Ankara
Adıyamanlı Muhammed Dinçer, deprem anında yaşadıklarını ve tedavi sürecini AA muhabirine anlattı.
Adıyaman'da ailesiyle birlikte yaşayan Dinçer, oturdukları binanın 5 katlı olduğunu aktardı. Deprem günü kar yağdığını, havanın da çok soğuk olduğunu belirten Dinçer, deprem anlarını şöyle anlattı:
"Uyurken birden sanki biri beni havaya fırlattı. Kardeşlerim odalarında yatıyordu, hemen onların yanına koştum. Kardeşlerimin üstüne atladığım gibi her yer yıkıldı. Üç kardeşim vardı, 18 yaşında biri erkek biri kız ikiz ve bir de 24 yaşında ablam vardı. Babam da yatak odasında yatıyordu, onun hiç sesini duymadım. Annem il dışındaydı. Gözlerimi açtığımda bir kardeşim uyanıktı, onunla konuştuk, bilincini açık tutmaya çalıştım ama bir süre sonra bilincini kaybetti ve vefat etti. Üç kardeşim de yanımdaydı. Yaşam üçgenimiz yoktu, sadece başım dışarıda, kalan tüm vücudum enkaz altındaydı. Zor nefes alabiliyordum. Kardeşimin birini ellerimle kazıyarak enkaz altındayken ben çıkarttım. Babamın cansız bedenini de depremin yedinci günü çıkartmışlar."
Sağ bacağının üzerine düşen kolon sebebiyle kıpırdayamadığını söyleyen Dinçer, Adıyaman'da olmayan annesinin yaşadığı düşüncesiyle enkaz altında hayata tutunduğunu dile getirdi.
"Altı kişilik ailemden geriye annem ve ben kaldık"
Dinçer, ailesinin cansız bedenleri yanındayken hayata tutunmaya çalışmanın çok zor olduğunu vurguladı. Depremden yaklaşık 48 saat sonra gönüllülerce enkazdan çıkarıldığını söyleyen Dinçer, "Enkazdan doğum günümde çıkarıldım. Doğum günümde enkazdan çıkarılmak tekrar bir doğum oldu benim için, yeniden hayata geldim." diye konuştu.
Annesinin depremi duyar duymaz Adıyaman'a geldiğini ifade eden Dinçer, "Annem yanıma geldiğinde ben gökyüzüne bakmaya başladım, annem beni hayata bağladı. Altı kişilik ailemden geriye annem ve ben kaldık. Artık, anneme nasıl bir hayat sunabileceğimi düşünüyorum. Mücadelem annem için." dedi.
"Sırt sırta vererek hayata tutunacağız"
Dinçer, enkazdan çıkarıldıktan sonra götürüldüğü Adıyaman'daki hastanede 10 Şubat'ta bacağının ampüte edildiğini, bir gün sonra da Ankara'ya sevk edildiğini anlattı ve şunları söyledi:
"20 Mart'ta fizik tedavi sürecim başladı. Umudumu kaybetmiştim ama doktorlar ve tüm sağlık çalışanları tekrar hayata tutunmamı sağladı.
Fizik tedavi sürecimle birlikte sporla ilgilenmeye başladım. Okulumu bitirip antrenör olmak istiyorum. Basketbolla ilgileniyorum. Gençlik ve Spor Bakanlığının düzenlediği etkinliklerde spor dallarıyla tanıştım ve basketbolu seçtim. Bundan sonra ampüte basketbol ile profesyonel olarak ilgileneceğim. Annem benim, ben onun arkasında olduğum için sırt sırta vererek hayata tutunacağız. "
Dinçer, depremin dünyaya bakışını değiştirdiğini, artık zamanın ne kadar kıymetli olduğunu çok daha iyi anladığını söyledi.
Hayatın mücadele olduğunu ama anların değerini bilmek gerektiğinin altını çizen Dinçer, "Bir yere ulaşmak istiyorsan koşacaksın. Koşamıyorsan yürüyeceksin, yürüyemiyorsan gerekirse sürüneceksin, sürünemiyorsan emekleyeceksin. Her ne olursa olsun mücadele edecek ve hedefe ulaşacaksın. Ben de bacağımı kaybettim ama protezim takıldı ve yeni bir yol belirledim. Şimdi hedeflerime ulaşmaya çalışıyorum. Engellilerin de her şeyi başarabileceğini göstermek istiyorum." diye konuştu.
"Çaresizliği gördüm"
44 yaşındaki anne Sevgi Dinçer de Adıyaman'da evlerinin enkazını görünce şok olduğunu belirtti, duygularını göz yaşları içinde "Çaresizliği gördüm." diyerek dile getirdi.
Üç çocuğunu depremde kaybettiğini daha sonra öğrendiğini anlatan anne Dinçer, şunları söyledi:
"Bana önce ikizlerin yaşadığını ve hastane olduklarını söylediler ama oraya gittiğimde acı haberi öğrendim. Muhammed de bana 'Anne, kurtaramadım kimseyi' dedi.
Rabb'im bir çocuğumu bana bağışladı. Keşke, ben de orada olup gitseydim diyorum bazen ama Rabb'imin bildiği vardı, beni sağ bıraktı ki ben de oğluma bakabileyim. Şükürler olsun... Yarınımız yok, ileride ne olacağını bilemiyorum. Bundan sonra Rabb'im bana sağlık verdiği sürece oğlumun başında olacağım. Son nefesime kadar oğlumla olacağım. Dileğim, Rabb'im bir daha yaşatmasın, düşmanımın başına vermesin, kimsenin canı yanmasın, kimseyi de evladıyla sınamasın. Eşimi de kaybettim ama evlat acısı çok farklı."
- "Şu an protez uyumunu sağladı"
Muhammed Dinçer'in tedavisinden sorumlu olan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesinde görevli Uzman Dr. Emine Esra Bilir de "Muhammed hastaneye geldiğinde ampüte edilmişti. Burada hastamızın fizik tedavi sürecini erken dönemde yara bakımıyla başlattık, güdük bölgesindeki yaranın iyileşmesi tamamlandı. Ardından protezin reçetelenmesi ve uygulanması, eğitim süreci yapıldı. Ortopedi bölümünde bir ameliyat daha geçirdi. Şu an protez uyumunu sağladı." bilgisini verdi.
Muhammed Dinçer'in genel sağlık durumunun iyi olduğunu ifade eden Bilir, "Şu an gayet iyi. Hedefleri, hayalleri var. Biz de bunları yerine getirebilmesi için hazırlamaya çalışıyoruz. Artık sosyal hayata adaptasyon sürecini yaşıyor." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com