Çanakkale
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Şener, Kurban Bayramı dolayısıyla kurban alacak ve satacak kişilerin alışılagelmiş pazarlıkları el sıkışarak değil, konuşarak yapması tavsiyesinde bulundu.
Şener, yaptığı açıklamada, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi ister istemez bir insan trafiği oluşacağını belirterek, bu trafiğin kurbanlık alıcıları, satıcıları, kurbanlıkların bakıcılarından da kaynaklanabileceğini ifade etti.
Alper Şener, "Kurbanlık hayvanların şehir ve giriş çıkışlarında bulunacakları yerleri belli olacağı için bunları satmaya gelenler, hayvanların bakımını yapacak kişiler yoğun olarak bir trafik yaratacak. Ayrıca bu hayvanları satın almak isteyenler bu yoğun trafiğe dahil olacak. Dolayısıyla birinci kısım ve en kritik yönü, bu insan trafiği dediğimiz kısmı." dedi.
Yoğunluğun verdiği tehlike nedeniyle maskesiz dolaşılmaması gerektiğine işaret eden Doç. Dr. Şener, şunları söyledi:
"Özellikle pazarlık aşamasında da klasik bir Türk adeti olarak tokalaşma ve sarılma gibi eylemlerden sakınmamız gerekiyor. Para alışverişlerinde ise el üzerinden değil, belki elektronik ortam tercih edilebilir.
Nakit paradan ziyade para aktarma ya da hesaptan para transferi şeklinde bir yol seçilebilir. Kurban pazarlığınızı el sıkışarak değil, bu süreçte konuşarak yapabilirsiniz. Çünkü para bu noktada tahminimizden fazla bir etken olarak karşımıza çıkıyor uzun vadede virüsün yayılımı anlamında.
Virüsün cansız yüzeyde uzun süre canlı kalabildiği ortaya çıktı, para buna önemli bir örnek. Çin, geçmiş dönemde yüklü miktardaki parayı imha etmek zorunda kalmıştı."
"Bayram ziyaretlerine dikkat"
Alper Şener, salgın sürecinde bayram ziyareti konusunda da aşırı titiz davranılması gerektiğine işaret ederek, insanların planlı ziyaretlere hazırlandığını hatırlattı.
Şener, "Büyüklerin ziyaretine gidilecek, toplu bayramlaşmalar olacak. Bu konuda belki kısıtlamalar gelebilir. Çünkü ciddi anlamda toplu bir hareket beklentisi bu. Hayvanların kesim alanları konusunda da kalabalıklaşma ciddi bir risk teşkil ediyor bence.
Bu konuda kritik risk diyebileceğimiz hayvan alışverişi, hayvan kesimi ve bayram ziyaretlerine ilişkin ek önlemler almamız gerekebilir diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"İnsan yoğunluğunu önlemek mümkün"
Bu süreçte salgının yayılımını engelleme anlamında insan yoğunluğunu önleminin mümkün olduğunu ve sayısal önlemlerin yayılımı azaltmakta fayda sağlayacağını anlatan Şener, şunları söyledi:
"Süreçte kalabalıklaşmayı azaltmak adı altında, insanları nasıl alışveriş merkezlerine sayısal anlamda bir önlemle içeriye alıyorsak metrekare anlamında bu açık alanda dahi olsa insan girişlerini sınırlandırmak gerekiyor. Yani içeride hayvan kesimi sırasında 10 kişi varsa eğer 11'inci kişiyi almamak gerekir. Bu bir önlem aslında. Alan geniş ise 100 kişi varsa 101'inci kişiyi almamalıyız.
Yani sonuç itibarıyla açık alan bile olsa şundan eminiz ki açık alanda da kalabalıklaştığımız zaman bulaş riski artıyor. Maskenin ve yüz siperliğinin koruyuculuğu uzun süre tartışıldı. Ama bugünkü sonuçlara bakıldığında kalabalık ortam virüsün yayılması için risk faktörü. Bu açık alanda da kapalı alanda da böyle aslında. Bizim kesinlikle kalabalıklaşmayı önlememiz gerekiyor.
Pazarlık aşamasında tokalaşma ve sarılma gibi aktivitelerden kesinlikle uzak durmak gerekiyor. Para transferini de elden ele değil bankalar aracılığıyla yapılması uygun olacak."
"Pazarlık temasına dikkat"
Türk insanlarının sıcakkanlı olduğunu, bunun da kurban pazarlığında klasik görüntüler oluşturduğunu kaydeden Şener, şöyle devam etti:
"Mümkün olduğunca aslında bu süreçte insanların birbirlerine temas etmemeleri gerekiyor. Nasıl dirsek temasıyla bir tokalaşma ya da selamlaşma için bir alternatif bulduysak, bence Türk insanı yaratıcıdır, kurban pazarlığı için de bir yöntem bulacaktır.
Alanında uzman bu konuda profesyonel olmuş alıcılar ve satıcılar daha net bir önlem bulabilirler. En kolay yöntem burada temastan kaçınmak ya da temasta bulunulmuş ise mutlaka el hijyeni yapmak."
"Kesim alanına az kişi girmeli"
Kesim alanları için de kişi sınırlaması getirilmesi gerektiğini, kesim alanı olarak uzun süredir mezbahaların kullanıldığını anımsatan Şener, "Bu süreçte açık alanda kesime izin verilmeyecektir diye düşünüyorum.
Belediyeler aracılığıyla oluşturulan mezbahalarda hem insanların kesim alanlara girişine engel olma anlamında, hem de virüsün yayılımını ve transferini engelleme noktasında biraz daha hassasiyet göstermemiz gerekecek gibi görünüyor." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com