?>

Dışişleri Bakanı Fidan, Suudi Arabistan merkezli Asharq News'e gündemi değerlendirdi

Bakan Fidan, "(Suriye'de) 80 binden fazla silahlı unsurun olduğu Türkiye'ye yakın gruplar var. Biz bunlara hiç düşünmeden dedik ki gidin milli orduya katılın, milli ordunun parçası olun ve ülkede bir düzensizlik çıkmasına izin vermeyin" dedi

Analiz/Röportaj/Dizi/Tefrika - 14 saat önce

Ankara

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'de silahlı grupların tek bir ordu çatısı altında toplanması ve tek bir meşru devlet organının silah taşıma ve güç kullanma yetkisi olması gerektiğini belirterek, "80 binden fazla silahlı unsurun olduğu Türkiye'ye yakın gruplar var. Biz bunlara hiç düşünmeden dedik ki gidin milli orduya katılın, milli ordunun parçası olun ve ülkede bir düzensizlik çıkmasına izin vermeyin. Umarım güneydeki gruplarda, Suveyda ve Dera'da aynı şey olur." dedi.

Güncel bölgesel ve küresel gelişmelere ilişkin Suudi Arabistan merkezli Asharq News televizyonuna değerlendirmede bulunan Fidan, yabancı güçlerin bölgeye çok aşırı şekilde müdahale etmesinin, belli devletlerin kendi ülke çıkarlarını değil de başka ülkelerin çıkarlarını savunmasının ve başka ülkeler adına hizmet etmesinin Suriye'deki gibi sonuçlar doğurduğunu ifade etti.

Yeni dönemde bundan ders çıkartarak, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Mısır, Ürdün ve Irak gibi bölge ülkeleriyle bir araya gelerek daha fazla istikrarı önceleyen bir politika üretmeye çalıştıklarını belirten Fidan, "Yoksa önceki döneme baktığımız zaman savaş var, bölünme var, istikrarsızlık var, yerinden edilen milyonlarca insan var. Maalesef bizim yaşadığımız coğrafyaların kaderi bu olmamalı. Müslümanların, Arapların, Türklerin, Farsların yaşadığı coğrafyanın kaderi artık değişmeli. Ben bu değişimin inşallah bütün bölgede başlamış olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Fidan, Suriye'deki yeni yönetimin sadece Türkiye'yle değil, bütün ülkelerle koordinasyon arayışı içinde olduğuna işaret ederek, Türkiye olarak Arap Birliği, Körfez ülkeleri, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Avrupa Birliği (AB), ABD ve diğer bölgesel ve küresel teşkilatlarla Suriye'nin yeniden kalkınması için neler yapılabileceğine odaklandıklarını dile getirdi.

Başta Suudi Arabistan, BAE, Katar, Mısır, Türkiye ve Ürdün olmak üzere bölge ülkelerinin büyük rol oynadığına dikkati çeken Fidan, AB'nin de rolü olduğunu ve dün Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas'ı Ankara'da misafir ettiğini anımsattı.

Fidan, ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımların bir kısmını kaldırdığını ve AB'nin de ilerleyen günlerde bir kısmını kaldıracağını umduğunu kaydederek, Türkiye'nin de ulaştırma, enerji ve sağlık gibi alanlarda hemen yardımlara nasıl başlanabileceğine dair kendi içerisinde bir koordinasyon mekanizması kurduğunu anlattı.

Suriye ile Türkiye arasında 911 kilometrelik bir sınır bulunduğuna işaret eden Fidan, "Suriyeliler kardeşlerimiz bizim. Oranın (Suriye'nin) tabii istikrarlı olması, ekonomik kalkınmasının iyi olması, düzenli olması bizim için de hayati derecede önemli. Şu anda hem Türkiye'nin çabaları hem uluslararası ortaklarımızla ortaya koyduğumuz çabalar meyvesini inşallah verecek." dedi.

"Suriye'de asla terörizme yer verilmemesi gerekiyor"

Fidan, Suriye'deki yeni yönetimden beklentilere ilişkin, şunları kaydetti:

"Suriye'deki yeni yönetimin artık bölge için bir tehdit teşkil edecek yapıda olmaması, terörizme asla yer verilmemesi DEAŞ ve PKK başta olmak üzere. Ülkedeki azınlıklara iyi muamele edilmesi, kapsayıcı bir hükümet kurulması ve ülkenin toprak bütünlüğünün, siyasi egemenliğinin tam olarak sağlanması. Bu şartlar üzerinde uluslararası toplum ve bölge ülkeleri olarak biz anlaştık ve bu taleplerimizi Suriye yönetimine ilettik. Şu anda hangimiz gidersek gidelim aynı şeyleri konuşuyoruz. Suriye'den bizim beklentimiz bu. Esas itibarıyla önceki rejimden de biz bunu bekliyorduk."

Türkiye dahil hiçbir ülkenin özel olarak yeni yönetime talep iletmediğini aktaran Fidan, Suriye halkının iyiliğini sağlayacak, bölge ülkelerinin de istikrarına ve güvenliğine katkı verecek bir yönetim ve davranış beklediklerini ifade etti.

"Suudi Arabistan ve Türkiye'nin Suriye konusunda görüş ayrılığı yok"

Fidan, Suudi Arabistan ile Türkiye arasında Suriye bağlamında yapılan koordinasyonu Akabe, Kahire ve Riyad'ta düzenlenen toplantılarla en üst seviyeye çıkardıklarını belirterek, "Suudi Arabistan ile Türkiye'nin Suriye'deki yeni yönetimden beklenen şeyler, hususlar ve yapılması gerekenler konusunda hiçbir farklılığı yok, görüş ayrılığı yok." dedi.

Şu ana kadar Suudi Arabistan ile iyi çalıştıklarını ve beraber çalışmaya devam edeceklerini kaydeden Fidan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan'ın da gerçekten olağanüstü rol oynadığını ve bu nedenle onu tebrik ettiğini dile getirdi.

Fidan, Suudi Arabistan ile Türkiye arasında yakın bir ilişki olduğuna işaret ederek, Suudi Arabistan'da yıllardır beraber çalıştıkları fedakar ve cefakar arkadaşlarla iki ülke arasındaki ilişkileri daha da ileriye götürmenin ve bölgesel ve küresel gelişmeleri değerlendirmenin zaruri bir husus olduğunu vurguladı.

Suudi Arabistan ve Türkiye'nin tarihsel kardeş olan iki ülke olduğuna işaret eden Fidan, bunu modern zamanda nasıl ileri taşıyacaklarının, bundan nasıl daha fazla istifade edebileceklerinin, iki ülke güvenliğine ve refahına daha fazla nasıl katkıda bulunabileceğinin arayışında olduklarını ifade etti.

Fidan, özellikle Gazze krizi sırasında Suudi Arabistan ile Türkiye'nin Temas Grubu içerisinde ve dışında gerçekten olağanüstü bir koordinasyonu ve beraberliği olduğunu vurgulayarak, ayrıca bunun için teşekkür etti.

"ABD ile sorunlu olan konulardan biri Suriye'deki Amerikan politikası"

ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve başlamasına ilişkin Fidan, yeni dönemde de Trump yönetimiyle en üst düzeyde yakın çalışmalara devam edeceklerini kaydederek, "Amerikan yönetimiyle uzun yıllara dayanan ilişkilerimiz var ama her konuda aynı düşünmüyoruz. Özellikle bölgesel meselelerde farklı olduğumuz konular var. Fakat yetişkin, olgun devletlerin takip etmesi gereken bir hareket tarzı var. O da sorunlu konuları parantez içine alıp iyi olan konuları devam ettirmek gerekiyor. Amerika'yla da bizim sorunlu olan konularımız var. Bunların başında Suriye'deki Amerikan politikası geliyor." diye konuştu.

Fidan, bu Suriye politikasının eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde başladığını hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Amerika, Suudi Arabistan, Türkiye gibi ülkeler Suriye muhalefetine destek verirken en başından itibaren, daha sonra Amerika dedi ki ben muhalefete destek vermeyeceğim, benim işim DEAŞ'la mücadele etmek olacak dedi ve kavramı değiştirdi. O zaman tabii bir ton jeopolitik krizi de beraberinde tetiklemiş oldu bilmeden. Bunu yaparken de öyle bir şekilde yaptı ki başka bir terörist örgütü aldı. PKK/PYD'yi DEAŞ’la savaşmak ve DEAŞ'lı mahkumları hapiste tutmak üzere kullandı. Biz dedik ki Amerika'ya bu yanlış, bunu başka türlü de yaparız. Özellikle Türkiye'nin milli güvenliğine muazzam bir tehdit oluşturuyor bu ve siz bunu biliyorsunuz."

Terör örgütü PKK'nın ABD tarafından da terör örgütü olarak tanındığını ve uzun yıllardır PKK liderlerinin başına 5'er milyon dolar para ödülü konulduğunu aktaran Fidan, "Böyle bir gerçeklik varken, sizin PKK'nın uzantısıyla Suriye'de böyle bir iş yapıyor olmanız çok hayra alamet değil. Obama bunun geçici olduğunu söylemişti. Sonra Trump geldi. Trump bunu kaldırmak istedi çok samimi bir şekilde birkaç defa ama Amerika'nın o dönemki yönetimindeki bazı unsurlar buna direndiler." ifadelerini kullandı.

Fidan, Trump'ın birçok konuda ABD sistemi tarafından "oyalandığını" gördüğü için yeni dönemde kendisinin iradesini ve talimatlarını harfiyen hayata geçirecek yeni kadrolar atadığını kaydederek, yeni dönemde hem Suriye konusunda hem terörle mücadele konusunda hem bölge ülkelerinin güvenliği konusunda en üst düzeyde anlayış birliğine ulaşmayı umduğunu ve bunun için çalışacaklarını dile getirdi.

"Suriye'de silahlı gruplar tek bir ordu çatısı altında toplanmalı"

Suriye'deki yeni yönetimin önündeki en önemli dosyalardan birinin tüm tarafların anlaşabilmesi olduğuna işaret eden Fidan, "Ülkedeki silahlı grupların artık tek bir ordu çatısı altında toplanması ve tek bir meşru devlet organının ancak silah taşımaya ve güç kullanmaya yetkili olması. Bütün modern devletlerde olması gereken budur. Birden fazla silahlı grubun, silahlı unsurun olması farklı otoritelere bağlı, bu iç savaşın bir zemini demektir, bu kabul edilebilir bir konu değil." dedi.

Fidan, bu grupların yeni dönemde milli ordu altında bir araya gelmesinin önemli olduğunun altını çizerek, Türkiye'nin en üst düzeydeki yapıcı etkisini kullandığını söyledi.

"Türkiye, yakın olduğu gruplara milli orduya katılın dedi"

Kuzeydeki grupların en yüksek sayıya sahip olduğuna işaret eden Fidan, "80 binden fazla silahlı unsurun olduğu Türkiye'ye yakın gruplar var. Biz bunlara hiç düşünmeden dedik ki gidin milli orduya katılın, milli ordunun parçası olun ve ülkede bir düzensizlik çıkmasına izin vermeyin. Umarım güneydeki gruplarda, Suveyda ve Dera'da aynı şey olur." ifadesini kullandı.

İsrail'in Suriye'ye yönelik politikalarına ve faaliyetlerine ilişkin Fidan, "İsrail'in Suriye'de İran ve İranlı milisler varken ortaya koyduğu politikanın gerekçeleri ile şimdiki politikanın gerekçeleri arasında bir tenakuz var. Bir önceki politikanın bir zemini vardı, bunu anlatıyordu ama şu anda o zemin kalmadı. Bunun olmadığı bir dönemde ve yeni yönetim 'biz kimse için tehdit olmayacağız' demesine rağmen İsrail'in Suriye'de bir kara işgali başlatması, belli noktalara kadar ilerlemesi, buralara askeri unsur getirmesi, buralarda üs açması tabii ki bir provokasyon olarak nitelendirilir." diye konuştu.

Fidan, İsrail'in bu yaklaşımının askeri ve siyasi olarak tehlikeli olduğuna dikkati çekerek, başta bölge ülkeleri olmak üzere Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Türkiye ve Irak'ın buna karşı çıktığını ve karşı çıkmaya da devam edeceğini vurguladı.

"Suriye'de bütün etnik gruplar eşit vatandaş olarak yer almalı"

Suriye'deki yeni yönetimin tıpkı diğer silahlı gruplara yapıldığı gibi PKK/YPG'ye silahları bırakması için çağrıda bulunduğunu anlatan Fidan, "Bizim burada beklentimiz bütün etnik grupların; Kürtlerin, Türklerin, Yezidilerin, Hristiyanların, Arapların, Sünnilerin, Şiilerin, Alevilerin, Nusayrilerin kendi kültürlerini yaşarken aynı zamanda eşit vatandaş olarak Suriye toplumunda yerini almaları. Bunu mümkün kılacak bir sistemin tabii olmasını biz istiyoruz açıkçası. Şimdi bu yeni yönetim de bunu yapmak istiyor. Bu olurken YPG'nin silahlarından vazgeçmiyorum demesi kabul edilebilir bir durum değil. Bu şu anda Suriye'nin kendisi için bir problem." diye konuştu.

Fidan, uluslararası kamuoyunun önüne terör örgütü PKK/YPG'nin Suriye'deki elebaşı Mazlum Abdi (Kobani) kod adlı Ferhat Abdi Şahin'in çıkartıldığını belirterek, "Bu adam aslında PKK'nın bir alt organının yöneticisi. Bunun üstünde Suriye'de PKK yöneticileri var. Sabri Ok var, Fehman Hüseyin var. Birisi siyasi konulara bakıyor, birisi askeri konulara bakıyor, PKK yöneticileri. Ferhat Abdi Şahin’in bunların izni olmadan herhangi bir karar vermesi, adım atması mümkün değil. Dolayısıyla Suriye'de yeni dönemde bir terör örgütünün bu şekilde faaliyet gösteriyor olması kabul edilemez." ifadelerini kullandı"

Bu terör örgütünün ABD tarafından DEAŞ mahkumlarına "gardiyanlık yapmak için istihdam edildiğine" dikkati çeken Fidan, şunları kaydetti:

"Şimdi DEAŞ mahkumlarının hapishanelerde kalmalarını sağlayacak, YPG'nin de terör faaliyetinden vazgeçmesini sağlayacak ve Kürtlerin de hakkını koruyacak bir denkleme ihtiyacımız var. Biz bu denklemi biliyoruz. Nedir bu denklem? Bu denklem, birincisi YPG silahlarını bırakacak, Şam'daki yeni yönetim hemen hapishaneleri ve kampların yönetimini devralacak. Gerekirse Türkiye olarak biz bu konuda destek vermeye hazırız, biz ve diğer ülkeler, hiçbir problem yok. Amerika'nın zaten önceliği DEAŞ mahkumlarının dışarı çıkmaması. Onun sağlanması gerekiyor. Onun dışında da silahlı grupların artık silahlarını tasfiye etmesi ama oradaki diğer etnik grupların da kültürel haklarını kullanması gerekiyor. Bunun formülü çok basit."

Esed rejiminin devrilmesinin ardından Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönme ihtimallerine ilişkin Fidan, "Suriyeli kardeşlerimiz bizim burada misafirlerimiz, esas itibariyle biz onlara gidin demeyiz. Bu bizim kültürümüzde de yok, devlet politikamızda da böyle bir şeyimiz yok. Ama Suriye'de onların dönmesini mümkün kılacak ortamların olması için çalışıyoruz. Suriye'deki yeni hükümet de çalışıyor, uluslararası toplum da buna çalışıyor." dedi.

Fidan, sadece Türkiye'de değil, birçok yerde 10 milyondan fazla yerinden edilmiş Suriyeli olduğuna işaret ederek, bu insanların kendi topraklarına dönmesi gerektiğini ve böylece Suriye ekonomisinin, sosyal ve kültürel hayatının yeniden canlanabileceğini ifade etti.

Zamanla Suriye'deki şartlar düzeldikçe şu anda azar azar başlayan geri dönüşlerin daha yüksek miktarda olacağını gördüğünü dile getiren Fidan, buna ilişkin çok fazla emare olduğunu belirtti.

"Suriye'de olanlar İran-Türkiye ilişkilerini ileri götürmek için bir fırsat"

Esed rejiminin düşmesinin ardından Türkiye ve İran arasındaki ilişkilerin durumuna dair Fidan, Türkiye açısından ikili ilişkilerin çok olumlu yönde etkilenmesi gerektiğini dile getirerek, Suriye'de İran ve Türkiye'nin karşı kutuplardaki duruşlarının artık ortadan kalktığına dikkati çekti.

Fidan, İran'ın artık Suriye'de olmadığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla Türkiye için olumsuzluk üreten bir ortamın da parçası değil. Dolayısıyla Suriye, aramızdaki ihtilaflı bir alan olmaktan çıktı. Her ilişkide ihtilaflı dosya sayısını azalttığınız zaman olumluluk daha fazla yükselir. Ben bunun iki ülke ilişkilerini daha da ileri götürmek için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda İran'ın bölgedeki hem komşuluk ilişkilerini hem dış politikasını yeniden resetlemek için, programlaması için bir fırsat teşkil ettiğini düşünüyorum. Ve İran'ın yöneticilerinin bu yeni fırsatı kullanmak istediklerini açıkçası değerlendiriyorum. Suriye'deki olaylar bir negatif unsur gibi gözükse de İran ve İran halkı için, esas itibarıyla hani ayette olduğu gibi; sizin şer zannettiğiniz şeylerde hayır, hayır zannettiğiniz şeylerde şer vardır hususu."

Rusya, Suriye'deki yeni yönetimle eşitlikçi ve saygın bir ilişki başlatmak istiyor

Fidan, birkaç gün önce Suriye konusunda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile telefonda görüştüklerini anımsatarak, Lavrov'un yeni dönemde Suriye'yle eşitlikçi ve saygın bir ilişki başlatmak istediğini söylediğini aktardı.

Bu noktada Rusya'nın Türkiye'nin olumlu katkısını da beklediğini kaydeden Fidan, Rusya'nın yeni dönemde Suriye’yle yeni bir ilişki başlatmak istediğini ve bunun Rusya'nın belli dış politika tercihlerindeki esnekliği ve stratejik hamle kabiliyetini de gösteren bir husus olduğunu dile getirdi.

Fidan, Rusya'nın önceki durumun açmazlığını görüp, ondan bir an önce çıkıp yeni döneme ilişkin bir adaptasyon sürecine girdiğine ve yeni yönetimle hemen ilişkilerini geliştirmeye çalıştığına işaret ederek, "Tabii bu onların talebi olur, yeni yönetim de bu talebi değerlendirir, yani gerçekten iki yetişkin devletin yapması gereken şekilde ilişkilerini sürdürürler. Her iki devletin egemenliğine, çıkarlarına uygun olduğu sürece bu türden ilişkiler yapıcı olarak görülebilir." dedi.

Trump radikal değişikliklerle görevine başladı

Trump döneminde ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gidişatına dair Fidan, Trump'ın son derece radikal değişiklikleri öneren bir iç politika ve dış politika gündemiyle iktidara geldiğini ve ilk günde imzaladığı Başkanlık Kararnameleriyle çok büyük değişikliklerin de habercisi olduğunu dile getirdi.

Fidan, bundan sonra bunun AB'ye, Çin'e, Rusya'ya, Körfez ülkelerine, Afrika'ya, Kuzey Amerika'ya, Güney Amerika'ya bakan yönleri olduğu gibi Türkiye'ye ve bulunduğu coğrafyaya da bakan yönü bulunduğunu ifade etti.

Türkiye'nin hem küresel diğer davranış tarzlarını da inceleyerek yeni dönemde daha uyumlu, verimli ve işbirliğini ilerleten bir dış politika beraberliğini hedeflediğini vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da görüşünün bu yönde olduğunu kaydetti.

Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trump ile yakın bir lider ilişkisi olduğuna işaret ederek, "Liderden lidere diplomasi her zaman için daha kestirme bir yol oluyor. Bizim gibi işi dış ilişkiler olan bakanların ve diğer siyasilerin önünü de açıkçası açıyor." dedi.

"Filistin'de dramın bitmesi için iki devletli çözüm bir an önce hayata geçmeli"

İsrail ile Hamas arasında sağlanan ateşkese ilişkin Fidan, "Bu ateşkes çok önceden olması gereken bir ateşkesti. Biliyorsunuz 50 bin (çoğu) masum kadın ve çocuğun şehadetiyle sonuçlanan bir katliamdan, bir soykırımdan bahsediyoruz. Bunun çok önce olması gerekiyordu. 2 milyona yakın insan da evsiz bırakıldı." ifadesini kullandı.

Fidan, ateşkesin Filistin dramının bitmesinin sadece ilk aşaması olduğuna dikkati çekerek, "Bunun tekrar etmemesi için, bu savaşın, bu yıkımların devam etmemesi için, biz en baştan beri söylüyoruz, olması gereken, iki devletli çözümün bir an önce hayata geçmesidir. İki devletli çözümün olmadığı, Filistinlilere onurlu bir devletin, egemenliğin ve yaşam hakkının verilmediği bir coğrafyada bu türden krizlerin belli aralıklarla tekrar edeceğini öngörmek tabii ki normal bir şey diye düşünüyorum." diye konuştu.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

OpenAI, ‘Operator’ isimli yeni yapay zeka aracını duyurdu

2025-01-23 23:27 - Medya

Avrupa'daki tüketici dernekleri Meta'nın abonelik politikasını şikayet etti

2025-01-23 13:53 - Medya

Meta, yapay zeka için bu yıl 60 milyar doların üzerinde harcama yapmayı planlıyor

2025-01-24 22:48 - Medya

Facebook ve Instagram, ‘çocukların ve gençlerin’ güvenliğine odaklandı

2025-01-25 11:42 - Medya

İnternetin geleceği olarak görülen metaverse'ye ilgi her geçen yıl azalıyor

2025-01-23 11:58 - Medya

MSB'den, Mehmetçik için hediyeler hazırlayan hayırsever öğretmene ziyaret

2025-01-26 18:58 - Çevre-Hayat

2025 neden Aile Yılı ilan edildi? -Sevim Korkmaz yazdı-

2025-01-23 09:19 - En Son Yazılar

Bilişim Vadisi, yeni projelerle Avrupa'ya açılıyor

2025-01-20 11:52 - Teknoloji

Fenerbahçe'nin yeni transferi Diego Carlos, takımına katkı vermek için sabırsızlanıyor

2025-01-24 20:47 - Spor

Corendon Alanyaspor, RAMS Başakşehir'i mağlup etti

2025-01-25 19:07 - Spor

İlgili Haberler

Kosova-Sırbistan geriliminde yeni bir halka: 'Paralel' yapılar kapatıldı

13:02 - Analiz/Röportaj/Dizi/Tefrika

Plastikler çevreyi ve sağlığı tehdit ederken küresel ısınmayı da hızlandırıyor

12:57 - Analiz/Röportaj/Dizi/Tefrika

Şam sakinleri, bir dönem komşu oldukları Ahmed Şara'yı anlattı

12:08 - Analiz/Röportaj/Dizi/Tefrika

Gelişen teknoloji istihbarat zafiyetlerini beraberinde getiriyor

11:52 - Analiz/Röportaj/Dizi/Tefrika

BM: Esed rejimi, devrilmeden önce işlediği suçların kanıtlarını yok etti

11:22 - Analiz/Röportaj/Dizi/Tefrika

Günün Manşetleri

Dışişleri Bakanı Fidan, Ürdünlü mevkidaşı Safedi ile telefonda Gazze ve Suriye'yi görüştü

17:27 - Gündem

Aydın'da kıl çadırı üreten işletmede çıkan yangına müdahale ediliyor

17:22 - Gündem

60 saniyede ekonomide bugün (27 Ocak 2025)

17:18 - Ekonomi

Türkiye mezunu Filistinli Enver Ataullah, Gazze'de İsrail saldırıları altında yaşadıklarını anl

17:13 - Dünya

İBB Başkanı İmamoğlu, hakkında başlatılan soruşturma kapsamında ifadeye çağrıldı

17:08 - Gündem