Aydın
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız, New York’ta Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson ile görüşmesinde bu konuyu söyledi. Boris Johnson da bunun saçma bir uygulama olduğunu söyledi. Avrupa'da BioNtech aşısı olanlar için problem yok, Türkiye'de olanlar için henüz bir netlik yok... Hemen o konuda da düzeltmeler yapıldı, yapılıyor." dedi.
Çavuşoğlu, Aydın'daki bir otelde düzenlenen Kuşadası Turizm Camiası ve Sivil Toplum Kuruluşları Buluşması'nda yaptığı konuşmada yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı tüm sektörlerde olduğu gibi turizmde de dikkatli olunması gerektiğini söyledi. İlave tedbirlere gerek kalmaması için her turizmcinin önlemleri uygulaması gerektiğine işaret eden Bakan Çavuşoğlu, "Kuşadası'na gelince de Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi gevşemenin olduğunu görüyoruz, ancak bu salgın halen devam ediyor." dedi.
Çavuşoğlu, salgının büyük fırsatları da ortaya çıkardığını, bunların iyi değerlendirilmesi gerektiğini, dış politikayı oluştururken bu fırsatları göz önünde bulundurduklarını anlattı.
Dünyadaki çatışmaların yüzde 60'ının Türkiye çevresinde olduğunu, Türkiye'nin de dış politikasının temeline "insani" unsurları aldığını ifade eden Çavuşoğlu, sert ve yumuşak gücü harmanlayan bir politika takip ettiklerini ve ortaya akıllı bir gücün ortaya çıktığını söyledi.
Osmanlı İmparatorluğu'nun yönettiği bölgede bugün bağımsız 40 ülke olduğunu aktaran Bakan Çavuşoğlu, "Buralara adalet götürdük kalkındırdık, medeniyetimizi de götürdük. Bu medeniyetimizin ürettiği kültürümüz bugün dünyanın her yerinde karşılık buluyor. Sanatımız, kültürümüz, mutfağımız, mimarimiz, tarihimiz, dilimiz, doğal güzelliklerimiz, insanımızın dürüstlüğü, çalışkanlığı, misafirliği, hizmet sektörümüzün dünyada birinci sırada olmasını sağlıyor." dedi.
Turizm diplomasisi ve aşı uygulamaları
Çavuşoğlu, salgının turizmi çok etkilediğini ve geçen yıl otellerin açılamadığını anlatarak "Elbette devletimiz, turizmcilerin yanında oldu; çalışanlarımızın, esnafımızın yanında oldu. Az ya da çok... Elinden geldiği kadar toplumun her kesimine elini uzattı. Bu sürdürebilir bir durum değildi. Turizm sektörünü tekrar canlandırmak için, turizmle ilgili tesislerimizi tekrar hayata geçirmek için sağlıklı turizm konseptini hayata geçirdik." diye konuştu.
Konseptin dünyaya örnek olduğuna ve turistlerin de memnun olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, bugüne kadar 11 bin 500 tesisin bu programa üye olduğunu belirtti.
Çavuşoğlu, önlemlerin sıkı tutulması gerektiğinin altını çizerek "Bakınız İngilizler bizi bu sene kırmızı listeden çok geç çıkardı. Bundan en çok Kuşadası etkilendi. İngilizlere en çok hizmet veren destinasyonlardan birisi de burası. Tabii özellikle aşı konusunda da turizmcilerimize öncelik verdik. Ben bunu bir kere Almanya'da söyledim, 'Turizmciler kuduz mu da aşılıyorsunuz?' gibi olumsuz tepkiler oldu. Oysa bu bizi, bizim çalışanlarımızı, herkesi bu hastalıktan koruma amaçlıydı çünkü temas çok. Temas olan yerde sadece yerli ve yabancı turisti değil, tüm çalışanlarımızı da korumamız lazım." diye konuştu.
Salgından turizm sektörünün en az şekilde etkilenmesi için çok çalıştıklarını, bu süreçte turizm diplomasisine öncelik verdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, salgın sürecinde geçen yıl Almanya ile 4 ili kapsayan anlaşma imzaladıklarını, bu sene kapsamı genişlettiklerini vurguladı.
Polonya, Rusya ve Ukrayna gibi ülkelere de bu örneği anlattıklarını, bu sayede sezonda bu ülkelerden kesintisiz turist ağırladıklarını dile getiren Çavuşoğlu, aşı sertifikasyonlarının tanınması sürecinde de bazı ülkelerin farklı uygulamalarının diploması yoluyla çözüldüğünü ifade etti. Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"İngiltere, Türkiye’yi kırmızı ışıktan turuncu ışığa çıkardı ama aşı konusunda bir anlaşmazlık vardı. Bu konuda da devreye girdik. Sayın Cumhurbaşkanı'mız, New York’ta Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson ile görüşmesinde bu konuyu söyledi. Boris Johnson da bunun saçma bir uygulama olduğunu söyledi. Yani BioNtech aşısı, Almanya'da üretiliyor, iki Türk bilim adamı bu aşıyı geliştirdi. Avrupa'da BioNtech aşısı olanlar için problem yok, Türkiye'de olanlar için henüz bir netlik yok.... Hemen o konuda da düzeltmeler yapıldı, yapılıyor."
Çavuşoğlu, yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından Türkiye'nin etkilenmemesi için çok çalıştıklarını ifade etti. Çalışmalarının sonuçlarını ekonomik düzeyde de gördüklerini, ihracatta kırılan rekorların ardından artık 200 milyar dolarları konuştuklarını belirten Çavuşoğlu, "Türkiye'ye gelen küresel yatırım miktarı da doğrudan yatırım miktarı da sürekli artıyor. Son 1 senede çok ilgi var. Ekonomik ilişkilerini Türkiye ile geliştirmek isteyen ülkeler, sürekli bakanlarını gönderiyorlar." dedi.Çavuşoğlu, ekonomide Türkiye'nin istikrar ortaya koyduğunun altını çizerek "Biz bu istikrarımızı sürdürüp potansiyelimizi iyi kullanabilirsek çok daha iyi noktaya geleceğimize, 2023 hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyorum." diye konuştu.
"Biz o hastaları asla kapıda bırakmazdık"
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'de turizmin çeşitlendirilmesi gerektiğini, özellikle de salgın döneminde sağlık turizminin dünyada çok daha fazla ilgi çektiğini aktardı. Sağlık turizminde de Türkiye'nin iyi durumda olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:"Biz de dünyada sağlık turizminde ilk üçteyiz. Potansiyelimizi çok iyi değerlendirir ve tanıtırsak birinci sıraya çıkarız. Böyle bir potansiyelimiz var. Dünyaya bakıyoruz, pandemi nedeniyle hastaneler, yoğun bakımlar dolu. Solunum cihazlarında sıra var ama bizimkilere bakıyoruz en yoğun dönemde bile hastanelerimizin ancak yüzde 50'si dolu. Yoğun bakım ünitelerinin doluluk oranı yüzde 60'ın üzerine çok az çıktı. Solunum cihazlarının ancak yüzde 30'u dolu."Çavuşoğlu, sağlık turizminde ilk etapta 20 milyar dolar gelir elde etmek istediklerini, sağlık iş birliği anlaşmalarını imzalamak için müzakerelere başladıklarını ifade etti."Bazı Körfez ülkeleri, Orta Asya'daki bazı kardeş ülkelerimiz hastalarını Avrupa'ya göndermeyi büyük bir şey zannediyor oysa çok para harcıyorlar." ifadelerini kullanan Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'deki sağlık merkezleri ve doktorların dünyanın en iyileri arasında yer aldığını, üstelik bu hizmetleri de Avrupa'nın üçte biri fiyatına sunduklarını söyledi.Salgın döneminde hastane kapasiteleri dolan birçok Avrupa ülkesinin yurt dışından gelen hastaları almadığını hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:"Biz o hastaları asla kapıda bırakmazdık. O ülkelere diyoruz ki 'Hastalarınızı kapı dışarı bıraktılar mı?' Bizde tedavi, her şey var, uzun ve orta vadeli tedaviler dahil. Müzakereler yapıyoruz. Vatandaşlar geliyor da devlet eliyle gönderileceklerin de Türkiye'ye gelmeleri lazım."
Uluslararası rekabet
Çavuşoğlu, salgının kaçınılmaz etkileri olduğunu, salgın sonrasına da iyi hazırlanmak istediklerini belirterek uluslararası yeni iş birliği ve rekabetlere hazırlandıklarını kaydetti.Ticarette de çok büyük rekabetlerin ortaya çıktığına dikkati çeken Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Özellikle savunma sanayisinde İngiltere ve ABD, Avustralya ile anlaşma yaptı nükleer denizaltı ile ilgili ve Fransa'yı saf dışı bıraktılar. Dost dosta da kazık attı. Bu pandemiyle de başladı herkes birbirine giden mallara el koymaya başladı. Kişisel koruma ürünleri, basit maske, gözlükler, ilaçlar, hammaddeler olsun el koymaya başladılar. Acımasız bir rekabetin hızlı şekilde arttığını görüyoruz. Biz iş birliğinden ve etkin çok taraflılıktan yanayız. Küresel sistemin eksikleri var, yanlışları var, iki yüzlülük had safhada. Bunlar dünyanın gerçekleri. Ama biz bunlar var diye uluslararası sistemden çekilecek değiliz. Tam tersine uluslararası sistemin güçlenmesi ve yenilenmesi için çaba sarf ediyoruz."Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dünya 5'ten büyüktür" açıklamasının içi boş bir slogan olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Gerçekten bugün BM hiçbir sorunu çözemiyor, hiçbir konuda ön alamıyor hiçbir çatışmayı engelleyemiyor. Özellikle Güvenlik Konseyi, veto hakkı, oylama gibi sistemler... Bunların değişmesi lazım, değişmezse BM yavaş yavaş Milletler Cemiyeti gibi kaybolur gider. O yüzden biz diyoruz ki çok şey değişti, kurumların da buna ayak uydurması lazım. Biz de 60 yıl önceki Türkiye gibi davranamayız ki her şey değişti. Bizim ayak uydurmamız lazım, öne geçmemiz lazım. Şimdi daha adil bir dünya mümkün diyoruz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin yurt dışı temsili
Türkiye'de son 20 yılda 123 yeni temsilcilikle yabancı misyon sayısının 289'a çıktığını vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:"New York'ta Türk Evini açtık. 1977 yılında rahmetli Demirel Başbakan, İhsan Sabri Çağlayangil Dışişleri Bakanıyken 10 katlı bir bina, girişle birlikte 11 katlı bir bina. Ben öğrenciyken orada çok bulundum. Öğrenciyken yetiyordu bize. 90'lı yıllardan bahsediyorum. Türk Evi daimi temsilciliğimiz, başkonsolosluğumuz, KKTC, bir katını da Bangladeş'e vermiştik. Derneklerimiz vardı, eğitim ataşeliği vardı. Hatırası çok ama artık yetmiyordu. Hemen arkasında 2 tane arsa aldık bir tanesi park yeriydi bir tanesi restoran. Şimdi 35 katlı bir bina. Tam BM'nin, diplomasinin merkezinin karşısında. Kimisi 'Ne gerek vardı buna?' diyor. Kuru kuruya bir itibar değil. Herkesin söylediği şey, 'Ancak süper bir ülke bunu yapabilir.' 4 yılda tamamlandık. Çok taraflı diplomasinin merkezinde kültürümüzü, turizmimizi, bize ait ne varsa tanıtacağız. Tüm kurumlarımızın ofisleri orada olacak. KKTC'ye de güzel bir kat verdik."Çavuşoğlu, daha sonra basına kapalı gerçekleştirilen toplantıda, turizm ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin sorularına cevap verdi.Toplantıya Aydın Valisi Hüseyin Aksoy, AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim, AK Parti MKYK Üyesi Seda Sarıbaş, AK Parti İl Başkanı Ömer Özmen ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com