İSTANBUL
Suriye Nur Derneği ve Suriye Dernekler Platformu Başkanı Mehdi Davut, Suriye'de devam eden savaşa ilişkin, "Suriyelilerin de hayat hakkı var, neden biz özgürce yaşayamıyoruz? Neden üstümüzde bu kadar baskı var? Bu soru ve sorunların ardına baktığımız zaman ortaya İsrail çıkıyor. İsrail'in huzuru için bu kadar insan yerinden yurdundan ediliyor. İsrail'in rahatça petrol emmesi için Esed rejimi gibi bir rejimin ve zulmün olması lazım ki bu insanlar ne Filistin'i, ne Türkiye'yi ne de Lübnan'ı düşünsünler. Kendi ekmeğinden başka derdi olmayan halk oluşturacak bir rejim istiyorlar." dedi.
Davut, 15 Mart 2011'de Suriye'de başlayan iç savaşın 7'nci yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, üniversiteyi Türkiye'de bitirip doktorluk yapmaya başladığını belirterek, iç savaştan kaçan mültecilerin sorunlarını gidermek için dernekte çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Davut, Suriye'de vahşice devam eden savaşın, bir an evvel bitmesi için dua ettiğini anlatarak, "Tarihte baktığımız zaman hiçbir savaşın sonsuza kadar devam etmediğini görüyoruz. Bosna Hersek, buna en yakın örnektir. Türkiye çok güzel bir ülke ama insan, en güzel yerde de yaşasa, başka bir yer, kendi yetiştiği topraklarından daha güzel olamaz. Büyüdüğüm yer belki Fatih semtinin iki sokağı kadar bakkalı, camisi olan içinde hiçbir özellik barındırmayan bir yerdi. Şimdi doktorum, pek çok imkana sahibim, çok güzel bir ülke ve şehirde yaşıyorum ama eğer seçme hakkım olsaydı ve Suriye'de özgürce yaşayabileceğime inansaydım, Suriye'ye giderdim" dedi.
"Suriye'de devam ettirilen savaş oyununun sahibi uluslararası güçler, devletler ve STK'lardır..."
Davut, babalarının yaşadığı zulme karşı sessizliğinin bedelini, şimdi çocuklarının ödediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Suriye ile alakalı hala rüyalarımıza giren hatıralar var, aslında bir parçamız hala Suriye'de duruyor. Platform ve dernek başkanı olduğum için sürekli uluslararası STK'lara sesleniyoruz ama şahsen onlardan umudumu kestiğimi belirtmek isterim.
Çünkü Suriye'de devam ettirilen savaş oyununun sahibi uluslararası güçler, devletler ve STK'lardır. Yine de üzerimizden yük gitsin diye bizim yaşadığımızı yaşayan halka, özellikle Avrupa'ya çünkü yıllarca savaşın ortasında kaldığı için savaşın çocukları şimdi ülkelere hükmettikleri için onlara seslenmek istiyorum.
Diyorum ki Suriyelilerin de hayat hakkı var, neden biz özgürce yaşayamıyoruz? Neden üstümüzde bu kadar baskı var? Bu soru ve sorunların ardına baktığımız zaman ortaya İsrail çıkıyor. İsrail'in huzuru için bu kadar insan yerinden yurdundan ediliyor.
İsrail'in rahatça petrol emmesi için Esed rejimi gibi bir rejimin ve zulmün olması lazım ki bu insanlar ne Filistin'i, ne Türkiye'yi ne de Lübnan'ı düşünsünler. Kendi ekmeğinden başka derdi olmayan halk oluşturacak bir rejim istiyorlar."
Türkiye üzerinde ciddi oyunlar oynandığını, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi esnasında yaşananların, oyunun görünen küçük bir kısmı olduğunu vurgulayan Mehdi Davut, "Allah'ın rahmetiyle Türkiye ayakta duruyor. 15 Temmuz'dan sonra Türkiye, ne 15 Temmuzlar atlattı. Şimdi de Afrin'de Türkiye'yi çökertmek için nasıl oyunların oynandığını, bölgeyi iyi bilen biri olarak çok iyi görüyoruz. Türkiye şu an İslam alemi için bir sembol ve liderliği temsil ediyor. İnşallah Türkiye'nin öncülüğü, İslam alemi için ümmetin ziyneti ve güzel bir oluşumla kutlanır." ifadelerini kullandı.
"Türklere, 'Araplar haindir', Suriyelilere 'Osmanlı, 400 sene sizi işgal ve zulmetti..' dediler"
Osmanlı Dönemi'nde yaşanan Türkiye ile Suriye'nin ortak kültüre sahip olduğunu hatırlatan Davut, Osmanlı Devleti'nin yıkılmasıyla iki ülke arasına çekilen sınırla beraber iki ülke halkına nifak tuhumlarının ekildiğini dile getirerek, "Sınırlar çekildikten sonra Türklere, 'Araplar haindir', Suriyelilere de 'Osmanlı, 400 sene boyunca sizi işgal etti, zulmetti..' diyerek, kendi yaptıklarını, Osmanlı'nın sırtına yapıştırdılar." görüşünü dile getirdi.
Davut, Osmanlı Devleti'ne atılan iftiranın, bütün Suriyeliler tarafınca bilindiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Suriyeliler, zalim bir rejimde yaşadıkları için tarihi bilginin yanlış olduğunu bildikleri halde kimse sesini çıkartamıyordu. Ülke bölünse bile halklar yerinde kaldığı için Osmanlı'nın memuru olan insanların da gerçeklerin ne kadarını anlattığı tartışılır. Baas rejimi geldikten sonra tarihi tamamen değiştirdi. Tarih kitaplarında Osmanlı Devleti'nin anlatıldığı bölümlerde 'Osmanlı işgali' diye yazıyordu.
Yeni nesile ise Türkiye, işgalci olarak anlatılıyordu hatta sadece Türkiye değil, Suriye'nin gerçek tarihini de yeni nesil bilmiyordu. 1982'de Hama'da bir katliam olduğunu babam bana anlatmadı,
Türkiye'ye geldikten yıllar sonra kendim öğrendim. Hama'ya gittiğimde insanlara sorduğum zaman korktukları için bana, 'Öyle bir şey yok, olmadı' diye cevap verdiler. Hatta bazıları da 'Sen hangi kafayla gidip bu soruyu soruyorsun, seni ve sana cevap vereni de alırlar içeri...' diye uyaranlar olmuştu. Düşünün, böyle sıkı bir istibdat rejimi vardı."
Davut, Suriyelilerin yalanlara inanmasa bile korku nedeniyle sessiz kaldıklarının altını çizerek, "Eğer gerçekler bilinmeseydi, Suriyeliler, rejimin uydurduğu yalanlara inansaydı, şimdi Türkiye'ye nasıl sığınırdı? Türkler bilmez belki ama Irak ile Suriye arasında gerçek bir sınır yoktur ve Irak'a geçmek daha kolaydır ama buna rağmen, Irak'ta yaşanan sıkıntıları bildikleri için Türkiye'ye geldiler." açıklamasında bulundu.
"CNN ve BBC olmak üzere medyada, PKK'nın propagandası yapılıyor"
Dernek kanalıyla gerçekleştirdikleri eğitim ve sağlık çalışmalarını 2 milyon Suriyeliye ulaştırdıkları için mutlu olduğunu aktaran Davut, "Çalışmalarımızı yaparken Türk devleti, bakanlıklar ve sivil toplum kuruluşları, projelerimizi hayata geçirirken bize destek verdiler." ifadelerini kullanarak, emek ve destek veren yetkililere teşekkür etti.
Davut, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin ilçe merkezine ilerleyen Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO), teröristleri bölgeden uzaklaştırmak için canla-başla çalıştıklarını dile getirerek, şunları söyledi:
"Türkiye'ye, Afrin'de tuzak kuruldu ama Türkiye temkinli davrandı çünkü Türkiye, kendisine kurulan tuzağı ve uluslararası güçlerin amacının kendisini zayıflatmak ve çökermek olduğunu biliyor.
Amerika'nın kurduğu oyunların farkında, inşallah Türkiye bu operasyondan başarıyla çıkar çünkü sınırındaki ülke ne kadar güçlü olursa, siz de o kadar güçlü olursunuz.
Eğer sıkıntı ve problemli bir komşunuz varsa, siz de o ölçüde huzur sahibi olabilirsiniz. PKK'yı destekleyen, başta CNN ve BBC olmak üzere medyada, sürekli PKK'nın propagandası yapılıyor ve PYD-PKK'ya karşı olan Suriyeli Kürtler medyadan uzak tutuluyor, sesi duyurulmuyor.
Sanki Suriye'deki Kürtlerin yüzde 80'ni PKK'lı gibi lanse ediliyor, aslında gerçek bu değil. PKK-PYD ile hareket eden Kürtlerin sayısının çok az olduğunu biz söylüyorduk ama kimse inanmıyordu.
Şimdi Afrin operasyonunda, halkın Türk ordusuna olan yaklaşımını, askerlere gül attığını, özellikle Cinderesi alındıktan sonra orada yaşayan sivillerin tepkisini gördük. Afrin, tamamen temizlendikten sonra gerçek rakamlar ve teröristlere destek veren Suriyeliler ne kadarmış görülecek ve iddia edilen sayı net bir şekilde ortaya çıkacak."
Rejime karşı olan Suriyelilerin "iç savaş" tanımlamasını kabul etmediğini belirten Davut, "Suriye'de bir ayaklanma yaşandı ve bu ayaklanma hala devam ediyor, Esed rejimi düşünceye kadar da devam edecek. Şu anda Suriye'nin yüzde 75'i devrimcilerin elinde fakat uluslararası ve zalimlerle beraber olan güçler, Suriyeli halkın yanında durmadıkları gibi yardım etmek yerine köstek oluyorlar. Onun için şu an savaş hala devam ediyor" dedi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com