönüşüm sırasında kent içi erişilebilirlik sekteye uğramamalı"
YTÜ Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selin Yıldız da engelli dostu şehirlerin her yetiye, cinse ve kültüre yönelik beklentileri karşılayan kentler olduğunu dile getirdi.
Kentlerin erişilebilirliği adına çeşitli mercilerin işbirliği içerisinde olması gerektiğine işaret eden Yıldız, "Öncelikle bilgi merkezleri olan üniversiteler, yerel yönetimler, katılımcılık adına halkın kendisi gibi çeşitli STK'lerin bir arada olduğu çalışmaların varlığı bunu güçlendirir. Geçmişte bu anlamda üniversitemizin de içinde olduğu çeşitli çalışmalar var. Bu kentsel tasarım rehberlerinin ivedilikle incelenip tekrar uygulamaya koyulması için çaba sarf edilmesi gerekir." dedi.
Yıldız, kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında kent içi erişilebilirliğin sekteye uğramaması gerektiğine de dikkati çekti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com