Ankara
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, çalışma ziyareti kapsamında bulunduğu Berlin'de Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Temaslarında, turizm konusunun da ele alındığını aktaran Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Sağlık Bakan Yardımcısı Emine Alp Meşe ile yaptıkları bu ziyarette, Kovid-19 salgını sürecine ilişkin verileri muhataplarıyla paylaştıklarını vurguladı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin güvenli ve sağlıklı bir ortamda Almanya'dan ve diğer ülkelerden gelecek misafirleri ağırlamaya hazır olduğunun ve tüm tedbirleri aldığının altını çizerek, tüm tesislerin, havaalanlarının ve transferler dahil tüm sürecin Alman firmalarca sertifika edildiğini ve denetiminin de onlar tarafından yapılacağını belirtti.
Halihazırda, 11 Haziran itibarıyla 8 şehre uçuşların başladığını ve turistlerin de yavaş yavaş Türkiye'ye gelmeye başladığını kaydeden Çavuşoğlu, "Önemli olan Almanya'nın bu seyahat uyarısını gözden geçirmesi gerekiyor. Objektif veriler çerçevesinde (gözden) geçirmesi lazım. Alman dostlarımız da Türkiye'ye tatile gelmek istiyor." diye konuştu.
Çavuşoğlu, sadece Türk sektörü için değil Alman turizm sektörü için de bu konunun çok önemli olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Objektif kriterler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekiyor. Biz, son rakamları da bugün Heiko'ya verdik. Arkadaşlarımız da muhataplarına verecek. Objektif kriterler konulduğu zaman Türkiye'nin güvenli ülke listesinde olması lazım. Sağlık konusunda dünyada en iyilerden bir tanesi Almanya, bir tanesi de Türkiye."
"Turistleri huzur ve sağlık içinde ağırlayacağız"
Avrupa Birliği'nin (AB) listesinin de objektif kriterler çerçevesinde belirlenmesi gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Hiçbir verinin olmadığı, şeffaflığın olmadığı bazı ülkeler bu listede var, Türkiye yok. Burada görüyoruz ki siyasi saiklerle karar alınmış. Bilimsel konularda, sağlık konularında siyasi saiklerde bir ülkenin lehine ya da aleyhine karar almak, bizleri yanıltabilir ve bizi yanlış yerlere götürebilir. Geçen sene 5 milyondan fazla Alman turisti ülkemizde ağırladık. Hepsi de büyük bir memnuniyetle Almanya'ya döndüler."
Türkiye'nin şeffaf ve güncellenmiş verileri herkesle paylaştığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Hepimiz için en önemli olan şey, insanlarımızın sağlığıdır. Bizim açımızdan Türk vatandaşıyla Almanya vatandaşının veya başka bir ülkenin vatandaşının arasında bir ayrım olamaz. Hepsinin sağlığı önemli ve bunu da temin etmek için tedbirlerimizi aldık, hazırız ve inşallah yakın zamanda Almanya'dan ve diğer ülkelerden de turistleri ülkemizde huzur ve sağlık içinde ağırlayacağız." ifadesini kullandı.
'Bizim gemilerimizin kilit attığı iddiası doğru değil'
Türkiye'nin Libya'ya ilişkin tutumunun net olduğunu ve ülkedeki meşru Serrac hükümeti ile ilişkilerinin olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Bizim orada verdiğimiz, Libya'ya, askeri iş birliği anlaşmamız çerçevesinde, danışmanlık." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Fransa'nın, Türk donanmasının Fransız gemisini taciz ettiği iddiasına ilişkin ise şunları kaydetti:
"Fransa, gerek AB'ye gerek NATO'ya doğruyu söylememiştir. Bizim gemilerimizin kilit attığı iddiası doğru değildir. Raporlarla, belgelerle biz bunu kanıtladık. NATO'ya da verdik. NATO da bu gerçeği gördü. Fransa'nın, özellikle burada yanlış bilgilendirmeyle, yönlendirmeyle Türkiye aleyhtarlığı yapmak yerine samimi bir itirafta bulunması lazım.
Bizim şu anda Fransa'dan beklentimiz, doğru bilgi vermemesinden dolayı, 'ama'sız net bir şekilde bizden özür dilemesidir. Bu olabilir, birisi yanıltmış olabilir yönetimi. Dolayısıyla belgelerle ortaya çıktığı zaman da bu ülkenin, Türkiye'den özür dilemesi gerekiyor. Bizim beklentimiz bu."
Türkiye'nin, NATO müttefikleriyle ilişkilerine çok önem verdiğini ve böyle bir olayın yaşanmaması için de azami dikkati gösterdiğini dile getiren Çavuşoğlu, AB'nin Libya'ya yönelik silah ambargosunu denetlemek için düzenlediği Irini operasyonunun yanlışlığından ve Fransa'nın son zamanlarda kaybettiği zeminden kaynaklanan bir Türkiye karşıtlığının görüldüğünü vurguladı.
"AB Yüksek Temsilcisi Borrell Türkiye'ye gelecek"
Çavuşoğlu, Almanya'nın AB Dönem Başkanlığını tebrik ederek, ortaya koyduğu gerçekçi ve ihtiyaç duyulan önceliklere, Türkiye'nin de AB ile müzakereleri devam eden bir ülke olarak elinden gelen desteği vereceğini söyledi.
Türkiye'nin, AB yönetimi ve kurumlarıyla iyi bir diyaloğu olduğunu ve Almanya'nın AB Dönem Başkanlığı sürecinde de Türkiye-AB ilişkilerini daha sağlıklı bir şekilde geliştirmek istediklerini kaydeden Çavuşoğlu, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in pazartesi günü Türkiye'ye geleceğini bildirildi.
Çavuşoğlu, mevkidaşıyla yaptığı görüşmede, Türkiye'nin, Almanya'nın AB Dönem Başkanlığı sürecine ilişkin beklentilerini de dile getirdiklerini belirterek, Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesi, vize serbestisi, göç ve mülteci konularını da ele aldıklarını anlattı.
Bu konularda daha pozitif bir ortamda yol kat etmek istediklerini ancak Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Ege gibi "ilişkileri zehirleyen konular" olduğunu belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin, karşılıklı saygı ve çıkar temelinde, Yunanistan dahil herkesle var olan sorunları diyalog ve iş birliği içinde çözmekten yana olduğunu söyledi.
Suriye'de kalıcı bir barış ve istikrarın önemli olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye'nin ülkede ateşkesin tesis edilmesi ve siyasi sürecin hızlandırılması için ortaya koyduğu çabalara dikkati çekerek, AB'nin bundan sonraki süreçte insani yardımlar olmak üzere oynayabileceği roller olduğunu kaydetti.
Libya'da kalıcı ateşkes ve siyasi çözümün gerekliliğinin altını çizen Çavuşoğlu, Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in ateşkese yanaşmadığının Berlin'de açıkça görüldüğünü hatırlattı.
Ülkede kalıcı ateşkes için sonuç odaklı bir siyasi süreçle ilgili yol haritasının ortaya konulması gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Tüm bu konularda Almanya ile ve diğer ülkelerle çalışmak isteriz. Buna Fransa da dahil. Yeter ki hepimiz meşruiyetten yana olalım, yeter ki darbecileri desteklemeyelim ve Libya'nın bölünmesine karşı olalım.
Burada NATO'nun endişelerini de iyi anlamamız lazım. Bu endişeleri de karşılayacak bir istikrar ve huzura Libya'yı kavuşturmamız gerekiyor."
"Alman turistlerin uyarılara rağmen Türkiye'ye gelme sebebi, Türkiye'yi güvenli görmeleri"
Almanya'nın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle Türkiye'ye yaptığı seyahat uyarısını "hayal kırıklığı" olarak nitelendiren Çavuşoğlu, yapılan ikili görüşmede bu hissiyatın giderilmesine yönelik yapılanlara ilişkin soruya, "Bazı Alman gazeteci dostlarımız bu olaydan dolayı Almanya'ya küsecek miyiz diye sordu. Burada küsmek olmaz, yanlış bir bilgi varsa düzeltmek bizim görevimizdir. Daha fazla angajmana ve diyaloğa ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki tedavilere ilişkin soruların cevaplandığını belirten Çavuşoğlu, "Sağlık Bakanlığımız da Alman muhataplarına bir mektup gönderdi. Bugün de bu konuda duyduğumuz hayal kırıklığına ilaveten nasıl çözebileceğimizi ve neler yapmamız gerektiğini konuştuk.
İçişleri bakanlıklarını ilgilendirdiği için öğleden sonra da İçişleri Bakanı ile görüşeceğim. Dolayısıyla bugünkü görüşmelerimizin olumlu netice getireceğine inanıyorum ve umut ediyorum." dedi.
Çavuşoğlu, uyarılara rağmen Alman turistlerin Türkiye'ye gelmeye başladığını da ifade ederek, Almanlar ile Almanya'da yaşayan Türklerin seyahatlerini tamamladıktan sonra 14 gün izolasyon kuralından çekindiklerini söyledi.
Kendisinin de Antalya'da Alman komşuları bulunduğunu ve onların Türkiye'ye gelmeye başladığını dile getiren Çavuşoğlu, "Bunun sebebi Türkiye'yi güvenli görmeleri. Bu seyahat uyarısı ve engeller kalkarsa daha rahat bir ortamda gelecekler." diye konuştu.
Turistler otelde izolasyona girebilecek
Çavuşoğlu, Türkiye'de kullanılan bazı ilaçların Almanya'da ruhsatsız olmasının seyahat uyarısının sebepleri arasında gösterilmesine yönelik soruya, "Hiçbir hastaya ya da turiste şu ilacı kullanacaksın şeklinde bir dayatma yapılamaz." şeklinde yanıt verdi.
Kovid-19 tedavisinde tek bir tedavi yöntemi ya da ilacın olmadığını belirten Çavuşoğlu, "Kimse zorla bir tedaviye tabi tutulamaz, kimseye zorla bir ilaç verilemez. Kovid-19'la mücadelede her ülkenin çeşit çeşit tedavileri var.
Burada önemli olan hastaya tedavi olmadan önce ne tür bir tedavi istediğinin sorulması ve alacağı tedavi konusunda yazılı olurunun alınmasıdır. Tabii ki doktorlar yoğun bakımdaki ya da entübe olmuş hastalarla ilgili anlık kararlar verebilir." dedi.
Çavuşoğlu, Alman Sağlık Bakanlığı ve uzmanları Türkiye'deki tedavi yöntemleri ve hastaneleri görmeye davet ettiklerini de belirterek, "Türkiye'de bir turistte virüs görülürse, durumu da ağır değilse 14 günlük izolasyon sürecini isterse hastanede değil oteldeki izole bir bölgede geçirebilir.
Bunun için hazırlığımız var, otellerde izole bölümler ayrıldı ki pozitif vaka varsa o kişi orada tatilini sürdürsün, diğerlerine bulaştırmadan aynı hizmetleri alsın. Her türlü alternatifi düşünerek tedbir aldık ve bunun da sertifikasyonunu Alman şirketleriyle birlikte yaptık." şeklinde konuştu.
Alman Bakan Maas'a Libya konusunda sorulan soruya da yanıt veren Çavuşoğlu, "Halife Hafter Berlin'de, Moskova'da ve ülke yönetimine el koyduğunda şansını kaybetti. Sahada da kaybetti. Biz Libya'da tarafların masaya oturması konusunda katkımızı sürdüreceğiz.
Geçmişte bizim teşvikimizle meşru Fayiz es-Serrac yönetimi Berlin'de ortak deklarasyonu kabul etti, Moskova'da bir ateşkes belgesine imza attı, daha sonra da yapıcı bir tutum sergiledi. 5+5 formatında da yapıcı tutum sergileyeceğinden eminiz. Burada bizlerin de yapıcı tutumu önemli ve belirleyici olacaktır." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA . dikGAZETE.com