“Ekrem Kahraman, Türk resim sanatının önemli ustalarından biridir” diyen Sanat ve Tasarım Fakültesi, Sanat Yönetim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Üstün İpek, “Ekrem Kahraman, 1980’lerin başından beri sürekli üretimi olup sergiler açan ve ressam kimliği ile Türk sanatında çok önemli yere sahip olan bir sanatçı.İstanbul Kültür Üniversitesi sanat galerisi İKÜSAG’ta sezonun 8’inci sergisini onun resimleriyle açtığımız için bugünkü etkinliği önemsiyoruz. Kendisini bir ressam olmanın ötesinde bir filozof olarak da tanımlayan hem eserleriyle hem yazılarıyla hem de edebi kimliğiyle Türk sanatına çok önemli katkılar sağlamış bir isimdir kendisi. Sergi, genellikle büyük boyutlu çalışmalardan oluşan ve onun genel tarzı içerisinde değerlendirebileceğimiz işlerden meydana gelmesi açısından son derece önemlidir” dedi.
“DUA, RESİMLERİME RENGİNİ, BİÇİMİNİ VEREN KAVRAMDIR”
Bu sergi büyük bir dizi diye sözlerine başlayan Ressam Ekrem Kahraman, “2002 yılında Taksim Atatürk Kültür Merkezi’nde ‘Ülkemi Geri İstiyoruz’ diye bir sergi açmıştım. Ülkemi geri istiyorum, bir temenniydi. Bugüne geldiğimiz zaman dua da bir dilek, temenni ve arzudur. Onun için ister tanrıdan, ister iktidardan, ister halktan, isterse entelektüel bir ortamdan sürekli olarak dünyanın, sanatın, kültürün ve bütün ahlaki değerlerin hepsiyle ilgili bir temenni arzusu beni çok fazla ilgilendirdi. Bu temenni, bugüne kadar bütün bu resimlere rengini, biçimini veren ana kavramdır. Özellikle 2002 yılından beri yaptığım çalışmalarda bu daha çok ön plana çıktı. Bugün,bütün Ortadoğu’da yeryüzü, sancılı bir şekilde kıvranıyor. Bununla ilgili halklar, politikacılar ve sanatçılar her şey,sanki onların dualarına kalmış gibi etki içerisinde. Benim bu resimlerim, kavramların dualara dönüştürülmüş halidir” şeklinde konuştu.
“DÜNYADAKİ KAOSTAN ÇIKMANIN YOLU, DİNLERİN ÖNEMSEDİĞİ DEĞERLERE GERİ DÖNMEKTEN GEÇER”
Dünyada sadece siyasi değil, ahlaki ve kültürel bir kaosun olduğunu söyleyen Kahraman, “Dünya bir dönem çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dine geçti. İkisi de Mezopotamya merkezli Ortadoğu’da oluşan bir şeydi. Bugün çok dikkat çekici bir şekilde insanlık yine Ortadoğu’da düğümlenmiş bir biçimde. Uzaktaki Amerika’da, kuzeydeki Rusya’da bütün Avrupa Birliği ülkeleri, bizim ülkemiz, hepsi Ortadoğu’da patlayan bombaların, ahlaki kaosun, insanlık trajedisinin merkezi durumunda. Dolayısıyla bu kaostan bütün dünya sorumludur. Bu kaostan çıkmanın yolu o ilk insani değerlere, dinlerin önemsediği değerlere tekrar dönmektir. Herkes kendi alanına çekilecek, kendi değer yargılarına dönecek. O zaman şunu fark edeceğiz; her ülke, diğer ülkeye saygılı olduğu sürece, birbirinin ayağını kaydırmaya çalışmadığı sürece, dünyadaki bu kanda bitecek.Ege Denizi’nde boğulan insanlar, çocuklarkendi ülkelerinde oldukları zaman çözülecektir” açıklamalarında bulundu.
dikGAZETE.com