Ankara
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Radyo Başakşehir'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile birlikte Libya'ya yaptıkları ziyarete ilişkin bir soruya, ziyarette Libya'ya ve Libya halkına olan desteğin güçlü şekilde vurgulandığı yanıtını verdi.
Türkiye'nin, BM'nin de tanıdığı ve Libyalılar arasında bir anlaşmayla göreve gelen Libya'daki meşru yönetimin yanında yer aldığını belirten Çavuşoğlu, ziyarette, gelecek süreçte de Türkiye'nin Libya'daki meşru yönetime verebileceği desteğin, birlikte atılabilecek adımların, BM çatısı altında siyasi sürece ilişkin ortaya konan çabaların ele alındığını söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye ve Libya arasında tarihe dayanan köklü ilişkiler olduğunu vurgulayarak, iki ülke arasında imzalanan kıta sahanlığı anlaşmasının yanı sıra enerji, ekonomi, alt yapı gibi alanlarda da daha önce imzalanan mutabakat zaptlarının ve anlaşmaların bulunduğunu belirtti. Bu anlaşmaların bugüne uyarlanması konularını da değerlendirdiklerini anlatan Çavuşoğlu, ziyaretin verimli geçtiğini aktardı.
"Fransa'nın tehlikeli oyun oynadığını herkes görüyor"
Son dönemde Libya'ya ve özellikle de ülkedeki meşru yönetime ilginin arttığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Özellikle bizim sayemizde denge sağlandı. Meşru hükümet üstünlük sağlamaya başlayınca, önceden ortada duran ülkeler bile yavaş yavaş meşru yönetimin yanında yer almaya başladı." dedi.
Çavuşoğlu, bu durumdan en fazla Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) ve Fransa'nın rahatsız olduğuna dikkati çekti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, Türkiye'nin ilgili BM kararları çerçevesinde ve talebi doğrultusunda Libya'nın meşru hükümetine verdiği desteği "tehlikeli bir oyun" olarak tanımlamasıyla ilgili soruya ise Çavuşoğlu, "Esas Fransa'nın buradaki mevcudiyeti ve faaliyetleri endişe verici." yanıtını verdi.
Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra Fransa'nın akıl tutulması yaşadığını ve her yerde huzur bozmaya çalıştığını söyleyen Çavuşoğlu, "Nerede bir bölücü, darbeci varsa onu destekliyor. Esas Fransa'nın yaptıkları endişe verici. 2011 yılında Libya'yı bombaladılar, çektiler gittiler. Şimdi ise gelip darbecinin yanında yer alıyorlar." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Libya'da meşru hükümetin yanında yer aldığının, Fransa'nın ise Libya'nın doğusundaki gayrı meşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'i desteklediğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı, '(Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac) Serrac Hükümetine, yani Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne destek vereceksiniz, diğer bölücü ve ayrılıkçı ya da bu anlaşmaya katılmayanlarla da bağınızı koparın' diyor. BMGK'nin beş daimi üyesinden biri kim? Fransa. Kendisinin aldığı kararla çelişiyor. Burada iki yüzlülük var. Samimiyetsizlik had safhada. Dolayısıyla, esas Fransa'nın burada tehlikeli oyun oynadığını herkes görüyor."
Libya'da savaş suçu ya da insanlığa karşı suç işlendiğine dair delil teşkil edebilecek durumlara dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bunların hesabının sorulması lazım. Kim var bunun arkasında? Macron var. Macron ilk önce kendi ülkesini yönetmeyi becersin, başka ülkelerin işlerine karışmak yerine." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Macron'un ve onun liderliğindeki Fransa'nın, Suriye'de teröristlere devlet kurdurmaya, Libya'yı bölmeye çalıştığını ve terör örgütlerine destek verdiğini belirterek, Macron'un, "eski sömürgeci Fransa'ya dönmek istediğini" söyledi.
Bakan Çavuşoğlu, "Tehlikeli oyunu haddini aşarak oynayan Macron'dur. Biz de zaten bunun açıklamalarını yaptık. Gerçekten akıl tutulması yaşıyor. Fransa içindeki kendisine olan tepkileri, içerdeki karışıklığı dışarda bir şeyler yaparak telafi etmeye çalışıyor ama çabaladıkça da batıyor maalesef." değerlendirmesinde bulundu.
"Libya'nın tam ortası nasıl oluyor da senin kırmızı çizgin oluyor?"
Mısır'ın Libya'ya ilişkin tutumunda Fransa'nın ve BAE'nin yönlendirmesinin olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin, "Sirte ve Cufra kırmızı çizgidir" açıklamasına ilişkin ise şunları kaydetti:
"Bahsettiği Cufra ve Sirte, Mısır sınırına ne kadar yakın? Libya'nın tam ortası, nasıl oluyor da senin kırmızı çizgin oluyor? Neden bunu söylüyorsun, neden kırmızı çizgi oluyor? O zaman ya başkalarının taşeronluğunu yapıyorsun, ya da oraya kadar uzanan petrol kuyuları var, rezervler var, onlara göz dikmişsindir. Tam Libya'nın ortası senin için niye kırmızı çizgi? Onu izah etmen lazım. Zaten kendi halkı tarafından da destek bulmadı fazla."
"Türkiye'yi sömürgeci bir ülke gibi adlandırmak saçma"
Hükümetin Libya tutumuna ilişkin diğer partilerden gelen eleştirilere ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, CHP ve İYİ Parti'yi Libya konusunda kendisinin bilgilendirdiğini hatırlatarak, "O gün kendilerine ne söylediysem bugün hepsi gerçekleşti." dedi.
Çavuşoğlu, o görüşmelerde Türkiye'nin Libya'da dengeyi nasıl sağlayacağını, oradaki mevcudiyetinin önemini, imzalanan anlaşmaların riske girmemesi gerektiğini, Türkiye'ye yönelik bir saldırı olursa gerekli tedbirlerin alınacağını, tezkereye bunun için de ihtiyaç duyulduğunu ve Libya'daki siyasi süreç gibi önemli konulara nasıl katkıda bulunulacağını anlattığını aktardı.
Bakan Çavuşoğlu, "Hadi o gün belki de inanmadınız, inanmak istemediniz. Ama, şimdi bu kadar gelişmeden sonra halen insan bu gerçekleri görmez mi? Türkiye'nin oradaki, Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını genel anlamda görmezden gelip Türkiye'yi sömürgeci bir ülke gibi adlandırmak çok yanlış bir şey, saçma." diye konuştu.
Türk şirketlerinin, Libya'da elektrik üretimi gibi ihtiyaç duyulan alanlarda faaliyet gösterdiğini ve hatta bazı şirketlerin, hastanelerin geçmişten alacaklarının bulunduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Bizim o şirketlerimiz yerine oraya sömürgeci gibi yaklaşan ülkelerin şirketleri mi gitsin? Biz oraya zorla gitmiyoruz ki, zorla o projeleri almıyoruz ki." ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin birçok alanda Libya ile mutabakat zaptı ve anlaşmasının bulunduğuna işaret ederek, "Doğu Akdeniz'de onların ve bizim kıta sahanlığımız içinde Libya'nın petrol şirketiyle bizim Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığımız (TPAO) ortak çalışma yapsa, anlaşma imzalasa, yapsa, beraber sismik araştırma, sondaj çalışması yapsa ve iki tarafın da yararına olsa, bu sömürgecilik mi oluyor?" değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com