İSTANBUL - Belgin Yakışan,Murat Birinci
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nca (TCMB) her yıl 4 kez enflasyon gelişmeleri ve tahminlerinin paylaşılması amacıyla düzenlenen Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı'nın sonuncusu gerçekleştirildi.
Bu kapsamda 2018'de gerçekleştirilen toplantıların ilkinde, enflasyon orta noktasının yıl sonunda yüzde 7,9 olarak gerçekleşeceğinin, 2019 sonunda ise yüzde 6,5'e gerileyeceğinin öngörüldüğü açıklanmıştı. Nisan ayında ikincisi yapılan bilgilendirme toplantısında ise bu oranların sırasıyla yüzde 8,4 ve yüzde 6,5 düzeyinde gerçekleşmesinin beklendiği bildirilmişti.
Temmuz ayında açıklanan Enflasyon Raporu'nun üçüncüsünde ise enflasyonun 2018 sonunda yüzde 13,4 düzeyinde gerçekleşeceği, 2019 sonunda yüzde 9,3'e ve 2020 sonunda yüzde 6,7'ye geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağının tahmin edildiği belirtildi.
Özellikle döviz kurunda oynaklığın arttığı ağustos ayı sonrasında enflasyondaki gelişmeler piyasaların odak noktasına yerleşirken, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından 20 Eylül'de açıklanan Yeni Ekonomi Programı'nda (YEP) enflasyon tahminleri 2018 için yüzde 20,8, 2019 için yüzde 15,9, 2020 için yüzde 9,8 ve 2021 için yüzde 6,0 olarak yer aldı.
Tüm bu gelişmeler sonrasında bugün açıklanan enflasyon raporunda tahminler, YEP'de bulunan rakamlara yaklaştı. Böylece, enflasyon için yeni tahminler yılın son raporunda 2018 sonu için yüzde 23,5, gelecek yıl sonu için yüzde 15,2 ve 2020 sonu için yüzde 9,3 şeklinde yer aldı.
"Enflasyon görünümüyle ilgili temkinli duruş korunuyor"Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı, Enflasyon Raporu'nda yer alan enflasyon beklentilerinin, hem Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile hem de piyasa öngörüleriyle uyumlu hale gelecek şekilde tekrar yukarı yönlü revize edildiğine dikkati çekti.
Enflasyon tahminlerindeki yükselişte etkili unsurlara değinen Tokalı, "Petrol ve gıda fiyatları ile TL cinsi ithalat fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyonda yüksek gerçekleşmeler ve ana eğilimdeki bozulma öne çıkıyor. Diğer taraftan, çıktı açığındaki aşağı yönlü güncelleme, enflasyon tahminindeki yükselişi bir ölçüde sınırlıyor." dedi.
Tokalı, enflasyon tahminlerine baz oluşturan ana varsayımlarda, gıda enflasyonu tahminlerinin, projeksiyonların oldukça üzerinde gelişmeye devam eden gerçekleşmeler doğrultusunda, hem 2018 hem de 2019 için tekrar yukarı çekildiğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Son dönemde küresel yavaşlama ve petrol piyasası dinamiklerine göre aşağı yönlü bir seyir izleyen petrol fiyatlarının bu görünümünü koruması, dezenflasyon sürecine destek açısından rahatlatıcı olacaktır. TCMB'nin büyüme tarafında iç talep koşullarıyla ilgili zayıflık öngörüsü ön planda kalırken, ticari kredilerin büyüme hızında belirgin yavaşlama, iktisadi faaliyette yeniden dengelenme, net ihracat temelli büyüme önemli vurgular arasında yer alıyor. TCMB'nin son faiz toplantısına ait notlarında da izlendiği üzere, enflasyon görünümüyle ilgili temkinli, para politikasında da güçlü sıkı duruş korunuyor. Enflasyon gerçekleşmelerinin projeksiyonların üzerinde gerçekleşmesi, enflasyon beklentileri ve çekirdek göstergelerde bozulma ve bunun fiyatlama davranışında neden olduğu baskılar önemli vurgular arasında yer alıyor."
Varsayımlarda değişiklik yaşanması ve enflasyon görünümünde ek bozulma olması durumunda ek sıkılaşmaya gidilmekten kaçınılmayacağının anlaşıldığını vurgulayan Tokalı, "Öte yandan, kurda gözlenen değer kazanma eğilimine ek olarak ılımlı hızda devam edeceği anlaşılan küresel normalleşmenin, mevcut sıkılaşma hızının yeterli olmasını sağlayabileceğini, hatta enflasyon görünümünde ılımlı gelişmelerin eşlik etmesi durumunda, sıkılaşma boyutunu hafifletecek faiz indirimi kararlarının gerçekleşmesi için uygun bir ortamın oluşabileceğini düşünmeye devam ediyoruz." diye konuştu.
"2019 dezenflasyon sürecinin başlatılması için önemli olacak"GCM Menkul Araştırma Uzmanı Enver Erkan da Merkez Bankası'nın beklendiği gibi yılın son Enflasyon Raporu'nda enflasyon tahminlerini YEP'e de uygun olacak, hatta biraz daha yüksek şekilde yukarı yönlü revize ettiğini anımsattı.
Merkez Bankası'nın yeni tahminlerinin elbette piyasa gerçekleriyle daha uyumlu hale geldiği ifade eden Erkan, "Diğer yandan YEP'e göre biraz daha yüksek olmasını ise bozulan fiyatlama dinamikleri çerçevesinde yüksek enflasyon risklerinin geniş çerçevede devam ediyor olmasına bağlamak gerekir. Bu kapsamda da mevcut şartlarla enflasyonla mücadele 2020 yılına kadar olan bir süreyi kapsayacak görünüyor." dedi.
Erkan, 2018'den gelen endeks değeri hesaplaması ve maliyet unsurlarının halen aktif olmasının enflasyonda 2019'un ilk birkaç ayında yüksek seviyelerin görebileceğini gösterdiğini söyledi.
2020 beklentisi olan yüzde 9,3'ün enflasyonda tek hanenin mevcut koşullarda 2 yıl sonra başarılabileceğinin göstergesi olduğunu dile getiren Erkan, şunları kaydetti:
"2 aylık iskonto periyodundan sonraki fiyatlar genel seviyesindeki gidişat önemli, kısa vadedeki eylem planının yapısal adımlarla desteklenmesi ve maliyet unsurlarının ortadan kaldırılması gerek. Ağustos kur artışından sonra eylül enflasyonunda yansımalarını gördük ancak 20 puanı aşan ÜFE-TÜFE makasına bakacak olursak maliyet artışlarının önemli bir kısmı üreticide birikmiş durumda. ÜFE kanalı TÜFE açısından yukarı risk oluşturmaya devam ediyor. 2019 dezenflasyon sürecinin başlatılması için oldukça önemli olacak. Gelecek yıl fiyat artış hızının düşeceği belli bir seviye olacaktır, ancak enflasyona karşı proaktif para politikası duruşunun mevcut dinamiklerle uzun süre devam ettirilebileceğini öngörebiliriz. Bu bağlamda sıkı para politikası yaklaşımı ve 'şahin' duruşun devam ettirilmesini bekleriz. Merkez Bankası, enflasyonda kalıcı ve güvenilir düşüş trendi görmeden faizleri indirme yoluna gitmeyebilir ve 2019'un ikinci yarısına kalabilir."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com