Adana
Seyhan Devlet Hastanesi Marsa Kadın Hastalıkları ve Doğum Servisinde görev yapan ve bazıları Kovid-19'u da atlatan ebeler, meslek hayatında karşılaştıkları sıra dışı anılarını anlattı.
Servisteki ebelerden Şendağ Genç, 30 yıldır yeni bir canlının dünyaya gelmesine yardımcı olabilmek gibi güzel bir duyguya tanıklık etmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
İlk görev yerinin Hatay olduğunu ve ardından Kahramanmaraş'ta çalıştığını aktaran Genç, "İnsanların o sevinçlerini gördüğümüzde çok güzel bir duygu. O sevinçlerine ortak oluyorsunuz, yorgunluğunuzu unutuyorsunuz.
Yıllardır birçok doğuma tanıklık ettim. Unutamadığım, bir personel arkadaşımızın eşinin doğum sancısı başlamıştı o zaman köy sağlık ocağında çalışıyordum.
Görevimin ilk yıllarıydı, 18-19 yaşlarındaydım, elektrik kesintisi olmuştu, mum ışığında doğum yaptırmıştım." diye konuştu.
Emine Haytaoğlu da 29 yıllık meslek hayatında en zorlandığı anın iki doğumu aynı anda yaptırmak zorunda kalması olduğunu aktardı.
Hatay'da görev yaptığı dönemde iki eltinin aynı anda doğumuna şahitlik ettiğini belirten Haytaoğlu, "Aynı anda iki eltiyi doğurtmak zorunda kaldım.
Bir doğum diye gitmiştim, meğer eltisi de sancılanmış iki ev arasında gidip gelmek zorunda kaldım, iki çocuğu da aynı anda sağlıklı bir şekilde doğurtmuştum. O yeni doğan bebekleri elinize, kucağınıza almak, onlara ilk dokunan olmak çok farklı bir duygu, çok güzel, ebelikte en sevdiğim şey bu." ifadesini kullandı.
Rahime Doğan da 34 yıllık meslek hayatında birçok doğuma girdiğini, kimi zaman üzüntü kimi zaman mutluluk yaşadığını anlatarak, "İlk görev yerim Kars'ın Digor ilçesiydi. Kızakla doğuma gittim, üç gün dönemedim, bebeğimi de köylülere bıraktım." diye konuştu.
Kovid-19'u atlatıp göreve döndü
Yakalandığı Kovid-19'u atlatıp görevine dönen Hacer Çaylı, 32 yıldır işini severek yaptığını dile getirdi.
Çaylı, ebeliğin zorluğunun yanı sıra en mutlu anlara tanıklık etmesi açısından da çok güzel bir meslek olduğunu dile getirerek, "Ebelik, anlatılmaz yaşanır çünkü yeni bir canlının hayata gelmesine yardımcı olmak kadar mucize bir olay yok. Bu mesleği seçtiğim için de mutluyum." diye konuştu.
İlk görev yerinin Siirt'in bir köyü olduğunu aktaran Çaylı, burada 5 kilo 200 gram bir bebeğin sağlıklı şekilde dünyaya gelmesine tanıklık ettiğini ve o anki heyecanını hala unutamadığını anlattı.
Çaylı, hastalanan bir genç kız için de yağmurlu bir havada katırla müdahaleye gittiğini belirterek, "Hava çok yağmurlu, katırın üzerinde şemsiyeyle bir taraf uçurum ve hiç tanımadığım üç erkekle tek başıma gittim. Bir hafta orada kalmak zorunda kaldım.
Bu sürede tek yaptığım şey hastanın ateşini düşürmekti ama ben ondan sonra o bölgenin 'mucize insanı' ilan edildim, aslında yaptığım sadece bir dokunuştu." şeklinde konuştu.
Hatice Kaya da mesleğini 13 yıldır yaptığını, 10 yılın ardından da çok istediği annelik duygusunu ikiz bebekleriyle yaşadığını anlattı.
Yenidoğan servisinde çalışan Kaya, "İkizlerime çok geç sahip oldum, onlar benim mucize bebeklerim, 10 yıl sonra anne oldum.
Bir defa yenidoğandaki bebekleri kendimiz içselleştiriyoruz. Olsun ya da olmasın, evli ya da bekar olmak önemli değil, bizim bebeklerimiz gibi bakım verip tedavi yapıyoruz.
Onlara bakarken çok duygulanıyordum, 'Neden benim olmasın?' diye hep iç geçirdim, sonunda Rabb'im nasip etti." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com