İtalya’nın önde gelen haftalık dergilerinden 'Ora', uzun yıllardır İtalya’da yaşayan, Türk spor basınının yakından tanıdığı duayen gazeteci Dündar Keşaplı ile özel bir röportaj yaptı. Romalı meslektaşlarının, ‘girişken, sosyal ilişkileri güçlü ve başarılı’ çalışmaları sebebiyle kendisine “İtalya’daki dış basının kralı” lakabını takan Keşaplı, Ora’ya, Türkiye’de son dönemde yaşanan gelişmelerden İtalya-Türkiye ilişkilerine bir çok konuyu değerlendirdi. Röportajın giriş yazısında Keşaplı için ‘Türkiye ve Ortadoğu bölgesini, insanların sorunlarını iyi bilen, televizyon kanallarının aradığı isim’ değerlendirmesi yapıldı. Bugüne kadar pek çok özel habere imzasını atan Keşaplı’nın, politikaya olan tutkusuyla parlamento muhabirleri arasında tanındığı ve buna ek olarak spora olan tutkusuyla 2009 yılından beri İtalyan Spor Yazarları Derneği Roma Şubesi’nin yönetim kurulunda görev yaptığı anlatıldı.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan kısa sürede normale dönüşü sağladı" Türkiye’deki son durumun ne olduğu sorusuyla başlayan röportajda Keşaplı, "Ben Temmuz ayında, ailemle ve yakınlarımla bir arada olmak için Türkiye’de bulunuyordum. Tam 15 Temmuz günü ise Samuel Eto’o’nun Antalya’daki özel futbol turnuvası için bu kentteydim ve o akşam Türk devletine, Türk halkına karşına bir hareket baş gösterdi, yani darbe girişimi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, olaylar karşısındaki hazırcevaplılığı, becerisiyle ülkede iç savaşı önledi ve kısa sürede normale dönüşü sağladı" dedi.
"Üzücü olan Erdoğan’ın Avrupalı liderlerden aradığı desteği bulamaması" "Burada üzücü olan şey ise böylesine dramatik bir durumdan geçilirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, birçok Avrupalı liderden aradığı desteği bulamaması oldu" diyen Keşaplı, "Uluslararası basın Türkiye’nin normale dönüşüne destek olmadı mı?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Ne yazık ki olmadı. Türkiye’nin siyasi ve sosyolojik gerçeğini bilmeden önyargılar üzerinden hareket edildi." Türk gazeteci, her ülkede olduğu gibi kendi ülkesinde de bazı sorunlar olduğunu ama yine de Türkiye'de pek çok grubun bir arada yaşama örneği gösterdiğini aktararak, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye için yaptıkları yadsınamaz" diye konuştu. Keşaplı, Türkiye’deki nüfusun yüzde 95’inin Müslüman olduğunu ama Katolik, Ortodoks, Musevi herkesin barış içinde yaşadığını da ekledi.
"Erdoğan ne yaptı?" "Erdoğan ne yaptı?" sorusu üzerine ise Dündar Keşaplı, Türk cumhurbaşkanının ülkesi için farklı alanlarda birçok hizmette bulunduğunu anlatarak, "Başta sağlıkta olmak üzere bugün pek çok dünya vatandaşı tedavi olmak için Türkiye’ye geliyor. Son 10 yılda karayolları ağı büyük gelişim gösterdi. Suçla mücadele etti. İstanbul’a mega bir havaalanı yapmakta. Son olarak Asya ve Avrupa arasında iki büyük köprü inşa etti" dedi.
Türkiye ile İtalya arasındaki farklar 30 yıldır yaşadığı İtalya ile ülkesi Türkiye arasında ne tür farklar gördüğü sorulan Keşaplı, "Bana göre, çok benzer yanları var. İtalya kendine has, çekici bir ülke. Türkiye’nin de hayran olunacak pek çok yanı var. İtalyan modası örneğin, aralarında Türkiye’nin de olduğu birçok ülkeyi etkilemiştir. Türk ve İtalyan halkları arasında büyük bir saygı olduğunu söyleyebilirim. Buna ek olarak mesela bizim havayolları firmamız olan THY’nin İtalya’da 10 noktaya uçuşu var. İtalyanlar, kendi paylarına Türkiye’ye gelirken konfor ve güvenin bir araya geldiği THY’yi tercih ediyorlar" yanıtını verdi.
Türkiye-AB ilişkileri Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine kendi hayatından örneklerle değinen Keşaplı, 30 yıl önce basketbol oynama ve bir ABD üniversitesine gitme hayaliyle Türkiye’den ayrıldığını belirterek, şunları kaydetti: "Kader, beni İtalya’ya getirdi. Biz de ‘Nerede doğduğun değil, nerede karnını doyurduğun önemlidir’ deyişi vardır ve çok önemlidir. Bugün, Roma’da yaşadığım onlarca önemli yıl sebebiyle çok mutluyum ki, yine bu şehirde gazetecilik bakımından çok önemli bir kariyere sahip oldum. Senelerdir, pek çok önemli Türk kanalı ve gazetesi için çalışıyorum ve Rai, SKYTG24 ve TGCOM gibi kanallarla sürekli olarak işbirliği içerisindeyim. Bunca yıllık çalışmalarımın karşılığında geçen baharda, en iyi yurtdışı muhabirlerine verilen prestij ödülü Altın Palmiye’ye layık görüldüm. Avrupa’da gençliğimden beri düşlediğim pek çok şeyi buldum. Bunların arasında ilk olarak eşim Susanna Arena’dan bahsetmeliyim. O bana her zaman yakın oldu. Kişisel olarak baktığımızda, benim Avrupa ile ilişkilerim, görüldüğü üzere iyi. Başka bir şey söyleyemem. AB, bizim ülkemize yönelik siyasi açıdan pek çok hata yaptı ama buna rağmen, ben yine kısa zamanda ileriye birlikte gitmek için bir çözüm bulunacaktır diye inanıyorum."
dikGAZETE.com