ANKARA
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayıp değerlendirmelerde bulundu.
Yunanistan'la ilişkilerin son birkaç yıldır gergin seyrettiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, bunun, daha ziyade Atina'nın olumsuz yaklaşımdan kaynaklandığını ifade etti.
Çavuşoğlu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın bugün Ankara'yı ziyaret edeceğini anımsatarak iki ülke arasındaki diyalog ve üst düzey ziyaretlerin önemine işaret etti.
İki komşu ülkenin görüşmeleri için Avrupa Birliği (AB) ya da başka bir ülkeye ihtiyacı olmadığını ifade eden Çavuşoğlu, "Yunanistan ile anlaşamadığımız konular var. Bunları açık açık ve samimi konuşmamız lazım. Biz tüm meselelerimizi oturup konuşmaya hazırız." dedi.
Çavuşoğlu, iki ülke arasında istişari görüşmelerin tekrar başladığını ve siyasi istişarelerin de yapıldığını belirterek mevkidaşıyla tüm anlaşmazlıkları samimi bir ortamda görüşmeyi planladığını aktardı.
"Mısır Türkiye'den bir heyeti davet etti"
Mısır ile ilişkilere dair Çavuşoğlu, iki ülke arasında önce istihbaratlar arasında açılan kanalın dışişleri bakanlıkları aracılığıyla devam etmesi konusunda mutabık olunduğunu ifade etti.
Çavuşoğlu, Mısır'da yaşanan darbe sonrasında ilişkilerin gergin bir süreçte seyrettiğini ancak bu dönemde bile Türkiye'nin her zaman Mısır halkının kardeş halk olduğunu vurguladığını hatırlatarak "Mısır'ın istikrarı ve refahı herkes için önemli." dedi.
Çavuşoğlu, Mısır'ın İslam dünyası, Afrika ve Filistin dahil herkes için önemli bir ülke olduğunu belirtti.
Siyaset ve diplomaside bazen kırgınlıklar olabileceğini ancak ortak niyet konulduktan sonra daha ilişkilerin daha kolay ilerleyeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Mısır Türkiye'den bir heyeti davet etti.
Mayıs başında bir heyet Mısır'a gidecek." diye konuştu.
Çavuşoğlu, heyetin bakan yardımcıları düzeyinde olacağını, daha sonra kendisinin Mısırlı mevkidaşıyla görüşebileceğini söyledi.
"Türkiye, Montrö'yü harfiyen uyguluyor"
Karadeniz'deki gerginliğe ilişkin de açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Karadeniz'in bir barış denizi olmasını istediğini, burada tüm kıyıdaş ülkelerin bir araya gelerek deniz yetki alanlarını belirleme konusunda mutabakata vardığını ifade etti.
Halihazırda Ukrayna-Rusya arasındaki gerginliğin, Karadeniz'in bir barış denizi olmasına gölge düşürdüğünü kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye'nin bu sorunun barışçıl yollardan çözülmesini desteklediğinin altını çizdi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin hem Rusya hem de Ukrayna ile iyi ilişkilere sahip olduğunu, açık ve samimi bir politika yürüttüğünü söyledi.
ABD gemilerinin Boğazlardan geçişini iptal etmesine ilişkin ise Çavuşoğlu, ABD'nin bunu sözlü olarak Türkiye'ye bildirdiğini, henüz yazılı bir notanın gelmediğini ifade etti.
Çavuşoğlu, gemilerin bugün geçmemesi halinde 15 gün önceden bildirim sürecinin tekrar başlayacağına dikkati çekerek "Türkiye Montrö Anlaşması'nı harfiyen uyguluyor. Bundan ne Rusya'nın ne başkasının bir endişesinin olmaması lazım." dedi.
Kuralların ve sınırlamaların açık bir şekilde belli olduğunun ve Boğazlardan geçişlerin bu çerçevede gerçekleştiğinin altını çizen Çavuşoğlu, Kanal İstanbul projesinin Montrö'yü ihlal etmediğini tekrarladı.
Çavuşoğlu, İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenecek 5+1 formattaki gayri resmi toplantıya ilişkin soru üzerine, daha önce de Crans Montana'daki görüşmelerde Türk tarafının, "federasyon için son kez müzakere ettiklerini" muhataplarına ilettiklerini kaydetti.
Rum kesiminin siyasi eşitlik konusunda geri adım attığını ve Türklerle bir şey paylaşmak istemediğini belirten Çavuşoğlu, hal böyleyken siyasi eşitliğin mümkün olmadığını, Türk tarafının "artık bir daha federasyon için masaya oturmayacağını" söylediklerini aktardı.
Çavuşoğlu, bir müzakere zemini olup olmadığını görmek için 5+1 formatta bir toplantı yapılmasını bizzat kendilerinin BM'ye teklif ettiklerine işaret ederek şöyle devam etti:
"Bu toplantıya katılarak tutumumuzu net bir şekilde söyleyeceğiz. Geçmişte federasyon için tüm müzakereleri hem KKTC Kıbrıs Türk halkı hem de Türkiye olarak destekledik. Annan Planı'nı da destekledik ama Rum tarafı reddetti.
Biraz önce söylediğim sebeplerden dolayı, olmayacak bir şeyi, imkansızı tekrar müzakere etmenin hiçbir anlamı yok. Bu zaman kaybıdır.
Bu zaman kaybında, bu süreçte tanınmış olmanın ve AB üyeliğinin tadını çıkaracak olan Rum kesimidir.
Kısıtlamalar altında ve ambargolar altında zorluk çekmeye devam edecek taraf da KKTC ve Kıbrıs Türk halkıdır.
20 sene, 30 sene daha müzakere etsek, 53 sene müzakere etmişiz, yine bir sonuç çıkmayacak federasyon için. O nedenle imkansızı zorlamanın hiçbir anlamı yok."
"ABD uluslararası hukuku dikkate alırsa böyle bir karar vermez"
Türkiye ile ABD arasındaki iki ilişkiler hakkında Çavuşoğlu, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı çerçevesinde ABD’li mevkidaşı Anthony Blinken'la aynı masa etrafında görüştüklerini hatırlattı.
Bu görüşmede ilişkilerin enine boyuna değerlendirildiğini aktaran Çavuşoğlu, S-400, FETÖ ve ABD'nin terör örgütlerine verdiği desteğin yanı sıra olumlu konuları da görüştüklerini ifade etti.
Çavuşoğlu, “Tüm konularda bir yol haritası üzerinden ilerlenmesi gerektiği konusunda mutabıkız. Bunun üzerinde de çalışıyoruz. Hatta bir 'non-paper' dediğimiz kağıdı da Amerika’ya verdik. Yani, Türkiye'nin görüşlerini belirten ve her iki tarafın da hangi adımları atabileceğini söyleyen bir belgeyi ABD'ye verdik." diye konuştu.
ABD’nin bu belge üzerinde çalıştığını belirten Çavuşoğlu, Blinken’la son telefon görüşmesinde özellikle Afganistan, Suriye ve bölgesel konularda iki ülkenin neler yapabileceğine odaklandığını söyledi.
Çavuşoğlu, “Bu son derece önemlidir. Bir taraftan ikili ilişkiler var, olumsuz konuları bir kenara bırakarak, iki müttefik ülkenin bu görüş ayrılıklarına rağmen bölgesel konularda birlikte çalışma arzusu geleceğe yönelik olumlu bir adımdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Diğer meseleleri çözmek için yol haritası üzerinde bir bütün halinde neler yapılabileceğini samimi bir şekilde müzakere edip uygulamaya koymak gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, aksi halde ilişkilerin olumsuz yönde etkilenebileceğini söyledi.
ABD’nin Türkiye’nin çalışma grubu teklifine “evet” demediğini anımsatan Çavuşoğlu, bu grubun esasen ABD’nin S-400 sistemiyle ilgili iddiaları üzerinde çalışma yapmayı hedeflediğini belirtti.
Sözde Ermeni soykırım iddialarına ilişkin ABD yönetiminden beklentilere dair ise Çavuşoğlu, geçmişte de ABD başkanlarının seçim vaatleri kapsamında bu konuyla ilgili konuştuğunu hatırlattı.
Yeni ABD yönetiminin Türkiye-ABD ilişkilerinin öneminin farkında olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "ABD uluslararası hukuku dikkate alırsa (sözde Ermeni soykırımına dair) böyle bir karar vermez.” vurgusunda bulundu.
Söz konusu iddialara ilişkin Türkiye’nin ortak tarih komisyonu kurulması konusunda teklifte bulunduğunu ancak kabul edilmediğini hatırlatan Çavuşoğlu, bir siyasetçinin tanımının ise çok fazla öneminin olmadığını belirtti.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden arasında bir görüşmenin planlandığını anımsattı.
Öte yandan ABD’nin Yunanistan ve Kıbrıs konusunda bugüne kadar dengeli bir politika izlediğine dikkati çeken Çavuşoğlu, “Hem telefon görüşmeleri hem de NATO toplantısı kapsamında (ABD’ye) dengeli tutumu ve politikalarını sürdürmesini beklediğimizi söyledik.” diye konuştu.
"Amacımız Afganistan'da kalıcı barış ve istikrar"
Çavuşoğlu, Türkiye'nin ev sahipliğinde Afganistan barış sürecine ilişkin İstanbul'da 24 Nisan-4 Mayıs'ta düzenlenecek toplantıya ve NATO Kararlı Destek Misyonu güçlerinin 1 Mayıs'tan itibaren Afganistan'dan çekilmeye başlamasına ilişkin karar hakkındaki soruya cevaben, ABD-Taliban arasında Doha'da imzalanan anlaşmayı hatırlattı.
Bu anlaşmanın, ABD'nin 1 Mayıs itibarıyla Afganistan'dan askerlerini çekmesini içerdiğini ancak bunun teknik olarak mümkün olmadığına dikkati çeken Çavuşoğlu, ABD'nin 11 Eylül'e kadar çekilmesi halinde, NATO Kararlı Destek Misyonu'nun da ortadan kalkmış olacağını kaydetti.
Çavuşoğlu, İstanbul'da 24 Nisan'da başlayacak toplantıda siyasi süreçle ilgili bir yol haritası çıkacak mı, bir ateşkes mutabakatı yapılabilecek mi konularına odaklanılacağını belirterek, bundan sonraki sürece bağlı olarak Afganistan'a nasıl destek verilebileceğinin, NATO içinde görüşüldüğünü kaydetti.
Dünkü NATO toplantısında henüz bir karar alınmadığını belirten Çavuşoğlu, "Dün itibarıyla NATO içinde bu görüşülüyor. Başka bir misyon adı altında mı olur, Kararlı Destek Misyonu değil, bir grup ülkeler mi burada olur, NATO veya diğer kurumlardan destekle, başka bir yapı mı olur, ülkeler ikili düzeyde mi, bireysel mi yapar bunları tabii hep konuşmak lazım." dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Afganistan ihtiyaç duyduğu sürece ülkeye destek olacağının da altını çizerek, "İstanbul toplantısı dahil bizim amacımız Afganistan'da kalıcı bir barış, Taliban'ın da dahil olduğu bir siyasi süreç ve Afganistan'da kalıcı bir istikrar." diye konuştu.
Ukrayna-Rusya arasındaki gerginlik
Ukrayna-Rusya arasındaki gerginliğe ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, "İstenildiği zaman Karadeniz bir barış denizine dönüştürülebilir. Biz bunu savunuyoruz. Bugün Rusya'yla Ukrayna arasındaki gerginlik bunu gölgeliyor açıkçası." dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Minsk Anlaşması’nın uygulanarak sorunun barışçıl yollarla çözümünü desteklediğini belirterek, Türkiye’nin tüm ülkelerin olduğu gibi Ukrayna ve Rusya’nın toprak bütünlüğünü desteklediğini ifade etti.
Her iki ülkeyle çok iyi ilişkisi olan Türkiye'nin, son derece objektif, dengeli ve yapıcı politika izlediğini belirten Çavuşoğlu, "Biz yumuşamadan memnunuz.
Gerginlikten herkes etkilenir. Ama burada diplomasi yoluyla adımlar atılırsa biz Türkiye olarak bu adımlara katkı sağlamaya hazır olduğumuzu da söyledik." diye konuştu.
Türkiye-Libya deniz yetki alanları anlaşması
Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz konusunda ise Libya heyetinin son Türkiye ziyaretinde daha önce imzalanan anlaşmalara sadık kaldıklarını ve bunların geçerli olduğunu vurguladıklarını, bunun iki ülke arasındaki bildiride de yer aldığını ifade etti.
Bu anlaşmanın iki ülkenin de yararına olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, “Libya herkesle görüşebilir ama bizim de kendi aramızda imzaladığımız ve her iki tarafın da Birleşmiş Milletler'e kaydettirdiği anlaşma var.
Bu kazan kazan anlayışıyla müzakere edilmiş ve yürürlüğe girmiş bir anlaşmadır. Bu anlaşmayla ilgili bir risk görmüyorum.” dedi.
Türkiye- İsrail
Türkiye- İsrail ilişkilerinde bir ilerleme olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, "Şu anda bir ilerleme yok.
Şu anda İsrail zaten seçim sonrası hükümet kurma çabasında. Bizim İsrail'le ilişkilerimizin istikrarlı olabilmesi için İsrail'in özellikle illegal yerleşim ve işgale son vermesi gerekiyor." dedi.
Çavuşoğlu, İsrail'in, Orta Doğu barış sürecinin belirlenmiş parametreler çerçevesinde çözümlenmesi için Türkiye ile iş birliği yapması gerektiğini de belirtti.
Kaynak: AA . dikGAZETE.com