Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ekonomide iyi bir konumdayız’’ dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Atakule’de gençlerle bir araya geldi. Arada moderatör ya da sunucu olmadan gençlerle konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlerle birlikteliği sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi Büşra Özbakır isimli öğrencinin ’’Son zamanlardaki döviz kurlarındaki hareketler bizi endişelendirmekte. Bu konudaki düşüncelerinizi merak ediyorum’’ sorusuna, ’’Bütün bunlar Batı’nın, başta Amerika’nın Türkiye’yi sıkıştırma operasyonlarıdır. Son olarak döviz, faiz, kur, bununla ilgili sıkıştırma operasyonları oldu, ters tepti. Şimdi Türk Lirası bulamıyorlar. Ödeme yapma noktasında bir sıkıntıya düştüler. Tam manasıyla iş ters döndü. Bunu yapamayınca da bir anda şu anda Türk Lirası pirim yaparken, dolar ciddi manada düşmeye başladı" yanıtını verdi.
Erdoğan, 31 Mart seçiminin genel seçim değil, yerel seçim olduğunu hatırlatarak, ’’Biz ekonomide iyi bir konumdayız. Seçimden sonra, seçimden sonra diyorlar. Şu anda uluslararası bu oyunu oynayan bankalar, bundan sonra seçim zamanları rapor açıklamayacağız demeye başladılar. Açıkla. Açıklasan ne yazar. Biz kendimize güveniyoruz, kendimize inanıyoruz. Bundan önce yaptınız, tutmadı. Gene tutmayacak. Çünkü bunların hepsi maalesef şu anda Türkiye’nin seçime giderken bir siyasi dayatmadır. Bu seçim genel seçim değil, bu seçim yerel seçim. Yerel seçimle siz kalkıp da Türkiye’ye ekonomik yaptırım uygulayamazsınız. Biz bu genel seçimde 4,5 sene vaktimiz var. 4,5 senelik bu süreç içerisinde de zaten Türkiye olarak biz yolculuğumuzu kararlı bir şekilde devam ettireceğiz. Başkanlık yeni sistem kabinemiz. Belediyeleri ile uyumlu olduğu zaman şehirlerimizin değişimi de çok daha farklı olacaktır. Burada bizim bir sıkıntımız var. O da nedir? Enflasyon meselesi. Enflasyonda düşüş hafif de olsa başladı. Burada tabii asıl sıkıntı faiz konusudur. Yani faizi aşağı düşürdükçe, enflasyon aşağı düşecektir. Asıl mesele faizdir. Köklü değişim oradan gelir. Piyasalardaki ürünleri de kontrol altında tutmamız lazım. Piyasadaki bu spekülatörleri terbiye etmemiz şart. Gidip bir yıl önceden tarlada benim üreticimin bütün varlığını satın alanlar var. Onlar daha sonra geliyorlar kendi vitrinlerinde çok farklı bir şekilde fahiş fiyatlarla satıyorlar. Eğer 31 Mart akşamına kadar bu iş yoluna girdi girdi, girmediği taktirde bir zamanlar olduğu gibi gerekirse biz tanzim satışlar noktasında adımımızı atacağız. Bunu da kimlerle yapacağız? Türkiye’de Esnaf Sanatkarlar Birliği var. Onlarla beraber oturacağız, konuşacağız. Onların da hitap ettiği küçük marketler var, zincir marketlerden öte. Bu küçük marketlerle de bu adımı atarız. Onun için bize zincir marketlerin yardımcı olması lazım. Bu devlet hepimizin, bu millet hepimizin. Öyleyse bu vatanda gelin el ele verelim, kazanalım. Fahiş fiyatlarla milleti sömürmeyelim, pazarlarda yeni çıkaracağımız hal yasasıyla da pazarlarda farklı bir adım da atmış olacağız’’ dedi.
’’CHP BURS, KREDİ OLAYINI ENGELLEYEN BİR CHP’DİR’’
Sağlık Bilimleri Üniversitesinden Rabia Keser isimli öğrencinin yaşlılara, kadınlara ve çocuklara sosyal hayatta birçok kolaylık sağlandığını, fakat uygulamalar eleştirildiğinde bu durumun kendilerini olumsuz olarak etkileyip etkilemediğini sorması üzerine "Üzmez dersek yalan olur’’ diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
’’Belediye başkanlığı zamanında İstanbul’da biz bu uygulamayı yaptık. Şimdi düşünüyorum bir defa 65 yaşındaki benim amcam veya teyzemiz, gece herhalde 7-8’den sonra otobüse biner mi? Bir yere gidecekse gündüz saatlerinde gider. Ben o zaman arkadaşlarıma dedim ki, ’Bunlara özel bir paso versek ve bu saatlerde gidecekleri yere, onların hayır dualarını almamızı sağlamaz mı arkadaşlar?’ Biz bu adımı artık o zaman. Sonra başbakanlığım döneminde bunu daha da yaygınlaştırdık. Buna katılmayan bazı CHP’li belediyeler oldu. İlk belediye başkanlığım döneminde burs olayına girdiğim zaman bunu Anayasa Mahkemesine CHP taşıdı. O zamanki Anayasa Mahkemesi bizim burs olayını yasakladı. Başbakan olduktan sonra bunu biz o dönemde tekrar gündeme getirdik ve burs, krediyi vermeye başladık. CHP’nin gençlikle münasebetleri noktasında aldananlar var. Bu CHP burs, kredi olayını engelleyen bir CHP’dir. Daha sonra biz mücadelemizi sürdürdük ve tekrar Anayasa Mahkemesinden de bunun önünü açtık, şimdi bunu Kredi Yurtlar Kurumu olarak da veriyoruz. Burada bizim yaşlılarımıza yönelik böyle bir yaklaşımı sağlamayan bir ana muhalefet var. Bunlar bizim her şeyimizi borçlu olduğumuz büyüklerimiz. Bunlara biz bu imkanları tanısak ne kaybederiz? Şu anda hızlı trenlerde bu tür destekleri veriyoruz. Bunlar engel olduğu zaman sadece üzülüyoruz.’’
’’BU ÜLKEDE YAPILANLAR VAR, BUNLARI NASIL GÖRMEMEZLİKTEN GELİRSİN?
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun Hatay ziyaretinde Hatay’da baraj olmadığı açıklamalarına ilişkin, ’’Geçen Hatay’a gidiyor. Hatay’da biz 6 baraj, 3 gölet yapmışız. Belediye başkanına soruyor; ’Burada diyor baraj var mı? Bu hükümet burada baraj yaptı mı?’ diyor. Belediye Başkanı da ’Baraj yok ki’ diyor. O da bunu çıkıyor anlatıyor. Bizim en başarılı olduğumuz alan, ki aklımda kaldığı kadarıyla 564 civarında baraj yapmışız biz bu dönem içerisinde. Yalancı olma, dürüst ol. Dürüst ol, niye yalan söylüyorsun? 17 yılda ne yaptınız ki diyor. 206 tane üniversite var bu ülkede. 76’dan aldık 206’ya çıkardık. Bunu inkar mı edeceksin? 6 bin kilometre bölünmüş yol vardı. Şimdi 26 bin kilometre bölünmüş yolumuz var, inkar mı edeceksin? Hızlı trenimiz var, inkar mı edeceksin? Belki de biniyor bilemem. Niye biniyor diye de sormam. Binmesinde fayda var. Bunların da faziletini görsün. Bu ülkede yapılanlar var, bunları nasıl görmemezlikten gelirsin? Onun için ne derlerse desinler’’ değerlendirmelerinde bulundu.
’’ETNİK MİLLİYETÇİLİĞİ HİZMET ALANINDA YIKMAMIZ LAZIM’’
Diyarbakır’dan gelen bir öğrenci de, Diyarbakır’da çok büyük yeniliklerin yapıldığını kaydederek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sanayinin geliştirilmesi açısından herhangi bir plan olup olmadığını sordu. Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun da diğer bölgeler olduğu gibi Türkiye’nin toprakları olduğunu ve bu bölgelerin kalkındırılması için her türlü çalışmaların yapılacağını vurgulayarak, ’’Diyarbakır’ın 20 yıl öncesini bilen birisiyim. Neydi ne oldu. Terör döneminde ne hale gelmişti, şimdi ne oldu? Bir önceki gidişimde, gelirken oranın kadayıfları meşhur. Bir tanesinde arkadaşlar duralım dediler, durduk. Bir anda orası yoğun bir ilgi alanına dönüştü. Çok dikkatimi çeken şey şuydu; 3 gidiş, 3 geliş. Bazı yerlerde 4 gidiş, 4 geliş. Gece aydınlatma olayı havalimanına giderken tek kelimeyle muhteşem olmuş bunlar. TOKİ’nin Diyarbakır’da yaptığı yatırımlar, yaklaşık 17-18 bini buldu. Dicle şu anda piknik alanları ile bambaşka hale geldi. Kurşunlu Camii’nin restorasyonu yapılıyor. Yapılacak çok işler var ama bizim derdimiz sadece Diyarbakır değil. Diyarbakır’ın bütün o çevrede olan iller önem arz ediyor. Şırnak’a da böyle yaptık. Güneydoğu’daki bütün illere gittim. Oralar da bizim topraklar. Diğer siyasilerin büyük bir çoğunluğu oralara gitmedi. Siirt’e gittik ve orada da yapılanmalar gayet güzel bir şekilde devam ediyor. Bütün bunlarla beraber Türkiye bu değişim dönüşümü yaşarken hala bunun farkında olmayanlar var. Bir şey daha var. Oyunu verirken hizmete bakmayıp, ideolojik yaklaşım içerisinde olanlar var. Ben Kürdüm, dolayısıyla sadece Kürde oy veririm. Ben Türküm sadece Türk’e oy veririm. Ben Lazım, sadece Laza oy veririm. Bana göre bu anlayış doğru bir anlayış değil. Etnik milliyetçiliği hizmet alanında yıkmamız lazım. Zira marifet iltifata tabidir. Bize en iyi hizmeti kim getirecekse ona desteğimi veririm’’ dedi.
’’İSTEDİĞİMİZ KADAR MİLLETVEKİLİ ÇIKMIYOR DİYE DİYARBAKIR’I BİR KENARA KOYAMADIK’’
Diyarbakır’a 33 bin kişilik bir stadyum yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, ’’Diyarbakır Belediyesinin önünde günlerce, haftalarca, aylarca anneler yattı, ağladı. Niye? 13, 14, 15 yaşındaki kızlar Kandil’e kaçırıldı. Onları orada taciz ettiler, hala aynı şeyler yapılıyor. Bakıyorsunuz ki bazıları hala bunlardan vazgeçemiyor. Sizin sorunuzun cevabı da burada. Ben buna üzülüyorum. Biz şehirlerimizin gelişmesine özellikle katkıda bulunuyoruz. Bu milletin imkanlarının buralara harcanmasını istiyoruz. Çünkü benim milletim niçin Batı’nın en gelişmiş ülkelerinde yaşayan insanlarının modern yaşam şekillerine ulaşmasın. Onlar geriliyor. Biz de aksine çıkıştayız. Farkımız bu. Geç de olsa onlar da bunu fark edecek. Şimdi oraya gidenler buraya geldikleri zaman benim ülkem değişti diyorlar. Eski Türkiye artık yok diyorlar. Eski Şırnak da yok, eski Siirt de yok, Diyarbakır da yok. Hepsi değişiyor. Bunlardan endişeniz olmasın. Diyarbakır’a muhteşem bir stadyum yaptık. Buradan bize istediğimiz kadar milletvekili çıkmıyor diye Diyarbakır’ı bir kenara koyamadık. Diyarbakır bu kadar nüfusa 33 bin kişilik bir stadyum yakışır dedik ve oraya kalktık stadyum yaptık, yapacağız’’ şeklinde konuştu.
(Derya Yetim - İlker Turak - Yağmur Yıldız - Seda Kahramantürk/İHA)