İSTANBUL (AA) - Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, "Belirsizlikler içinde bugüne ilişkin riskleri yürütürken değişim dinamiklerine eşlik eden fırsatları da görüyor ve yarın için hazırlanıyoruz. Zira Koç Topluluğu vizyonerdir. Kısa vadeli dalgalanmalar, bizi uzun dönemli hedeflerimize odaklanmaktan alıkoyamaz." ifadelerini kulandı. Koç Topluluğu Yayını Bizden Haberler Dergisi'nin Ocak 2020 sayısında, "33. Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı"na katılan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç'un konuşmalarına yer verildi. "Zor ve çetin bir sene" olarak nitelendirdiği 2019 yılını, dünyadaki ve Türkiye'deki gelişmeler ışığında değerlendiren Ömer Koç, uzunca bir dönem hızlı esen küreselleşme rüzgarlarının yerini bugün ticaret savaşlarının ve korumacı politikaların aldığını dile getirdi. Amerika'nın 2019 yılında gümrük vergilerini artırdığını ve içe dönük politikalar benimsediğini anımsatan Koç, "2019’un Avrupa Birliği’nde ise üye ülkelerdeki her seçim, AB karşıtlarının, ırkçıların, popülistlerin ne kadar oy alacağı endişesiyle takip ediliyor. İngiltere’de siyasetçiler basiretsizlikleri nedeniyle sürüklendikleri 'Brexit Çıkmazı'nı üç buçuk senedir küresel ekonomiyi etkileyen büyük bir kaosa dönüştürmeyi başardılar." değerlendirmesinde bulundu. Ömer Koç, dünyayı etkisine alan sokak eylemlerine de değindi. 2019 yılında dünyanın her kıtasında en müreffeh ve medeni ülkelerden yoksulluk ve bağnazlığın pençesinde kıvranan coğrafyalara kadar yüz binlerce insanın sokaklara çıktığını kaydeden Koç, "Onları isyan ettiren sebepler farklı olsa da küresel ölçekte özellikle, gençler arasında yayılan mutsuzluğu gelecek açısından fevkalade endişe verici ortak bir payda olarak görüyorum." ifadesini kullandı. - "En önemli konu ABD'deki başkanlık seçimleri" Bu sene herkesin takip edeceği en önemli konunun 3 Kasım'da Amerika'daki başkanlık seçimleri olduğunu dile getiren Koç, "ABD’de tarihin en uzun büyüme dönemi yaşanıyor. İşsizlik oranı da son 50 yılın en düşük seviyesinde. Buna rağmen ekonominin istikbalinden endişe duyan Fed, 2019'da faizleri üç defa indirdi. Kısaca Atlantik'in batısında belirsizlik hakim. Avrupa ekonomisine gelince o da hiç parlak değil. 2018'de yüzde 1,9’luk büyüme, 2019’da yüzde 1,2’ye düştü. 2020’de yüzde 1,4’e yükselmesi beklense de anlaşmasız Brexit durumunda daha vahim bir hal alacağı da kuvvetle muhtemel." değerlendirmesinde bulundu. Ömer Koç, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde'nin politikaları ile İngiltere'deki seçim sonuçlarının Türkiye'yi nasıl etkileyeceğine değindi. Brexit riskinin şimdilik azalmış görünse de süreci yakından takip etmekte fayda olduğuna dikkati çeken Koç, "Birleşmiş Milletler'in nisan ayında yayınladığı raporda anlaşmasız Brexit halinde tüm dünyada en çok zarar görecek ülkelerden biri de Türkiye olacak. Buna göre 2,5 milyar dolarlık ihracat kaybı öngörülüyor” yorumunu yaptı ve “Bu durumda Birleşik Krallık'ın, ülkemizin ticaret fazlası verdiği nadir ülkelerden biri ve Koç Holding’in de bu performansındaki rolünü düşünürsek, durumun ciddiyeti aşikar." ifadelerini kullandı. 2019 yılının aynı zamanda sosyalist piyasa ekonomisi açılımıyla kendine özgü bir model oluşturan Çin'deki ekonomik reformun 40'ıncı yıl dönümü olduğunu aktaran Koç, 1979'a kadar ortalama yüzde 3 büyüyen Çin ekonomisinin, 40 yıldır ortalama neredeyse yüzde 10 büyüdüğünü, 1979'da dünya ekonomisinin yüzde 2'si iken şimdi yüzde 16'sına tekabül ettiğini bildirdi. - "Ekonomik büyümemizin binde 5 olması bekleniyor" Koç, ticaret savaşları ve Brexit’in etkilerinin Türkiye ekonomisinde de hissedildiğini belirterek, yavaşlayan küresel ekonominin ihracat açısından elverişli görünmediğini dile getirdi. 2019 yılının ilk 10 ayında en büyük dış pazar olan Almanya'ya ihracatın yüzde 5 azaldığını, yılın son çeyreğinde ise ekonomide daha olumlu bir hava estiğini aktaran Koç, "İç piyasada da topluluğumuz açısından önemli sektörlerde daralma yaşanıyor. 2019’un ilk 9 aylık döneminde Türkiye ekonomisi küçüldü. Ancak geçen sene ağustos ayında piyasalardaki dalgalanma ile başlayan ekonomik zorluklar bugün itibarıyla nispeten hafiflemiş görünüyor. Hükümetin büyümeyi önceliklendiren politikalara katkısıyla bu yılın son çeyreğinde ekonominin bir miktar hız kazanacağı tahmin ediliyor. 2019 yılının tümünde ekonomik büyümenin binde 5 civarında olması bekleniyor." ifadelerini kullandı. Koç, şunları aktardı: "'Coğrafya insanın kaderidir' sözünde bir haklılık olsa da Türkiye herhangi bir ülke değil. Bu gerçeği asla unutmayacak, umudumuzu hiçbir zaman yitirmeyeceğiz. Ayrıca en iyi sizler biliyorsunuz ki Koç Topluluğu da herhangi bir topluluk değil. Belirsizlikler içinde bugüne ilişkin riskleri yürütürken, değişim dinamiklerine eşlik eden fırsatları da görüyor ve yarın için hazırlanıyoruz. Zira Koç Topluluğu vizyonerdir. Kısa vadeli dalgalanmalar, bizi uzun dönemli hedeflerimize odaklanmaktan alıkoyamaz. Yurt içinde ve yurt dışında yaşanan ekonomik ve siyasal belirsizliklere rağmen ülkemiz sanayisine en fazla yatırım yapan topluluk olmayı gururla sürdürüyoruz." - "Topluluğumuzun yarattığı kombine ciro, Türkiye milli gelirinin yüzde 8'ine denk geliyor" Koç, şirketin yatırımlarına ve faaliyetlerine de değindi. Son 5 yılda, 38 milyar lira yatırım yaptıklarını belirten Ömer Koç, şunları kaydetti: "Topluluğumuzun yarattığı kombine ciro, Türkiye milli gelirinin yüzde 8'ine denk geliyor. Şirketlerimiz ülkemizdeki ihracatın yüzde 10'unu gerçekleştirmekte. 2019 yılında dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik durgunluk ve politik gelişmelerle içinde bulunduğumuz şartların olumsuzluğu düşünüldüğünde yine de memnuniyet verici bir netice olduğunu söylemeliyim. Memleketimizin ekonomisi için elimizden gelen bütün gayreti göstermenin ötesinde ülkemizden kazandığımızı insanımızla paylaşmayı ‘üstümüze vazife’ addediyoruz." - "Plastiğe alternatif üretmeye veya döngüsel sistemler kurmaya kadar çeşitli çalışmalar yapılıyor" Son yıllarda küresel odak haline gelen iklim değişikliği ve çevre alanında mevcut düzenlemelere uyum sağlamanın yetmeyeceğini belirten Ömer Koç, şu değerlendirmede bulundu:
“Ana sponsoru olduğumuz İstanbul Bienali'nin bu yılki temasının denizlerdeki plastik atık sorununa işaret eden 'Yedinci Kıta' olması elbette tesadüf değil. Bu girişimimizin ne kadar ses getirdiğini ve toplumsal farkındalığın artırılmasına nasıl hizmet ettiğini düşünmekte fayda var. Şirketlerimizde plastik kullanımının azaltılmasından plastiğe alternatif üretmeye veya döngüsel sistemler kurmaya kadar çeşitli çalışmalar yapılıyor. Önümüzdeki dönemde sizlerin liderliğiyle bu çalışmaları başarıyla hayata geçireceğimize eminim."