Kolon kanseri görülme sıklığı bakımından tüm kanserler arasında 4.sırada yer aldığını dile getiren Eryılmaz, “Kolon kanseri erkek ve kadınlarda eşit oranlarda görülür. Dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon yeni vakıa teşhis edilmekte ve kolon kanserine bağlı 500 bin ölüm bildirilmektedir. Dünya sağlık örgütü kayıtlarına göre her yıl teşhis konulan yeni vakıa sayısı 800 bin civarındadır" dedi.
Kolon kanserinin nedeni kesin olarak bilinmediğini ancak etkili olan bazı çevresel ve genetik nedenlerin bulunduğunu belirten Eryılmaz, "Epidemiyolojik çalışmalarda kolon kanserin yüksek yağ ve düşük fiber içeren diyetle beslenen toplumlarda daha sık görüldüğünü göstermiştir. Kalıtsal etkenler bu konuda büyük öneme sahiptir. Ailesinde kolon kanseri olan kişilerde kansere yakalanma ihtimali normalden daha yüksektir. Ayrıca daha önceden meme ve yumurtalık kanserini geçirmiş kişilerde ve ailelerinde kolon kanseri sıklığı daha fazladır. Gardner sendromu ve ailesel polipozis hastalığı kalıtsal hastalıklardır ve sıklıkla kolon kanserine neden olmaktadır. Bunların dışında ülseratif kolit ve crohn hastalığı da kolon kanseri ihtimalini arttırır. Kolon kanserinin oluşmasında hayvansal yağların tüketiminin etkili olduğu araştırmalar sonucu saptanmıştır. Ayrıca bazı kimyasal maddeler kanser nedenleri arasındadır. Sanayi işçilerinde, bazı fabrikalarda çalışanlarda kolon kanseri görülmesi kimyasal maddelerin etkisini ortaya koymaktadır. Kolon kanseri belirtileri arasında, karında dolgunluk hissi, karın ağrısı, iştahsızlık, kilo kaybı, halsizlik ve yorgunluk görülebilir. Bazen ishal ve bazende kabızlık görülebilir. Bazen büyük abdestte kan gelebilir. Bu tip şikayetlerin olması halinde hastanın mutlaka incelenmesini gerekmektedir” şeklinde konuştu. Kolon kanseri tanısının günümüzde oldukça kolay olduğunu dile getiren Eryılmaz, “Kolonoskopi ile hastanın bütün kalın bağırsağı görüntülenir. Bu sırada, polip varsa alınır ve incelenir. Risk altındaki kişiler ve polip alınan kişiler kolonoskopi ile takip edilir. Doktorun gerekli gördüğü sıklıkta bu işlem tekrarlanmalıdır. Ayrıca gaitada gizli kan araştırılır. Yani dışkıda kan arama yöntemi ile dışkıda saptanması zor olan az miktardaki kanamalar saptanır. Bunların dışında gerekirse bağırsaktan biyopsi alınır ve incelenir” ifadelerini kullandı. Kolon kanserinden korunma yollarını anlatan Eryılmaz, “Fazla lifli besinlerin tercih edilmesi kolon kanseri görülme sıklığını azaltmaktadır. Çünkü bu maddeler, kanserojen maddelerin yoğunluğunu azaltmaktadır. Yağlı besinlerle kolon kanseri arasında doğrudan ilişki vardır. Fazla miktarda kırmızı et ve yağlı besinler kolon kanseri ihtimalini arttırmaktadır. Bu nedenle bu besinlerin az miktarlarda tüketilmesinde fayda vardır. Kolon kanserinden korunmanın bir diğer yolu ise düzenli kontroller yaptırmaktır. Yapılan muayene ve kolon görüntüleme yöntemleri hastalığı önlemek veya erken tanı koymak için gereklidir. Özellikle ailesinde kolon kanseri olanların ve risk altındaki kişilerin yaptırması gerekir” diye konuştu.
dikGAZETE.com